Son birkaç aydır herkes bana aynı soruyu soruyor.

Sen araştırmacısın, 35 yıldır kamuoyu araştırması yapıyorsun, toplumun nabzını tutuyorsun…

Sen bilirsin!

Siyasette neden şaşırtıcı şeyler oluyor?

Ülkede neler oluyor?

Bunun sonu ne olur?

Sokağın nabzını çok iyi tutan bir siyasetçi olan Recep Tayyip Erdoğan, hepimize yanlış gelen siyasal hamleleri neden yapıyor?

***

Bazen çok zor gibi görünen sorunun cevabı çok basittir.

Basit olduğu için yanıldığımızı düşünürüz.

Bir başka sebebi olmalı, bu kadar 'basit olamaz' diye düşünürüz.

Ancak siyaset çok basit bir matematik üzerinde ilerler.

Toplum, iç içe geçmiş, kesişen kümeleri olan bir bütündür.

Her gün, sosyal hayatta bir araya gelen ve karşılıklı etkileşim içinde olan bireyler bilerek ve bilmeyerek ortak geleceği belirlerler.

Vatandaşlar, hayatın normal akışı içinde hiçbir siyasal etki altında kalmadan hangi partiye yada siyasetçiye gönül verirse ülkede o kişi lider, parti iktidar olur.

Bunu normal siyasal süreçler ile engellemek siyaset sosyolojisi açısından imkânsızdır.

Bu nedenle normalin dışına çıkmak gerekir.

Çünkü başka şans yoktur.

***

1994’te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan, o dönemin “devlet, askeri, bürokrat ve iş dünyası muktedirleri” tarafından öteki olarak görülüyordu.

Ancak sıradan (siyasallaşmamış olan) vatandaşın gönlüne giren Recep Tayyip Erdoğan, 2002’de kurduğu parti ile ilk seçimde iktidar oldu.

Ve bu iktidar 23 yıldır devam ediyor.

***

2019 yerel seçiminde Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilince, halktan ve sokaktan kopan AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan geleceği gördüğü için beş yıl boyunca Ekrem İmamoğlu’nu başarısız kılmak için her türlü tedbiri aldı.

Ancak aldığı her tedbir Ekrem İmamoğlu’nu büyüttü.

Çünkü, İmamoğlu artık halkın gönlüne girmişti. 2024 seçiminde Ekrem İmamoğlu’nun daha büyük bir oy farkı ile seçimi kazanması AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’a siyaseten manevra olanağı bırakmadı.

Bu nedenle, Ekrem İmamoğlu’nun her türlü riski alarak durdurulması gerekirdi.

***

Peki, bu müdahaleler siyaseten doğru mu? 

Hayır, doğru değil.

Ancak, AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan, ya olağan siyasal süreci takip edip büyük ihtimalle Cumhurbaşkanlığı seçimini kaybedecek ya da risk alarak yeni bir yol bulmaya çalışacaktı.

Erdoğan’ın bugün her türlü risk alarak yapmaya çalıştığı bu süreci denemektir.

Herkesin şaşırdığı durumun çok basit bir cevabı var yani;

Ya kaybetmeyi göze alacaksınız ve olağan siyasal süreci işleteceksiniz ya da çok riskli yeni yol bulmaya çalışacaksınız.

 Erdoğan,  tüm risklerine rağmen bugün yeni bir yol denemeye çalışıyor.

Bunun başarıya ulaşıp ulaşmayacağını, tüm muhalefet bileşenlerinin göstereceği tavır belirleyecektir.

Başta, CHP olmak üzere tüm muhalefet bileşenleri bu süreci doğru yönetir ise Erdoğan’ın bu hamlesi siyaseten başarıya ulaşamaz.

Ancak, CHP kendi içinde kırılma yaşar, parti içi iktidar peşinde koşanlar kendi menfaatlerini parti ve ülke menfaati üzerinde tutarsa Erdoğan istediğini alabilir.

***

2002’den bugüne kadar ülke gündemini AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan belirliyordu.

Artık gündemi belirleme avantajı başta CHP olmak üzere muhalefet bileşenlerine geçmiştir.

Muhalefet, ya hep beraber başaracağız yada hep beraber kaybedeceğiz derse ilk seçimde yeni bir yönetim ile tanışacağız.

Ancak, bugünün sıcak gündemi değişince CHP’yi çok büyük sorunlar bekliyor.

Bunu unutmayalım!