İzmir Körfezi, İzmir’in kalbi, ekonomik, kültürel ve ekolojik açıdan kentin simgesi.
Ancak bu güzellik, yıllardır kirlilik tehdidi altında.
Atık sular, gemi faaliyetleri ve sanayi tesislerinin çevresel etkileri İzmir Körfezi’nin nefesini keserken, çözüm adına yapılanlar ise ne yazık ki yetersiz.
Daha kötüsü, yetki karmaşası bu mücadelenin önündeki en büyük engellerden biri.
Son olarak, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne Körfez’deki gemi ve işletmeleri denetleme yetkisi vermedi.
Bu karar, çevreye duyarlı herkesin kafasında ciddi soru işaretleri oluşturdu.
**
Denetim yetkisinin merkezi yönetimde olması, teknik açıdan anlaşılabilir.
Ancak, Körfez’e en yakın olan, sorunları birebir yaşayan ve çözüm için yerel kaynakları seferber edebilecek en etkili kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir.
Bakanlığın bu konuda yetkiyi kendinde tutması, hızlı müdahale ve yerel çözümleri sekteye uğratıyor.
Yerinden yönetim ilkesi gereği, bu yetkinin İzmir’e devredilmesi hem çevre hem de kamu yararı açısından daha mantıklı bir tercih olurdu.
**
Bakanlık ve belediye arasında işbirliği sağlanması şart. Ancak bu işbirliği, merkezi yönetimin kontrol mekanizmasıyla sınırlı kalmamalıdır.
Yerel yönetimlerin yetkileri genişletilmeli, aynı zamanda bu yetkilerin suiistimal edilmemesi için gerekli denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır.
Böylece İzmir Büyükşehir Belediyesi, hem Körfez’i koruyabilir hem de İzmir halkının sağlıklı bir çevrede yaşamasını garanti edebilir.
Bakanlık ve belediye arasında sağlanacak bir uzlaşı, Körfez’in tekrar maviye dönmesi için ilk adım olabilir.
******
