Bilim insanlarının, sivil toplum kuruluşlarının, muhalefetin uyarılarına kulak asmayan AKP iktidarı, katliamın köşe taşlarını adım adım döşeyerek sokak köpekleri düzenlemesini yasalaştırıyor.
Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde, toplam 17 maddeden oluşan, sokak hayvanlarına yönelik düzenlemeler içeren teklifin ilk beş maddesi Genel Kurulda kabul edilmişti.
Muhtemelen diğer maddeler, siz bu yazıyı okurken kabul edilmiş olacak.
Kabul edilmiş olacak diyorum; çünkü Meclis’teki sayısal üstünlüğünü tartışmasız bir şekilde kullanan iktidardan başka bir sonuç beklemek saflık olur.
Sokakta başıboş gezen birçok “HAYVAN!” varken, kafayı sokak köpeklerine takmak da ayrı bir yazının konusu olsun, bu gün bu düzenlemeye bakalım;
Bakan, Türkiye’de 4 milyon sokak hayvanı var diyor. Ama ben buna inanmıyorum.
Çünkü şöyle bir kabul var; her yerleşim biriminin nüfusunun yüzde 10’u kadar sokak hayvanı olur.
Türkiye nüfusu 85 milyon ise eğer, bakanın söylediği rakamla uyuşmuyor.
Neyse biz yine bakanın rakamına itibar edelim ve soralım;
Nerede barınacak bu 4 milyon sokak hayvanı..?
Türkiye’de mevcutta 290 barınak var. En kallavisinin kapasitesi 500.
Yasa, bütün sorumluluğu belediyelere atıyor, sokak köpeklerini hemen toplamaya başlayacaksın, 2028 yılı sonuna kadar barınakları yapacaksın diyor.
Bu yasaya uymazsan seni hapse tıkarım diyor.
İyi de nasıl olacak? Barınağı olmayan belediyeler topladıkları sokak köpeklerini nereye koyacak?
Bunun pratiği yok, mantığı hiç yok.
Başka bir konu;
Komisyon görüşmelerinde, güya “ötanazi” kelimesi metinden çıkarıldı.
Çıkarılmadı ama çıkarıldı.
Kelime olarak çıkarıldı çıkarılmasına ama, veteriner hizmetleri kanununun 9. maddesinin 3. fıkrası uygulanır dendi.
Nedir bu 9. maddenin 3. fıkrası;
a) Hayvanlara acı ve ıstırap çektiren veya iyileşme durumu bulunmayan hastalık durumlarında,
b) Akut bulaşıcı bir hayvan hastalığının önlenmesi ya da eradikasyonu amacıyla veya insan sağlığı için risk oluşturan durumlarda,
c) Davranışları insan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen durumlarda, veteriner hekim tarafından ötanazi yapılmasına karar verilebilir.
Yani öldürebilir. Şimdi kalkmış mı oldu ötanazi?
Yasa tasarısının ilk hali çok daha vahimdi, Allah’tan o haliyle geçmedi.
Bakın nasıldı?
Belediyeler kapasiteleri kadar sokak köpeğini toplayacak, bakımını yapacak, fotoğrafını çekecek, sahiplenilmesi için belediyenin internet sitesinde ilana çıkacak.
Her köpek 1 ay boyunca ilanda kalacak, bu süre zarfında bir hayvansever tarafından sahiplenirse sahiplenilecek, sahiplenilmez ise uyutulacak.
Her 1 ay sonunda aynı işlem yeni toplanacak sokak köpekleriyle devam edecek..!
Dedim ya, Allahtan bu şekilde geçmedi.
Şimdi bu düzenlemeye neden ihtiyaç duyuldu bir de ona bakalım.
Son 1 yılda başıboş gezen ve saldırgan tavırlar sergileyen köpekler, 182 vakaya karışmış. 182 kişi bu köpeklerin saldırısına uğramış.
Bu yönüyle çözülmesi gereken bir sorun mudur? Kesinlikle evet.
Ama böyle değil, 182 vaka var diye, 4 milyon sokak hayvanı katledilmez.
İstatistiklere bakıldığında son 1 yılda, 315 kadın cinayeti işlenmiş, 23 BİN Çocuk istismara uğramış, toplam cinsel istismar 29 BİN, ölümlü ve yaralamalı trafik kazası 236 BİN..
Şimdi ne yapalım? Bu istatistiklerde başrol olmuş kişileri uyutalım mı?
Lamı cimi yok! İktidarın bütün sorumluluğu belediyelere bırakıp köşeye çekilmesi; iktidar alternatifi konumuna gelmiş ana muhalefeti köşeye sıkıştırma çabası. Başka bir şey değil.
Bunu artık bilmeyen, anlamayan kalmadı.
Hala anlamadıysanız, aynı konuyu borçlu belediyelerin borçlarının kaynağında kesilmesi mevzusuyla birlikte düşünün,
Kesin anlayacaksınız.