Adalet mülkün temeli mi?

» Köşe yazarları » Adalet mülkün temeli mi?

Ülkemizin her yerindeki adliye binalarında ve duruşma salonlarında gördüğümüz “adalet mülkün temelidir” sözünde geçen “mülk” kelimesi kimilerinin sandığı gibi gayrimenkullerle ilgili değil. Buradaki mülk kelimesi devlet anlamına geliyor. Hz. Ömer’e ait olduğu düşünülen bu söz ile benzer içerikte birçok düşünür tarafından sözler söylenegelmiş. Bunlardan bazıları: “Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.”(Eflatun) “Devletin hazinesi adalettir.”(Konfiçyüs “İnsanlığın en […]

Ülkemizin her yerindeki adliye binalarında ve duruşma salonlarında gördüğümüz “adalet mülkün temelidir” sözünde geçen “mülk” kelimesi kimilerinin sandığı gibi gayrimenkullerle ilgili değil. Buradaki mülk kelimesi devlet anlamına geliyor. Hz. Ömer’e ait olduğu düşünülen bu söz ile benzer içerikte birçok düşünür tarafından sözler söylenegelmiş. Bunlardan bazıları:

“Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.”(Eflatun)

“Devletin hazinesi adalettir.”(Konfiçyüs

“İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır.”(Voltaire)

“Kuvvetsiz adalet aciz, adaletsiz kuvvet de zalimdir.” (Pascal)

“Adaletin olmadığı yerde ahlak da yoktur.” ( Montaigne)

“Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunmaz.” (Mustafa Kemal Atatürk)

***

Son günlerde adalet üzerine epey yazılıp çizildi. Adalet konusunda son dönemlerde ortaya çıkan gelişmeler, “kuvvetler ayrılığı ilkesinin” önemini açıkça ortaya koyuyor. Adalete olan güven, sadece hukuk sistemini ilgilendirmez. Bu duygu aynı zamanda ekonomi başta olmak üzere, birçok alanı doğrudan etkilemektedir.

Konuyu detaylı olarak yorumlamaya çalışmak yerine; herkesin payına düşeni alacağı umuduyla bilinen bir hikâyeyi aktarmayı tercih ediyoruz…

***

Alman Kralı II. Frederick 1750’li yıllardaPostdam civarında bir yeri çok beğenir ve orada kendisine bir saray yapmaları emrini verir.Kralın adamları gösterilen yere gidince orada bir değirmen olduğunu görürler. Sarayın yapılabilmesi için o değirmenin oradan kaldırılması gerektiğini düşünürler.

Bunun üzerine gidip değirmenin sahibi yaşlı adamla görüşürler. Kralın adamları, kralın değirmeni satın alacağını söyleyip kaç para istediğini sorarlar. Fakat değirmenci orayı satmayı kesin bir dille reddeder. Değirmen için değerinin çok üzerinde teklif yapılsa da sonuç vermez.

Kralın adamları krala durumu anlatırlar. Kral, adamlarını geri çeviren değirmenciyle bir de kendisi konuşmak ister. Yaşlı değirmenci kralın huzuruna çağrılır. Kral, değirmeni neden satmak istemediğini sorar. Yaşlı adam, “değirmen bana atadan kaldı, ben de onu çocuklarıma bırakacağım” cevabını verir.

Kral kararlı ve ısrarcıdır. Yaşlı adama, kendisinin kral olduğunu istese değirmeni para vermeden alabileceğini söyler. Değirmenci buna karşılık o unutulmaz cevabı verir:

“Alamazsınız. Berlin’de hâkimler var!”

Bu beklenmedik cevaba kralın çok hiddetleneceği düşünülür. Fakat kral bu sözden hoşnut olur. Zira mahkemeleri ıslah etmek için öteden beri çalışmaktadır ve çabalarının meyvelerini verdiğini görmek onu mutlu eder. O dönemde krala karşı bile olsa mahkemelerin adaletine güvenilmektedir. Bunun üzerine kral tarihe geçen şu sözünü söyler:

“Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz.”

Kral II. Frederick bu değirmenin Prusya Krallığı ayakta kaldıkça korunmasını ister. Değirmenin yanına sarayını yaptırır. O değirmen hala bir adalet simgesi olarak Postdam’da duruyor…