Otizm, üç yaşından önce başlayan, ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.
Otizmli birey olmak kadar, otistik birinin anne ve babası olmakta zordur… Pes etmemek, mücadele etmek gerekir…
Nereden biliyorum?
Meslektaşımız, KEDİ Otizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Serap Dikmen Ahmetoğlu’ndan tabii.. Evladı için eşi ile hayatını adadı, binlerce otizmli ailelerin yaptığı gibi…
Kendi evladına yaptığı fedakârlık yetmedi, diğer aileler için adım attı.
Otistik birey ve ailelerin sesini duyurmak ve haklarını aramak için geçen yıl. KEDİ Otizm Derneği’ni kurdu…
Şimdi yine bir mücadele içerisinde diğer ailelerle birlikte.
Son dönemlerde özel gereksinimli çocuklara yönelik ihlaller ve şiddet artınca özel eğitim sınıflarına kamera konulması talebiyle Kamu Denetleme Kurumu’na başvuru yaptı. Kurum, ise Milli Eğitime Bakanlığı’na sordu.
‘Kamera’ gerekli mi? diye.
MEB özel hayatı gerekçe göstererek ‘gerek yok’ dedi.
Peki neden?
Adı üzerinde güvenlik kamerası… Sınıflardaki kamera sadece çocukları değil, öğretmenleri ve görevlileri de koruyacak…
İkisi de kendini güvende hissedecek.
Darp, şiddet, güvensizlik ve ötekileştirme ortadan kalkacak…
MEB’in kameraya ‘hayır’ demesi mantıksız…
Peki, kameralardan neden korkuyoruz…
Havalimanlarında AVM’lerde karakollarda sokaklarda, hatta parkların yanı sıra apartman girişleri ve otellerde kameralar her yerde…
Buralarda özel hayat yok mu?
Özellikle otel ve AVM’ler…
Onlara neden sesiniz çıkmıyor?
Otele, AVM’ye girerken kameraları kapatın diyor musunuz?
Eminim özel eğitimli çocuklara ders veren eğitimcilerde kamera kurulmasından memnun olur.
Burada gerekçe özel hayat değildir.
Burada kameralardan korkan Milli Eğitim Bakanlığı’dır….
XXXX
Hiçbir insan öylesine girmiyor
Hayatımıza…
Kimileri ceza, kimileri bela.
Kimileri imtihan, kimileri ise armağan
CAN YÜCEL