Günaydın Gazetesi’nde muhabirlik yıllarımızdı.
İzmir-Karşıyakası’da bir lise Finlandiya’daki Dünya Futbol Şampiyonası’nda final oynamış ve Nijerya temsilcisine yenilerek ikinci olmuştu.
Bütün gazete manşetlerinde o lise vardı; Şemikler Lisesi…
Türkiye şampiyonluklarına abone olmuş, sadece futbolda değil voleybol, atletizmde, basketbol, yelkende de önemli sporcular yetiştirmişti.
O okuldan Ay-Yıldızlı formayı kuşanan, üç büyüklerde oynayan, liglerimizde as olan futbolcular çıkmıştı.
Gazetenin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan, lise ile ilgili bol fotoğraflı röportaj siparişi vermişti.
Gidip futbolcularla,
okul yöneticileriyle, öğrencilerle ve semt sakinleriyle konuşmuş,
bu başarının sırrını ortaya koyan bir yazı çıkmıştı ortaya.
Anımsadığım;
sonraki günlerde Türk Futbolu’nun Taçsız Kralı Metin Oktay da okula gelmiş, özellikle futboldaki başarının nedenlerini öğrenmek istemişti.
xxxx
Elbette bu başarının mimarları arasında
Efsaneleşmiş Bir Okul Müdürü vardı;
“32 yaşında Türkiye’nin En Genç Lise Müdürü Unvanı’nı almış Muammer Gezginci!”
“Şemsos Efsanesi’’nin yaratıcısı Muammer Hoca(Öğrenciler arasındaki Şemikler Lisesi ‘Şemsos’ olarak anılırdı)
O; “Eğitim ve öğretimin sadece okullarda görüldüğü düşünmeyenlerdendi.
Ya da bilgi sadece kitaplardan edinilmezdi.
Hayatın, kültür sanat spor faaliyetlerinin “insanı okullardan daha iyi eğittiğini” savunanlardandı.
Vicdanı, bilimi aklı da!
Bunların hepsi elbette bir olur, “geleceğin umutlarına” dünya kadar şey öğretirdi.
Bütün derdi, amacı;
her birini evlâdı kadar sevdiği öğrencilerinin “insanı insan yapan” değerlere sahip olmasıydı.
Neticede;
farklı bir eğitim emekçisiydi Muammer Hoca…
xxxx
Meslek Ustamız ve İzmir 68’liler Birliği Başkanı Okan Yüksel
yakın dostu Muammer Gezginci’yi şöyle anlatır;
“Türkiye’de yürekli bir eğitimci çıktı.
Adı Muammer Gezginci.
Eline tebeşiri aldı ve kara tahtaya matematik, fizik, kimya formüllerinden önce şu beş harfliyi yazdı; ‘sevin’
Franklin’in sözüdür ya,
hep paylaşırım;
‘Ölür ölmez unutulmak istemiyorsanız ya okunmaya değer eser yazın, ya da yazılmaya değer işler yapın.’
İşte Köy Enstitüleri modelini rotası kabul eden Muammer Hoca!
Yaptıkları bir hikaye değil… Yetiştirdiği öğrenciler, eğitime katkıları… Destandır destan…”
xxxx
“Matematikçi”
Muammer Hoca’nın öyküsünü anlatan oğlu Deniz Gezginci’nin yazdığı “Babamın Hikayesi”ndendir şu ifadeler de;
“Hayatta ki en büyük zenginliklerinde biridir sayıları binlerle ifade edilen yetiştirdiği öğrencileri.
Onlara sevgiyi, doğruluğu, insanları sevip saymayı öğretti.
Ona göre ‘sevgi’ Tanrı’nın insanlara verdiği en büyük armağan, en büyük zenginlikti.
İnsanlar parayı bulabilir ve çok para kaybedebilirlerdi ama onun öğrencileri sevgiyi asla kaybetmeyen bir yüreğe sahip olmalıydı. Onlara hep bunu aşıladı.
Şu ana kadar yetiştirdiği kötü yola sapmış hiçbir öğrencisiyle karşılaşmadı.
Otuz yıllık eğitimcilik hayatı hep bunun mücadelesiyle geçti.
Eğitim camiasına adını altın harflerle yazdırdı
(…)
En büyük hayâli
-bir saatlik bile olsa-
Milli Eğitim Bakanlığı’nın başına gelmekti.
Ülkenin kaderini değiştireceğini söyleyecek kadar iddialıdır bu konuda…
O babadan eğitimciydi, dedesi Hasan Efendi de bir öğretmedi…
Unutmadan;
Karşıyaka’da uluslararası boyut kazanan, TRT’nin de canlı yayın yaptığı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları, Muammer Gezginci’nin Karşıyaka Milli Eğitim Müdürlüğü’nü üstlendiği dönemdedir.
Otuza yakın ülkeden katılımın sağlandığı kutlamalar büyük coşkuya sebep oluyordu.”
xxxx
“Tarikat-Cemaat-Siyaset-Ticaret-Rezalet-Cinayet “ eksenlerinde iyice ‘fütursuz ve fevkalade kollamanın zirve yaptığına dair izler’ içeren haberler yağıyor. Sarık-Takke-Cüppe-Çarşaf temalı tektip kuşanmış birliklerin ayak sesleri ile inadına çınlatılmak isteniyor.”
Benim de katıldığım tespit; çok değerli meslektaşım Zafer Arapkirli’nin…
Bilimsellikten katbekat uzak eğitimin “dinselleştirildiği” bir dönem yaşıyoruz.
Okullara ”manevi danışman” adı altında imam vaiz atanıyor.
Bilimin ışığından uzaklaşan bir eğitim sistemi, Cumhuriyet ilke, değer ve kazanımlarına terstir.
Yaşadığımız şu günlerde çocuklarımızın geleceğinin heba olmaması için; Muammer Hoca gibi örnek eğitimciler olmalı okullarımızda.
Çocuklarımızı kültür sanat faaliyetlerine, spora teşvik eden, sevgiyi amaçlatan, doğayı hayvanları korumayı öğreten, çağdaş eğitim ilkelerini benimsemiş Muammer öğretmenlere ihtiyacımız var.
İyi ki sizi tanımışım Muammer Hocam. Eksilmediğimiz, içimizin hep ısındığı, umutları çoğaltacağımız günlere…