Şaşırdım !
Yanlış mı görüyorum diye tekrar baktım… Doğruydu, 9 Eylül 1992 yazıyordu…
Oysa CHP, 9 Eylül 1923 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu. Kayıtta partinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün adı da yok. Sadece, son genel başkanın adı yer alıyor, yani Kemal Kılıçdaroğlu…
1980 öncesi kurulan diğer partilere de gözattım… Onlarda da öyle… Mesela; 9 Şubat 1969’da Alpaslan Türkeş’in kurduğu MHP’nin kuruluş tarihinde 24 Ocak 1993, 11 Şubat 1961’de Ragıp Gümüşpala tarafından kurulan Adalet Partisi’nin kuruluş tarihi de 9 Ekim 2015 olarak yer alıyor… Yani kuruluş tarihleri cuntanın kapatması sonrası yeniden açılış tarihleri olarak kaydedilmiş !
İyi ama neden?
Neden, 12 Eylül 1980 askeri cuntasının kapattığı partilerin (Askeri cunta16 Ekim 1981’de siyasi partileri kapatmıştı) yeniden açıldıktan sonra, (19 Haziran 1992’de DYP-SHP hükümeti eski partilerin yeniden açılmasını sağladı) kuruluş tarihleri farklılaştı?Yoksa idare ve yargı hala 12 Eylül hukukunu mu geçerli sayıyor?
Sanırım burada bir yanlış var… Gerekçe ne olursa olsun, bu kayıtların özüne uygun şekilde değiştirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu durum; “12 Eylül cuntası” kararlarının halen yürürlükte olduğu anlamına gelir.
Neyse… Gelelim bir başka konuya…
Biliyor musunuz; şu anda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Şube müdürlüğünde kayıtlı irili ufaklı siyasi parti sayısı 131…Bu kadar siyasi parti gerekli mi değil mi bilemiyorum. Af buyursunlar ama çoğu “tabela” partisi… Yargıtan Cumhuriyet Başsavcılığı internet sitesine girerseniz göreceksiniz… Çetele tutulmuş karalama defteri gibi… Ki bunlar arasında üye kaydı (sıfır) olanlar bile var…
Üye sayılarından bir kaç örnek vereyim…
AKP : 11.241.230
CHP: 1.369.430
İYİ P: 617.503
MHP: 464.092
DP : 364.444
SAADET: 265.738
DEVA: 177.454
HDP: 45.302
TİP : 11.122
Şimdi soru şu?
Partilerin üye sayısı ne kadar önemli? Çok üye sahibi olmak o partinin çok güçlü olduğu anlamına mı gelir?
Şunu hemen belirtmeliyim ki; demokrasilerde siyasi parti üye sayısının nicel değil, nitel önemi vardır. Parti üyelerinin sayısal yüksekliği daha çok otoriter ve totaliter rejimlerle yönetilen ülkelerde görülür. Temsili ve çoğulcu demokrasilerde partilerin üye sayısından daha ziyade üyelerin nitelikleri önemlidir. Örneğin İngiliz İşçi Partisi’nin kayıtlı üyes sayısı 350 bin civarındadır. Ama bu parti İngiltere’nin en güçlü iki partisinden biridir
Bir başka ayrıntı ise parti üyelerinin ne kadarının aktif siyasetin içinde yer aldığıdır. Partisinin, ilçe ve il merkezilerinin yerini bilmeyen, kapısından dahi içeri girmeyen hatta hangi partiye üye olduğunun farkında bile olmayanların ağırlıkta olduğu partilerin, demokratik siyasi bir güç olduğu söylenebilir mi?
Hiç sanmıyorum !