19 Mayıs, bu toprakların kaderini değiştiren bir milattır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun’a çıkarak başlattığı bağımsızlık yürüyüşünün ilk adımıdır. Aynı gün, bu kez İzmir’de, başka bir büyük yürüyüşe omuz verme vakti gelmiştir. Tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için İzmir’de düzenlenecek miting, sadece bir siyasi etkinlik değil; bir vicdan çağrısı, bir demokrasi nöbeti, bir halk duruşudur.

Neden İzmir?

Çünkü Ekrem İmamoğlu, cumhurbaşkanlığı hayalini ilk kez İzmir’den dillendirmişti. Çünkü İzmir, Kurtuluş Savaşı’nın başladığı ve sonlandığı ruha sahiptir. Hasan Tahsin'in “ilk kurşunu” sıktığı, Anadolu halkının ayağa kalktığı, Cumhuriyet’e nefes olduğu yerdir. Ve şimdi bir kez daha, özgürlüğün ve adaletin sesi, İzmir’den yükselmelidir.

Haksızlıklar Zinciri

Ekrem İmamoğlu’na yapılanlar, sadece bir kişiye değil, seçmenin iradesine, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yöneliktir. Bu ülkede bir büyükşehir belediye başkanı, halkın açık iradesiyle iki kez üst üste seçildi. Ancak o günden bu yana İmamoğlu’nun önü türlü yollarla kesilmeye çalışıldı.

Peki, neler oldu?

  • YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla aldığı mahkûmiyet kararı, hukuk tarihimize kara bir leke olarak geçti. Söz konusu açıklama, eleştiri sınırları içerisindeydi ve daha da önemlisi, siyasi bağlamı görmezden gelinerek ceza verildi.
  • Belediyeye yönelik teftişler ve soruşturmalar, siyasi baskının araçları haline geldi. İmamoğlu’nun icraatları sürekli olarak engellendi, projeleri bürokratik duvarlara çarptırıldı.
  • Medya ambargosu ve kara propaganda, kamuoyunu manipüle etmeye dönük planlı hamlelerle devreye sokuldu. Her fırsatta hedef haline getirildi, itibarsızlaştırılmaya çalışıldı.
  • Son olarak hukuki zemini son derece tartışmalı bir tutuklama kararıyla, aktif görevdeki bir belediye başkanı cezaevine konuldu. Bu artık yalnızca bir yargı meselesi değil, doğrudan siyasetin alanına müdahaledir.

Cumhuriyet mitinglerinin ruhu

19 Mayıs’taki miting, tıpkı 2007’deki Cumhuriyet mitingleri gibi, halkın baskıya karşı dik duruşunu simgeleyecek. O mitinglerde insanlar laiklik için, özgürlük için, Cumhuriyet’in temel ilkeleri için bir araya gelmişti. Şimdi de İmamoğlu şahsında, demokrasiye sahip çıkmak için buluşacak.

Bu sadece İmamoğlu’na destek mitingi değil; halkın kendi iradesine, kendi seçtiği yöneticisine sahip çıkma mitingidir. İzmir’in meydanları, bir kez daha direnişin, bir kez daha umudun simgesi olacaktır.

Ekrem İmamoğlu’nun mücadelesi, bir kişisel ikbal davası değil, toplumsal bir uyanışın, yeni bir siyasal ahlakın ve halkın iradesine sahip çıkma bilincinin öyküsüdür. 19 Mayıs’ta İzmir’de toplanacak olan kalabalık, sadece bir adalet çağrısı yapmayacak; aynı zamanda Cumhuriyet’in değerlerini yeniden hatırlatacak.

Hasan Tahsin’in ruhu, o ilk kurşunun izinde, şimdi İmamoğlu için atılacak her adımda, her sloganda, her bayrakta yeniden can bulacak.