Mevcut iktidarın; adaletsiz, liyakatsiz, iş bilmez politikalarının mağduru milyonlarca vatandaş, 28 Mayıs seçimlerinin ardından yaşadıkları hüsranı CHP’de yaşanan değişimle bir nebze unutmaya başlamışlardı.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki sonucun istenilen şekilde olmamasının burukluğunu geride bırakmak isteyen yurttaş, CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel’in öncülüğünde 2028 genel seçimlerine odaklanabilmek için bir umut ışığı arayışına girdi.
Son yıllarda üst üste kaybedilen seçimler, Recep Tayyip Erdoğan karşısında alınan hezimetler, parti politikaları ve pek çok neden muhalefete olan güveni sarsmış olsa da parti tabanında 31 Mart yerel seçimleri için karamsar bir havanın hâkim olmadığını görüyoruz.
Özellikle İzmir’in 30 ilçesinde belediye başkanı olmak isteyen aday adaylarının rekabetine şahitlik edeceğimiz bu süreçte, bir ismin tüm stratejisinin takdir edilmek zorunda olduğunu düşünenlerdenim.
Yazıma biraz daha genel siyaset konuşacakmışım gibi başladığımı biliyorum ancak bu yazının konusu benim gözümde tamamen doğru bir strateji izleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı ve Konak Belediye Başkanı Abdül Batur olacak.
Bugüne kadar Ege Saati TV’de yaptığım ‘Seçime Doğru’ programında birbirinden değerli isimleri konuk ettim. Aday adaylarının hedeflerini, politikalarını, vaatlerini konuştum.
Ancak beni en çok etkileyen aday adayı henüz konuk olarak almadığım Başkan Batur oldu.
2019 yerel seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yola çıkan ancak Genel Merkez’in kararıyla Konak Belediye’sine başkan adayı gösterilen Başkan Batur, İzmir’e adadığı kariyerini İzmir’e en tepeden hizmet ederek bitirmek istemesi en doğal hakkı diye düşünüyorum.
Bildiğiniz üzere, İzmir’de aday adayı bolluğu yaşanıyor.
Bu adayların çoğu ilçe fark etmeksizin başvurularını; davulla, zurnayla, meşaleyle, taraftarlarıyla, aileleriyle birlikte coşkuyla yaptı.
Adeta bir kaleyi fethetmeye giden komutan edasıyla, arkalarında büyük bir kalabalıkla girdiler o il veya ilçe binalarına…
Ki… Kimseyi eleştirmiyorum ben olsam ben de aynısını yapardım. Siyasetin raconun da vardır gövde gösterisi yapmak.
Ancak yaşanan bu sürecin içimden nezaketiyle, tevazusuyla, olgunluğu ve güler yüzlülüğüyle bir isim sıyrıldı.
Seçimleri rekabet olarak değil de bayrak yarışı olarak gören Abdül Batur, istese binlerce partili yığabileceği başvuru gününü sessiz sedasız geçirmeyi tercih etti.
Şaşalı konuşmalarla, kalabalıklarla adaylık açıklamanın mevcut Başkan Tunç Soyer’i incitmek olacağını düşünen Başkan Batur’un bu anlayışı ise “siyaset arenasında görmek istediğimiz hareketler” dedirtti bana.
Meclis’te yumruklaşan vekillerin, vatandaşa yüzünü dönen hatta tartaklayan başkanları bildiğimizden midir nedir beni çok etkiledi Abdül Batur’un bu tarzı.
Başkan Batur’un nazik politikasına, uzun uzun methiyeler dizebilirim ancak kendisini bu tarz şeylerden hoşlanmadığını bildiğimden uzatmak istemiyorum bu yazımı.
Ancak sadece çalıştığı belediyelerdeki vatandaşların değil, İzmir’in her noktasındaki vatandaşların baş üstünde tuttuğu Abdül Batur, sadece İzmir için değil Türk siyaseti için önemli bir figür olmayı başarmıştır.
Seçimlerden, siyasetten ve sonuçlardan bağımsız söylüyorum Abdül Batur’un tecrübeleri ve siyasi nezaketi İzmir’e çok değer katmıştır ve değer katmaya devam edecektir.
Yolu açık olsun.