Ekonomiye “Şimşek” mi çarptı? “Berat” mı etti?

» Köşe yazarları » Ekonomiye “Şimşek” mi çarptı? “Berat” mı etti?

Nurettin Sönmez yazdı

Son günlerin en tartışmalı ismi Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek.

Ekonomi çevreleri bakan Şimşek’in göreve geldiği 1 yılı aşkın süreden bu yana herhangi bir program ortaya koyamadığı konusunda birleşiyor.

Hal böyle olunca hemen akla eski bakanlar geliyor.

Eski bakanların performanslarıyla Mehmet Şimşek’in performansı mukayeseye açılıyor.

Bu mukayeseler sonunda, görevi döneminde çok tartışılan bir isim olmasına rağmen, damat bakan’ın, Berat Albayrak’ın daha başarılı olduğunu söyleyenler hiç de az değil.

Bu durumun önlenemez sonucunda, Berat Albayrak ismi şu sıralar AKP içinde en çok konuşulan isim.

Acaba AKP içinde bir kadro değişikliği, bir bakan değişikliği olur mu soruları da fısıltı gazetesinin manşetlerine taşınmış durumda.

Böyle bir değişiklik olur mu? Ya da olabilir mi?

Dere geçilirken at değiştirilir mi? Bunu bilemeyiz.

Bunu sadece bir kişi biliyor.

Madem bu kadar tartışılıyor, 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin ülke ekonomisini emanet ettiği bu bakanların, ülkeyi ve ekonomiyi nereden alıp nereye getirdiklerine isterseniz şöyle bir göz atalım;

Türkiye, 2000 yılında dünya GSYH sıralamasında 17’nci sıradaydı.

2024 yılındaki listeye göre Türkiye 17. sırada durmaya devam ediyor, ancak kişi başına düşen milli gelirde 22 sene önceki sıradan da gerilere düşmüş durumda.

IMF’nin Nisan 2024’te yayınladığı rapora göre 2023 yılında Türkiye’de kişi başına düşen Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 12 bin 849 Amerikan doları oldu.

Türkiye bu gelir ile dünyada 72. sırada yer aldı. 22 yıl önce 69. sıradaydı.

Türkiye’de kişi başına milli gelir 10 sene önce dünya ortalamasından 1500 dolar fazla iken 500 dolar geriye düştü.

Dünyanın “en büyük ekonomi” sıralamasında da Türkiye irtifa kaybetti ancak hala en büyük 20 ekonomi arasında olmayı sürdürüyor.

Türkiye’nin dünya ekonomisindeki yerine bir kaç göstergeden bakmak mümkün. Bunlardan ilki kişi başına düşen milli gelir.

2013 yılında Türkiye’de kişi başına düşen GSYH 12 bin 489 dolardı, kişi başına milli gelir sıralamasında 66. sıradaydı. Türkiye son 10 senede 6 sıra geriledi.

Türkiye’nin verilerini dünya ortalaması ile karşılaştırmak da mümkün. Buna göre kişi başına milli gelir 2013’te dünya ortalamasının 1.554 dolar üzerinde iken 2023’te 510 dolar altına düştü.

Dünya ortalaması ile Türkiye’de kişi başına milli gelir daha geniş bir zaman diliminde karşılaştırıldığında şu sonuç ortaya çıkıyor:

2000’li yılların başında Türkiye dünya ortalamasının gerisinde. Ancak 2007 yılından itibaren Türkiye üstlerde yer almaya başlıyor, 2017 yılına kadar büyük ölçüde daha yüksek gelire sahip.

2017’den sonra ise durumun rengi değişiyor ve Türkiye hep dünya ortalamasının altında yer almaya başlıyor.

Ortalama durum bu.

Şimdi gelelim bu iki bakan’ın mukayesesine;

Mehmet Şimşek, Recep Tayyip Erdoğan’ın kurmuş olduğu 60. Türkiye Hükümeti’nde ekonomiden sorumlu devlet bakanı olarak yer aldı.

Ayrıca yine Erdoğan’ın kurduğu 61. Hükümette ve Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu 62., 63. ve 64. Hükümetlerde bulundu.

