Merhaba Genç Dostum,
Türkiye’de yaşamanın senin için ne kadar zor olduğunu biliyorum. Seni tahmininden daha iyi anladığımı bilmelisin. Yeteneklerini keşfedebildiğin, ihtiyaç duyduğun her şeyi satın alabildiğin, iyi bir yemek yemenin, kaliteli giyinmenin, haftada bir sinemaya, tiyatroya gitmenin, istediğin kitabı alabildiğin, başka ülkeleri gezebildiğin bir hayatın lüks sayılmadığı bir dünyada yaşamayı arzuladığını biliyorum.
Hayat hepimizi inan, çok zorluyor. Biliyorsun; bazen hayatta kalabilmek için, bazen kendimizi basitçe ifade edebilmek için, bazen yaratabilmek için, bazen ağlamamak için, bazen kim olduğumuzu unutmamak için, bazen sığınacak bir yer bulabilmek için, bazen sevdiklerimizi korumak için büyük bir mücadele veriyoruz.
Senden ricam ne yaparsan yap lütfen sağduyuyu kaybetme. Sana, “Bu ülke sana emanet” demeyeceğim ama şunu net söyleyebilirim: Bu dünya sana emanet.
Dünyaya, çocuklara ve ağaçlara sahip çıkmanı rica ediyorum. Dünyaya açıl. Gidebiliyorsan başka ülkelere git, gez, yaşa. Biriktir ve birikimini üretime dönüştür. Ne üretirsen üret, insanlara faydalı olması için uğraş. İnsanlık için çalışmaya çalış. İlk başta kendi alanını bulamayabilirsin. Aramaya devam et. Bir gün mutlaka üretmen gereken işin ne olduğunu bulacaksın. Yeter ki, hayatına ve ürettiğin işe anlam katmayı ihmal etme. Yoksa modern bir köleye dönüşür ve yaşama sevincini kaybedersin.
Herkesin bu dünyada insanlığa verecek bir yeteneği, özelliği mutlaka var. Sen de bu dünyaya hediyeni vermek için geldin. Onu mutlaka bul.
Gençlik yılları tahmin ettiğinden daha hızlı geçiyor. Şu anda 20lerinde veya 30larında olabilirsin. Bu yılların ömrünün en kıymetli yılları olduğunu hatırlamanı isterim. Kendini yarattığın yıllar bunlar. Kendini ancak meraklı biri olarak yaratabilirsin.
Sana önemli bir şey daha söylemek istiyorum. Sakın pes etme.
Çevrende sana yol gösterebilecek birisi yoksa gitmen gereken tek bir yer var; kütüphane veya en yakın sahafa gidip sahibiyle sohbet edebilirsin mesela. Kitaplar/yazarlar en iyi, en bilge dostlardır. Her şey ve herkes geçer ama kitaplar seninle kalır. O yüzden en yakın dostunu okuyarak seçebilirsin. Çok oku ve aralarından kendine en yakın bulduğun yazarı seç. Zaten zamanla okuduğun bir yazar, bir başka yazarı tanıştıracak sana. Bu macera heyecanla devam edecek, buna kalpten inanıyorum.
Kendi 43 yaşımdan naçizane sana söylemek istediklerim şimdilik bunlar.
Sevgiyle kal,