Yapay Zeka, Reklamcılık ve Yaratıcılık

Eski bir reklam yazarı olarak reklamcılığı iki yerde öğrendim. Önce Anadolu Üniversitesi, İletişim Fakültesi’nde, sonra Ogilvy&Mather İstanbul’da. Ogilvy bir okuldur. O açıdan iş hayatına burada başladığım için çok şanslıyım.

Peki, nedir reklam?

Aslında basitçe reklam; bir ürünün (mal veya hizmet) hedef kitlesine o ürünü anlatan içeriktir. Bu içerik, çeşitli şekillerde olabilir. Televizyon reklamı, basın ilanı, Açıkhava reklamcılığı dediğimiz billboard’lar olabileceği gibi, dijital medyada görebileceğimiz çeşitli reklamcılık türleri var. Eskiden reklamlarda “ünlü kullanımı” vardı. Şimdi “Influencer” denilen sosyal medya fenomenleri var.

Reklamcılığın altın çağı denilen 1960’lı yıllarda iletişim kanalları kısıtlı olduğu için ve reklam yaratıcılarının da tüketicinin de algısı henüz kirlenmediği için çok kaliteli işler çıkmış ortaya.

Bugün dünyada reklamcılık, takip ettiğim kadarıyla, yine belli bir seviyede üretilmeye devam ediyor. Türkiye’de ise kalitenin düştüğünü, yaratıcılığın azaldığını söyleyebiliriz belki. Sosyal medyada “nostaljik reklamlar” olarak paylaşılan 90’lı yılların reklamlarının çok daha akılda kalıcı ve kaliteli olduğu söylenebilir. Neden acaba? Bence nedeni “entelektüel merak” eksikliği.

Aslında bu, reklamcılıktan sinemaya, müzikten görsel sanatlara geçmişten bu yana gelen, gerçekten bir kalite düşüşü mü? Yoksa bunca içerik bombardımanı içinde biz mi sıradan algılıyoruz birçok şeyi?

İnsanların ilgisini çekmek her geçen gün daha da zorlaşıyor sanki. Bilgiye ulaşım daha kolay. O zaman kitleleri etkilemek de zorlaşıyor belki de. Politik veya sanatsal açıdan. Onlara gerçekten güvenilir, etkileyici bir şeyler söylemek gittikçe zorlaşıyor gibi çünkü artık hayatımızda yapay zeka, bilgi kirliliği ve dezenformasyon gibi kavramlar var.

Bu durumda yeni şeyler söylemenin önemi artıyor diyebilir miyiz?

Yapay zeka, tıpkı sosyal medya gibi, nasıl kullanırsak öyle etki edecek bir teknoloji. Hayatı kolaylaştırdığı bir gerçek. Birçok meslek yok olurken yenileri doğuyor. Yapay zekanın hayatımızı olumlu-olumsuz nasıl etkileyeceğini göreceğiz ancak ben yapay zekanın yaratıcılığımızı kısırlaştıracağını filan sanmıyorum. Aksine teknik işleri yapay zekaya yaptırıp hamakta dinlenirken daha yaratıcı fikirler bulabiliriz. Dediğim gibi; bize bağlı bu.

Reklamcılığa dönersek; yapay zekayı en etkili kullanacak alan reklamcılık olacak-olmalı gibi geliyor bana. Reklamcıların yaratıcı fikirleri gerçekten yaratıcıysa yapay zeka ancak daha hızlı uygulamayı sağlayacaktır. Yapay zeka biliyorsunuz, fikir de üretebilen bir teknoloji. Nasıl mı? En azından şimdilik oldukça ilkel boyutta. Gelecekte nasıl olur bilmiyorum.

Reklam yaratıcılığında, senaryo yazarlığında filan asıl mesele fikri işlemektir. Ben yapay zekanın çok iyi fikirler üretse de bu fikirleri bir insan kadar iyi işleyebileceğine inanmıyorum. İnsan karmaşık bir canlı ve bir gün yapay zekanın duyguları bile olsa insan zihninin, psişesinin karmaşıklığına erişemez. Yaratıcılığın kaynağı ise bu psişedir, biliyorsunuz.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda, merak ediyorum.