“Değişim” mesajı vermeye devam eden İmamoğlu’nda ibre artık adaylıktan yana çevrilmiş durumda.
İlçe ve il kongrelerinde özellikle delege belirleme süreçlerinde hamleler yapacakmış gibi görünüyor.
Hatta İmamoğlu’nun adaylık konusunda “kararlı” olduğunu, kongrelerdeki delege belirleme süreçlerine dair çalışmalara şimdiden başladığını söyleyenler bile var parti içinde.
Kılıçdaroğlu’nun seçimlerde beklediği sonucu alamaması, kaçınılmaz olarak parti içerisinde “Kılıçdaroğlu bırakacak mı?” tartışmalarının başlamasına yol açtı. Bunun sonucu olarak da bu yaşananlar aslında son derece doğal.
CHP içerisinde Kılıçdaroğlu’nun gitmesini isteyenler kadar kalmasının daha doğru olacağını savunanlar da var. Hem Genel Merkez hem de Meclis koridorlarında ana gündem başlığı bu günlerde bu.
“Kalmalı mı, gitmeli mi?” tartışmalarının sık sık yapıldığı CHP’de herkesin gözü şu aralar İmamoğlu’nun üzerinde.
İmamoğlu seçim sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamalarda, “Seçimler, mutlak bir öz eleştiri, bir muhasebe gerektirir. Üst üste üç kez cumhurbaşkanlığı seçimi kaybettik. Bu seçimlerden sonra da, aynı şeyleri yapıp, yol yürüme gafletine kapılamayız” gibi laflar ediyor.
“Değişimin sadece bir kurul, bir heyet değişimiyle olmayacağını hepimiz biliriz” sözleriyle direkt Kemal Kılıçdaroğlu’na işaret ediyor.
Ee bu ne demek..?
“Artık ben de varım” demek.
“Susmayacağım” demek.
“Mücadeleye hazırım” demek.
“Genel Başkanlığa adayım” demek.
Ama ne zaman..? Hemen mi..? Yerel Seçimler sonrası mı..?
Tüm bunları, belli bir üslup içinde yapmak, kırmamak dökmemek istiyor. Kamuoyuna lanse edilen “baba-oğul” imajına zarar vermek istemiyor.
Kılıçdaroğlu kendisini işaret etsin, bu iş bu şekilde olsun bitsin istiyor.
Bu arada kendisi Genel Merkez tarafından yakından takip ediliyor. Fakat kurmaylara “İmamoğlu’nu hedef alıcı direkt yanıtlar verilip polemiğe girilmemesi” talimatı da verilmiş durumda.
Bir konu daha var, o da siyasi yasak meselesi.
Ekrem İmamoğlu cephesinde, adaylık gündeme geldiğinde, CHP yönetiminden gelen “siyasi yasak tehdidi var” açıklamaları sinirleri bozuyor. İmamoğlu cephesi bu söylemi, “Açıkça ‘aday olma’ demek yerine bu tür gündemler açılarak üstü kapalı mesaj veriliyor” şeklinde yorumluyor.
Gelelim sadede;
Peki “değişim” söylemleri ile Kılıçdaroğlu’na yönelik mesajlar veren İmamoğlu CHP Genel Başkanlığı’na aday olacak mı?
İmamoğlu aday olmaktan yana ama İstanbul’u da AKP’ye bırakmak istemiyor. Bu düşüncesini yerel seçimler sonrasına ertelemek zorundaymış gibi görünüyor.
Özgür Özel ile yakın temas halinde, gelişmeleri takip ediyor.
Özgür Özel ile bir ara geçiş dönemini de düşünüyor olabilir.
Eğer kurultay yerel seçimler sonrasına bırakılsaydı İmamoğlu, olağanüstü kurultay talep edecekti. Fakat sürecin başlaması ve kurultayın Ekim ayı sonu veya Kasım ayında gerçekleşecek olması üzerine şimdilik bu talep rafa kalkmış gibi görünüyor.
Yukarıda da söylediğim gibi, “baba-oğul” ilişkisi içerisinde Kılıçdaroğlu’nun adaylık için kendisini işaret etmesini bekliyor. Bu sebeple diyalog ve temaslarını yerel seçimlere kadar sürdüreceği görülüyor.
Çünkü, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu ile yarışan bir görüntü vermek istemiyor.
Bu olmazsa işte o zaman işler karışacakmış gibi görünüyor.