Balkan camiası olarak, ne hikmetse bir araya gelip ortak bir duruş sergilemekten imtina ediyoruz gibi geliyor bana. Bu düşüncenin sadece bana ait olduğunu sanıyordum; ta ki bir dostumla yaptığım sohbet sırasında onun da aynı duyguları paylaştığını fark edene kadar. Meğer bizim gibi düşünen birçok insan varmış Rumeli-Balkan camiasında… Yalnızca, şimdilik sessiz kalmayı tercih ediyorlar gibi hissediyorum.
Oysa ki birliğe, dayanışmaya ve ortak bir sesi yükseltmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Kendi içimizde birbirimizi anlamaya, dinlemeye ve desteklemeye başlarsak, dışa karşı daha güçlü bir yapı ortaya koyabiliriz. Zira köklerimiz sağlam, tarihimiz derin, kültürümüz zengin… Ancak bütün bunları yaşatmak ve geleceğe taşımak için birlik olmamız şart.
Dostumla yaptığım bu anlamlı sohbet sırasında, tüm bu duygular ve düşünceler kendiliğinden bir yazıya dönüştü. Dilerim ki bu satırlar, ortak bir uyanışa ve harekete vesile olur.
Umarım en kısa zamanda Rumeli-Balkan camiası olarak bir araya gelir, geçmişin mirasını geleceğe hep birlikte taşırız.
Dostumla bu konuları konuşurken yazı ortaya çıktı. Ne dersiniz gerçekleştirilmesi kolay bir konu değil mi?
Boşnaklar ve Arnavutlar Arasında Küresel Stratejik İş Birliği Potansiyeli: Bölgesel Güvenliğe Yeni Bir Perspektif
Sırbistan, Macaristan ve Republika Sırpska arasında gelişen askeri yakınlaşma, bölge halklarının tarihsel hafızasında derin izler bırakmış güvenlik kaygılarını yeniden gündeme getirmiştir. Bu üçlü iş birliği yalnızca sembolik bir savunma paktı değil, aynı zamanda Boşnaklar ve Arnavutlar için caydırıcı bir karşı blok oluşturma ihtiyacının da işaretidir.
Türkiye ve Bölge Aktörlerinin Pasifliği: Yeni Bir Döneme Giriş
Türkiye’nin ekonomik daralması ve bölgesel politikalardaki zayıf etkisi, Boşnaklar için güven verici bir stratejik ortaklık zeminini zedelemektedir. Ancak Kosova, Arnavutluk, Sancak ve Bosna merkezli yeni bir stratejik koalisyon, sadece sahadaki dengeyi yeniden kurmakla kalmayacak, Türkiye ve diğer aktörlerde “FOMO” (gelişmeleri kaçırma korkusu) etkisi yaratarak daha ciddi ve sürdürülebilir desteklerin önünü açabilecektir.
Küresel Diaspora Gücü ve Stratejik Derinlik
Hem Boşnaklar hem de Arnavutlar, göç tarihleri boyunca Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Orta Doğu’da güçlü diasporalar kurmuşlardır. Bugün bu toplulukların yurt dışındaki nüfusları, ana vatanlardaki nüfusları aşmaktadır.
Sancak Bölgesi, bu iki halk arasında yalnızca kültürel bir bağ değil; aynı zamanda birleştirici bir coğrafi eksen sunmaktadır.
Global Boşnak-Arnavut Think Tank Önerisi
Bu stratejik iş birliğini derinleştirmek adına, diaspora gücünü, entelektüel birikimi ve stratejik vizyonu tek çatı altında toplayacak bir yapı öneriyoruz:
Boşnak-Arnavut Stratejik İş Birliği Enstitüsü (BASE - Bosniak-Albanian Strategic Engagement)
Merkezleri: Priştine, Saraybosna ve New York / Brüksel üçgeninde çalışabilecek çok merkezli yapı.
Amacı: Küresel diaspora aktörleri, akademisyenler, iş insanları, medya temsilcileri ve politik figürlerin birlikte strateji üretmesi.
Alanları:
Güvenlik politikaları
Ekonomik kalkınma
Ortak diaspora diplomasisi
Gençlik ve girişimcilik ağları
Kültürel koruma ve tanıtım
Uluslararası temsil ve lobi faaliyetleri
Bu Think Tank, Boşnak ve Arnavut kimliğinin savunulması, yeniden tanımlanması ve geleceğe taşınması noktasında kolektif bir akıl, diplomatik platform ve projeksiyon merkezi olacaktır.
Stratejik Ortaklık Alanları (Güncellenmiş)
1. Kimlik ve Kültürel Diplomasi
2. Diaspora Temelli Lobi ve Temsil Mekanizmaları
3. Bölgesel Girişimcilik ve Ekonomik Entegrasyon
4. Güvenlik, Siber Savunma ve Psikolojik Savaş
5. Ortak Medya ve Kamuoyu Etkisi
6. Think Tank ve Entelektüel Üretim (BASE)
Bu yapı, yalnızca bir savunma refleksi değil; aynı zamanda Balkan halklarının özgüvenli ve kolektif bir gelecek vizyonunun ilk adımı olacaktır.
Benim düşüncelerim bu doğrultuda net. Umuyorum ki Rumeli-Balkan camiasındaki federasyonlar ve dernekler de bu yolda bir hamle yapar ve bu düşüncelerin hayata geçirilmesi için gerekli çalışmaları başlatırlar. Bu süreçte, federasyonlar ve dernekler tarafından yürütülecek her türlü çalışmada üzerime düşen ne varsa, katkı sağlamaktan memnuniyet duyarım.
Birlik ve beraberlik içinde hareket edersek, güçlü oluruz. Böylelikle, temsiliyet hakkımızın da siyasi partiler nezdinde hakkaniyetli bir şekilde değerlendirileceğine inanıyorum.