İtirafların hukuki boyutu

» Köşe yazarları » İtirafların hukuki boyutu

Hafta içinde sosyal medya üzerinden aktarılan bir “itiraf” gündeme bomba gibi düştü. Son derece önemli olan bu itirafın ardından toplumun bir bölümü “cık cık cık” modunda dedikodu yaparken diğer bölümü ise “fikrim yok” grubuna dahil oldu. Kimi yayın organlarında konu hakkında tartışma ve yorumlar yapılırken bazı basın-yayın organları ise ölü taklidi yapmayı tercih ediyor. Konu […]

Hafta içinde sosyal medya üzerinden aktarılan bir “itiraf” gündeme bomba gibi düştü. Son derece önemli olan bu itirafın ardından toplumun bir bölümü “cık cık cık” modunda dedikodu yaparken diğer bölümü ise “fikrim yok” grubuna dahil oldu. Kimi yayın organlarında konu hakkında tartışma ve yorumlar yapılırken bazı basın-yayın organları ise ölü taklidi yapmayı tercih ediyor.

Konu hakkında bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta olayın hukuki boyutu. Öncelikle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Bir suçun işlendiğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi” başlıklı 160. maddesini dikkatlerinize sunmak istiyorum.

“Madde 160 – (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.

(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.”

Madde hükmü bir tavsiye değil; emredici ve bağlayıcı bir özellik taşıyor. Buna karşın kamuoyuna yansıyan bir araştırma-soruşturma söz konusu değil.

Bilindiği gibi suç işlediği ileri sürülen eski başbakan hayatta değil. “Cezaların şahsiliği ilkesi” gereğince ölüm halinde ceza verilmesi söz konusu değil. Belki de bu yüzden bir şey yapılmıyordur düşüncesindeyken birden Türk Ceza Kanunu’nun “yardım etme” başlıklı 39. maddesi aklımıza düşüyor. Madde şu şekilde:

“Madde 39- (1) Suçun işlenmesine yardım eden kişiye, işlenen suçun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, onbeş yıldan yirmi yıla; müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde cezanın yarısı indirilir. Ancak, bu durumda verilecek ceza sekiz yılı geçemez.

(2) Aşağıdaki hallerde kişi işlenen suçtan dolayı yardım eden sıfatıyla sorumlu olur:

  1. a) Suç işlemeye teşvik etmek veya suç işleme kararını kuvvetlendirmek veya fiilin işlenmesinden sonra yardımda bulunacağını vaat etmek.
  2. b) Suçun nasıl işleneceği hususunda yol göstermek veya fiilin işlenmesinde kullanılan araçları sağlamak.
  3. c) Suçun işlenmesinden önce veya işlenmesi sırasında yardımda bulunarak icrasını kolaylaştırmak.”

Maddede suçun işlenmesine yardım edenlere yönelik düzenlemeler yer alıyor. Sözü edilen suçun işlenmesine yardımcı olduğu iddia edilen kişiler hayatta olduğuna göre en azından konunun bu açıdan soruşturulması gerekiyor. Artık “yazın yenen hurmaların kış ayındaki etkisini” topluma gösterme zamanı!

Tüm okurlara iyi bayramlar…