Binali Yıldırım tarafından kurulan 65. Türkiye Hükümeti’nde başbakan yardımcısı olarak görevlendirildi. Kurulan yeni hükümette Ekonomik Koordinasyon Kurulunun başkanlığı Şimşek’ten alınarak Binali Yıldırım’a verildi.

2007 – 2018 yılları arasında ve 2023’ten günümüze ekonominin ya hep başında, ya da kıyısında köşesinde yer aldı, ekonomi politikalarına doğrudan ya da dolaylı etki etti.

Mehmet Şimşek, görev yaptığı dönemde, yüksek dış borçlanma ile ekonomik büyümeyi hızlandırma stratejisi benimsedi.

Küresel finans krizinin etkilerini bertaraf etmek ve ülkenin ekonomik potansiyelini artırmak için büyük altyapı projeleri ve kamu yatırımları gerçekleştirdi.

Görev yaptığı dönemlerde, dış borçlanma sürekli arttı. Büyüme ortalama yıllık yüzde 8 civarlarında seyretti. Bütçenin yüzde 15 civarı faiz ödemelerine gitti. Enflasyon geçmiş dönemlerinde yıllık ortalama yüzde 10 olarak gerçekleşti. Ancak son göreve geldiği 2023 yılından bu yana kontrol edilemez bir hal aldı. İhracat arttı ama ithalat daha da arttı.

Şimşek’in döneminde yüksek büyüme oranları yakalandı ama bu başarı, yüksek dış borçlanma ve faiz ödemeleri ile gölgelendi.

Berat Albayrak ise, Haziran 2015 ve Kasım 2015 genel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak meclise girdi.

2015-2018 yılları arasında enerji ve tabii kaynaklar bakanı olarak görev aldı. 10 Temmuz 2018’den 10 Kasım 2020 tarihine kadar hazine ve maliye bakanlığı yaptı.

Erdoğan’ın kızıyla evli olması sebebiyle hep tartışma konusu oldu. “Damat Bakan” olarak anıldı. Attığı her adımda, aldığı her kararda işin özünden çok damatlığı ön plana çıkarıldı.

Süleyman Soylu ile olan parti içi rekabeti çok tartışıldı.

2 yıl 5 ay süren Hazine ve Maliye Bakanlığı döneminde, pandemi’nin getirdiği zorlu koşullara rağmen, ortaya koyduğu ekonomik istikrar ve büyüme hızı başarı olarak görüldü.

Berat Albayrak dönemini dünya ekonomisini durduran Covid 19 Pandemi etkisini dikkate almadan değerlendirmek haksızlık olur.

Dış borçların azaltılması, iç borçlanma ile ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi ve pandemi döneminde bile büyümenin sağlanması, Albayrak’ın ekonomik stratejilerinin başarısını göstermektedir.

Dış Borçlanma 448 milyar dolardan 430 milyar dolara düşerek yüzde 4 azalma göstermiştir. Pandemi koşullarına rağmen yüzde 1.2 büyüme sağlanmıştır. Bütçenin yüzde 11’i faiz ödemelerine gitmiştir. Enflasyon yıllık ortalama yüzde 17 olarak gerçekleşmiştir. İhracat yüzde 0.6 artarak 168 milyar dolardan 169 milyar dolara yükselmiş; ithalat ise yüzde 1.8 azalarak 223 milyar dolardan 219 milyar dolara düşmüştür.

Berat Albayrak’ın dönemi, pandemi gibi küresel krizlerin etkilerine rağmen ekonomik istikrarın sağlanması ve büyümenin sürdürülmesi açısından önemli bir başarı olarak değerlendirilebilir.

Dış borçları azaltma stratejisi, ekonomik bağımsızlık ve sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır.

Dış borçların 18 milyar dolar azaltılması, Türkiye’nin döviz ihtiyacını ve döviz kuru üzerindeki baskısını hafifletmiştir.

Ayrıca, iç borçlanma stratejisiyle kamu harcamalarının arttırılması, ekonomik faaliyetlerin devamını sağlamıştır.

Her ismin görev süreleri boyunca ortaya koydukları performans kısaca bu şekilde özetlenebilir.

Şimdi söyleyin bakalım;

Ekonomi “Şimşek” mi çaktı?

“Berat” mı etti?