Tunç Soyer’i eleştirenler gerçekleri görmüyor musunuz?

» Köşe yazarları » Tunç Soyer’i eleştirenler gerçekleri görmüyor musunuz?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer İzmir’imizin düşman askerinden kurtuluşunun yüzüncü yılını gerçekten dillere destan bir şölenle kutlanmasını sağladı kendisine bir İzmirli olarak gerçekten teşekkür ediyorum. Gelelim konumuza iki gündür bakıyorum. Tunç Soyer Yunan kelimesini ağzına almamış diyorlar. Osmanlıyı eleştirmiş diyorlar. Evet haklılar. Sayın Soyer çok eksik konuşmuş aslında. Yunan demeliydi. Yunanla iş birliği içerisinde […]

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer İzmir’imizin düşman askerinden kurtuluşunun yüzüncü yılını gerçekten dillere destan bir şölenle kutlanmasını sağladı kendisine bir İzmirli olarak gerçekten teşekkür ediyorum.

Gelelim konumuza iki gündür bakıyorum. Tunç Soyer Yunan kelimesini ağzına almamış diyorlar. Osmanlıyı eleştirmiş diyorlar. Evet haklılar. Sayın Soyer çok eksik konuşmuş aslında. Yunan demeliydi. Yunanla iş birliği içerisinde olanların isimlerini söylemeliydi. Yunanla birlikte Yunanistan’a kaçan işbirlikçi Türklerin isimlerini söylemeliydi. O hainlerin ve burada kalan akrabalarının ipliğini pazara çıkarmalıydı.

Mesela, II. Mehmet (Fatih) 1453’te İstanbul’u fethetmişti. VI. Mehmet (Vahdettin) ise 1922’de işgal altındayken İstanbul’u işgal edenlere sığınıp kaçtı.

Sonra İngiltere’ye iltica etmiş mi denir yoksa vatanına geri mi dönmüş denir?

Ülkesine hainlik mi yapmış denir bu kişiler ne denmeli?

Evet sayın Soyer lütfen daha açık konuşun ve isim isim şu işbirlikçileri söyleyin ki tarih bilmezler de öğrensinler.

“İzmir’i kurşun atmadan aldık” diyen, Yunan sevicileri de öğrensin. “Keşke Yunan kazansaydı” diyen ve o zihniyeti destekleyen bilgi yoksunu olanlar da gerçekleri öğrensinler.

Bakın tarihçi Sinan Meydan ne kadar güzel anlatıyor İzmir’i kimlerin kimlerle iş birliği yaparak işgal ettiğini.

Büyük Zafer, işbirlikçi Saray Hükümeti’ne rağmen kazanıldı. Ülke, saraya sultana rağmen kurtuldu Kurtuluş Savaşı’nda Saray Hükümeti’nin (Padişah Vahdettin ve Damat Ferit’in) kışkırtmalarıyla Millî Mücadele karşıtı 20’den fazla padişahçı hilafetçi iç isyan çıktı. Kardeş kardeşi vurdu.

Padişah Vahdettin, TBMM Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Bey’in çantasından çaldırdığı gizli belgelerin kopyalarını İngilizlere verdi.

İstanbul’daki İngiliz temsilci Sir Horace Rumbold  7 Mart 1922 tarih ve 232 sayılı gizli yazıyla durumu İngiliz Dışişlerinden Lord Curzon’a bildirdi.

İzmir’in işgali bir İngiliz-Amerikan ortak projesiydi. İşgal planı, ABD Başkanı W. Wilson ve İngiliz Başbakanı L. George tarafından yapılmıştı.

Amiral Calthorpe, 14 Mayıs’ta İzmir Valisi İzzet’e ve 17. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya 15 Mayıs’ta İzmir’in işgal edileceğini bildirdi.

Ali Nadir Paşa bu durumu Harbiye Nazır’ı Şakir Paşa’ya bildirip ne yapması gerektiğini sorunca şu talimatı aldı: “Babıali’nin işgal hakkında bilgisi yoktur. Amiralin notası Mütareke gereği sayılıp karşı gelinmemesi lazımdır. Halk arasındaki söylentilere önem vermeyiniz.”

Bunun üzerine Ali Nadir Paşa İzmir’deki birliklere “işgal sırasında kesinlikle direnilmeyecek ve işgalcilere gereken kolaylık gösterilecektir” emrini verdi.

14 Mayıs gecesi İzmir Reddi İlhak Cemiyeti Maşatlık’ta bir miting yaparak işgale direnilmesini istedi.

Ancak Vali İzzet Bey, “Sükûnetinizi koruyunuz” diyerek direnişe izin vermedi.

Son olarak şunu da söylemeden edemeyeceğim, Fenerbahçe’nin eski futbolcusu Rıdvan Dilmen (Şeytan) şöyle buyurmuşlar, ‘İzmir’in dağlarında çiçekler açar marşının statlarda okunması doğru değilmiş siyasiymiş.

Dilmen acaba bu marşın neresinde siyaset görmüş,

‘İzmir Marşı veya İzmir’in dağlarında çiçekler açar, Türk Ordusu”nun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir’e girişini konu alan nihavend makamında bir marş.’ İzmir’in Yunanlılardan geri alınmasından mı üzüntü duymuş yoksa Rıdvan Dilmen (Şeytan) orasını bilemem.

Marşın içinde geçen

‘Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar

Yaşa Mustafa Kemal Paşa, yaşa.’

İsterseniz daha doğrusu Yunanardan tekrar geriye alınarak Anadolu’ya kazandırılan ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatan aydınlık, özgürlük ve bağımsızlık simgesi olarak gördüğüm İzmir’i ve Kurtuluş Savaşı’nı anlatan bu şarkıyı hep birlikte okuyalım;

 

İZMİR MARŞI

İzmir’in dağlarında çiçekler açar.

Altın güneş orda sırmalar saçar.

Bozulmuş düşmanlar hep yel gibi kaçar.

Yaşa Mustafa Kemal Paşa,yaşa;

Adın yazılacak mücevher taşa.

İzmir dağlarına bomba koydular

Türk’ün sancağını öne koydular.

Şanlı zaferlerle düşmanı boğdular.

Kader böyle imiş ey garip ana

Kanım feda olsun güzel vatana.

İzmir’in dağlarında oturdum kaldım

Şehit olanları deftere yazdım.

Öksüz yavruları bağrıma bastım.

Kader böyle imiş ey garip ana

Kanım feda olsun güzel vatana

Türk oğluyum ben ölmek isterim.

Toprak diken olsa yatağım yerim.

Allahından utansın dönenler geri

Yaşa Mustafa Kemal Paşa,yaşa

Adın yazılacak mücevher taşa.

 

Sağlıcakla kalın