Neyi yazayım?

» Köşe yazarları » Neyi yazayım?

Günlük hayatımın çeşitli kesitlerinde karşılaştığım kişiler, çoğu zaman ortaya çıkan gelişmelere dair görüşlerimi soruyorlar. Dostça sohbetlerde verdiğim cevaplar üzerine “hocam bence bunu yazmalısın” şeklinde karşılık veriyorlar. Ben de bunların yazılması gerektiği görüşündeyim. Ancak kafamda deli sorular: Hangi birini yazayım? Hangi üslupla yazayım? Yazdıklarımı birileri münasip bir tarafından anlayıp başımı belaya sokar mı? Örneğin, açıklanan konut […]

Günlük hayatımın çeşitli kesitlerinde karşılaştığım kişiler, çoğu zaman ortaya çıkan gelişmelere dair görüşlerimi soruyorlar. Dostça sohbetlerde verdiğim cevaplar üzerine “hocam bence bunu yazmalısın” şeklinde karşılık veriyorlar. Ben de bunların yazılması gerektiği görüşündeyim. Ancak kafamda deli sorular:

Hangi birini yazayım?

Hangi üslupla yazayım?

Yazdıklarımı birileri münasip bir tarafından anlayıp başımı belaya sokar mı?

Örneğin, açıklanan konut müjdesini yazmaya kalksam… Bu projenin 3 yıl öncesi de gündeme geldiğini, sonra soğumaya bırakıldığını söylesem birileri alınır mı? Bu projeyi yapacak kurumunun 50 bine yakın konutu teslim etmediği için davalık olduğu yönündeki bir bilgi doğru olabilir mi?

Diğer yandan, kur korumalı mevduatın devlete yüklediği aşırı maliyetin birçok bakanlığın bütçesini geçtiği rivayeti ne derece doğru? Kur korumalı mevduat ayrıcalığından yararlananlar varlıklı kesimler olduğuna göre, bunlara ödenecek parayı bütün toplumun üstlenmesi sosyal adaletle ne ölçüde bağdaşır?

“Gaflet ve delalet içinde olduğu” Atatürk tarafından Nutuk’ta ifade edilmiş bir kişi hakkında söylenen sözler neden bu kadar alınganlığa sebep oluyor? Mevcut yasalarımızda bu kişiyi (Vahdettin) koruyan bir hüküm yok. Yasalarımızda bu konuda açık hüküm olmasına rağmen, Atatürk’e hakaret eden bir kısım zevzekler hakkında yetkili ve etkililerimiz neden tek kelime etmiyorlar?

Oysa şu sıralar temel gündemimiz ekonomi olmalı. Ekonomiden biraz anlayan bir diplomalı olarak bir şeyler yazmaya başlıyorum. Biraz yazıp sonra siliyorum. Ya ben ekonomiden hiç anlamıyorum ya da…

En iyisi ben size Amerikalı aktivist, ekonomist ve yazar John Perkins’in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” isimli kitabından bir kesit aktarayım. Bizimle bir ilgisi yok ama okumanızda yarar var.

“Kendi otomobilini üretemeyen ülkelere borç para verip otobanlar ve yollar yaptırırız. Sonra onlara araba satarız, bankalarını satın alırız. O bankalar halka ucuz kredi verir. Böylece daha çok araba almalarını sağlarız. Bu kredi asla o ülkenin hazinesine gitmez; bizim şirketlerin kasasına gider.

Enerji santralleri, limanlar, kanallar, dev hava alanları yapılır. Aslında insanların işine yaramayan bir yığın beton… Bizim şirketlerimiz kazanır. O ülkedeki birileri de nemalanır.

Toplum bu düzenekten hiçbir şey anlamaz. Ama ülke büyük bir borcun altına sokulur. Bu o kadar büyük bir borçtur ki, ödenmesi imkânsızdır. Plan böyle işler…”

Bana bir şey ifade etmedi. Size tanıdık geldi mi?

 

Çocuklarını yurt dışında okutanlar kim?