Al pazarı koy ekrana işte sana siyaset!

» Büyük Manşet » Al pazarı koy ekrana işte sana siyaset!

İdris Akyüz yazdı.

Geçen gün pazara gittim. (Her hafta giderim) Bakkaldan, manavdan daha ucuzdur ve ben de bir şeyler alırım diye… Ancak esas amacım, hem pazarcı esnafıyla hem de alış-verişe gelenlerle dertleşmek. Bu arada da kimin, patatesi, soğanı, domatesi, marulu vesaire… ne kadar aldığını ya da alabildiğini gözlemlemek… Ve tabi tepkilerine kulak vermek…

Peşinen söyleyeyim ki siyaset burada ! Ne mecliste, ne siyasi parti liderlerinin “göstermelik” toplantılarında ne de beyanlarında… Siyasetin kalbi, çarşı pazarda atıyor. Serzeniş, bağırış çağırış, isyan çığlıkları… Mahcup AKP iktidarı yanlıları, hepsi orada…

Al pazarı, al pazarcı esnafını, al tüketiciyi koy ekrana… İşte size siyaset.  İşte size ülkenin gerçekleri ve vatandaşın hali pür melali…

İşte size iktidar, işte muhalefet…

********

Kilosunu 15 liradan sattığı domatesin fiyatına itiraz edince pazarcı diyor ki; “sen diyorsun be kardeşim, mazotun litresi olmuş 36 lira! ! ”

Kirazı ve çileği 40 liradan, karpuzun kilosunu 10 liradan kavunu 20 liradan satan da aynı dertten muzdarip. 10 lira pul olmuş, kabak bile alamıyorsun… Zaten pazarcı esnafı liradan  bir “sıfır”ı fiilen silmiş. 50 liraya 5, 100 liraya 10, 200’lük banknota 20 lira diyor… Gördüm ki; kesesine göre filesini doldurmaya çalışan tüketici de aynı şeyi söylüyor… Bir şey daha söylüyorlar; o da savaş yıllarında bile böyle fahiş fiyatlar görülmediği…

Kısacası, her şey iktidarın aleyhine…

******

Şu bir gerçek ki; hangi demokratik ülkede olursa olsun, bu kadar yıpranmış bir iktidarın ayakta kalması mümkün değildir. Eğer bugünkü AKP iktidarı hala kendini umut haline getirebiliyorsa, muhalefetin oturup “nerde yanlış ya da eksik yapıyoruz diye” kendisini sorgulaması kaçınılmazdır.  Muhalefet, yerel seçimlere giderken,

“Aynı deneyden, farklı sonuç beklemek” ten vazgeçmelidir. Ve bunu yaparken aynı zamanda  “bireyin sorumluluğu”nu da öne çıkararak, vatandaşı tahrik ve teşvik edebilmelidir. Günün gerçeklerini kullansınlar yeter…

Ama nerdeee… Görüyorum ki muhalefet kendi içinde kendine muhalefet etmekle meşgul.

Hele hele anamuhalefet partisi CHP… 14 ve 28 Mayıs seçimlerini kazanamayınca parti içinde kıyamet koptu… Bir “değişim” tartışmasıdır aldı gidiyor. Genel Başkan Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, partiyi bugüne kadar yöneten hemen hemen tüm bildik isimler, “değişim” çağrısı yapıyor. Hamasi ifadelerle, “Kişiler ya da isimler önemli değil, önemli olan sistem” diyerek, seçim sonuçlarındaki sorumluluklarını hafifletmeye çalışıyorlar. Bu arada yapısal değişim için yeni bir tüzük için komisyon oluşturup, parti kamuoyunun gazı alınmaya çalışılıyor.

*****

Sonuç olarak muhalefet partilerine önerim şudur;

“Hiç uğraşmayın, tv ekranlarına çıkıp, ahkam kesmeyin! Çarşı-pazar esnafı ve tüketici arasında geçen diyaloğu ekrana taşıyın” yeter.