Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı.
Yaklaşık üç yıl önce, 13 Ekim 2020’de açıldı. Vakıf, isminden de anlayacağınız üzere, web sitelerindeki kendi tanımlarıyla; “birlikte yaşama” imkanları yaratarak disiplinlerarası bir yaklaşımla eğitim ve araştırma kurumları kurulabileceği ve sanat, politika üretilebileceği anlayışına sahip.
Bir gelecek tahayyülleri var. Çevre ile barış içinde yaşamaya imkan veren, eşitlikçi, paylaşımcı ve demokratik bir toplum…
Bu noktada çok kullandığımız demokrasi kavramının içeriğine bir bakalım istiyorum.
Wikipedia’nın demokrasi maddesinde demokrasinin özellikleri şöyle sıralanıyor; toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, mülkiyet özgürlüğü, din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, vatandaşlık, yönetilenlerin rızası, genel oy hakkı, özgürlük hakkı ve yaşam hakkı ve azınlık hakları. Bu sıralanmış maddelere genel olarak baktığımızda öne çıkan iki kavram var; “özgürlük” ve “çoğulculuk.” Benim için demokrasi kavramının içini en çok dolduran kavramlar bunlar. Bu anlamda Bayetav’ın toplum tahayyülü bütün maddeleriyle altına imzamı atabileceğim bir gelecek tasavvurundan söz ediyor.
Vakfın bu tahayyüle uygun olarak, web sitesinde bahsettiği bazı hedefleri var elbette. Okul öncesi, ilk, orta, lise ve yüksek öğrenim kurumları kurmak. Geleneksel disiplin ayrımlarını aşan, hayata dokunan araştırmalar yapmak, ortak yaşam kültürünü besleyen etkinlikler düzenlemek, benzer hedefleri olan eğitimci, araştırmacı, sanatçı, aktivist birçok farklı disiplinden insanla buluşmak ve işbirliği yapmak, disiplinler ötesi ve kültürlerarası çalışmalar için platform, başvuru ve kaynak merkezi haline gelmek.
Ben vakfın bu kısa sürede yaptıklarını incelediğimde bu hedeflerine şimdiden dokunduğunu, kısa sürede bunlara ulaşacağını hatta bu hedefleri aşacağını düşünüyorum. Vakfın dört mekanı var; Akademik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi, Bayetav Sanat, Çınarköy Doğa Merkezi ve Öğretmen Köyü. İzlenimlerime göre; Bayetav’ın kapıları soru soran, düşünme cesareti gösteren, farklı alanlarda araştırmalar yapan, özgürlükçü, yapıcı, esnek bakabilen, çoğulcu herkese açık.
“Ben araştırmacı değilim.” diyorsanız, en azından vakfı sosyal medyada takip edip etkinliklerine katılabilirsiniz. Yakın zamanda Bayetav Sanat’ta konser, söyleşi, atölye gibi çeşitli etkinlikler olacağını öğrendim.
Son olarak, 17 Eylül’e kadar da devam edecek olan disiplinlerarası bir sergiden bahsetmek istiyorum: Yeryüzüne Övgü. Sevim Sancaktar’ın kuratörlüğünde hazırlanmış, “bir arada yaşama” kavramına “insan merkezci” olmadan bakabilen, kültürel çeşitliliğin doğa, iç mimari, görsel sanatlar ve tasarımla birleştiği “disiplinlerarası” sıfatına yakışır, çok etkileyici bir sergi olduğunu söyleyebilirim. Sergideki eserler ve araştırma projeleri üç sorudan yola çıkmış:
“Yeryüzü ile ilişkilenme hallerimizi farklı varoluş biçimleri üzerinden nasıl yeniden düşünebiliriz?”
“Dünya insan eliyle şekillendirilirken onu nasıl daha kapsamlı algılayabiliriz?
“Bunun için bizlere düşen sorumluluk ne?”
Bu değerli vakıfla tanışmak için Bornova’ya yolunuzu düşürüp Bayetav Sanat’ın, doğanın içindeki Fernand Pagy Levanten Köşkü’nde kurulan zarif, estetik mekanını görmeyi ve flora araştırmalarının da yapıldığı keyifli bahçesinde kahve içmeyi ihmal etmeyin.
*Bayetav: www.bayetav.org/tr