Erkeklik Üzerine 1: Hanımcılık

» Köşe yazarları » Erkeklik Üzerine 1: Hanımcılık

Iraz Şensöz yazdı…

 

Hepimiz hanımcılığın ne olduğunu gayet iyi biliyoruz. Peki, bunun erkeklerin zamanla şekillenen psikolojik yapılarıyla ilgisi üzerine hiç düşündünüz mü?

Hanımcılık, benim tanımıma göre- büyük oranda “sevgi görmüş, iyi kalpli” erkeklerin aldığı bir tavır. Böyle erkekler eşlerinin, sevgililerinin sözüne kulak vermeyi seviyorlar. Hangi erkeklerin “kötü kalpli” insanlara dönüştüğüne ve erkeklerin kadın korkusuna başka bir yazıda ayrıntılı yer vermek istiyorum.

Kız çocuğun ve erkek çocuğun anneyle ilişkisi farklı. Heteroseksüel kız çocukları, yetişkin olduklarında erkek eşleriyle kendi babalarıyla kurdukları ilişki bağlamında bir bağ kuruyor. Heteroseksüel erkek çocukları, yetişkin olduklarında eşleriyle, anneleriyle kurdukları ilişki bağlamında bir bağ kuruyor.

Derinlerimizde hepimiz hâlâ “çocuğuz” ve bilinçaltımıza bebekken ve çocukken yerleşmiş inanç ve kalıplar bizi büyük oranda yönetiyor aslında. Erkek, karısında anne şefkatini arıyor. Kadın, kocasında babanın güvenli kollarını. İşin hem biyolojik hem de psikolojik ve tabii sosyolojik boyutları var. Kadınlar, içgüdüsel olarak anneliğe programlı oldukları için eşlerinde çocuklarını koruyabilecek bir “baba” figürü arıyorlar. Bu baba figürünün nasıl olacağı ise -işin psikolojik boyutu- kendi babalarıyla kurdukları ilişkiye göre değişiyor. İşin sosyolojik boyutu ise kadınların eşleriyle kurdukları ilişkinin şekillenmesini etkiliyor. Mesela aşırı fedâkâr, kendi benliğini unutacak kadar kendini eşine ve çocuklarına adamış kadınların varlığını biraz da toplumsal olarak baktığımızda daha iyi anlayabiliyoruz.

Erkeklere gelince, gözlemlediğim kadarıyla kadınlara kıyasla büyük oranda daha fazla “ergen” kalıyorlar, bir türlü yetişkin olamıyorlar. Böylece fiziksel olarak yetişkin olup bir sevgili/eş edindiklerinde hem sığınmak hem de çatışmak için eşlerini seçiyorlar. Biliyorsunuz, sağlıksız bir benlik, ebeveynleriyle çocukken nasıl ilişki kurduysa, eşiyle de öyle ilişki kuruyor. Büyürken ebeveyne yöneltilmesi gereken öfke, çözülmemiş bir hikâye olarak eşle kurulan ilişkide var olmaya devam ediyor. Bu yüzden çevrenizde “anne-oğul” veya “baba-kız” gibi ilişki biçimleri görebilirsiniz.

Hanımcılık ise erkeklerin özel alanı ve kendi çocukluğunu teslim ettiği eşine bir teşekkürü bence. Evet, erkekler kendi çocukluklarını eşlerine emanet ediyorlar. Eşlerine “Hadi, bana bak, beni besle, benimle ilgilen” diyen küçük çocuklar gibi erkekler görmüşsünüzdür. Bu erkeklerin bir kısmı “hanımcı” olurken bir kısmı “inatçı” oluyor çünkü biliyorsunuz yersiz inat da ergen olmakla ilgilidir. Hanımcılık, yetişkin erkeklerin de kendini içinde bulabileceği, rahat ettikleri bir hâl olabiliyor. Bu durumlarda daha az çatışmalı, uyumlu ilişki türleri görebiliyoruz.

Bu meselelere genel olarak değinen, biraz merak uyandırmak ve düşündürmek için yazdığım bu yazı için psikologlar kusuruma bakmasın. İşim ahkam kesmek olduğu için söz etmeden geçemedim.

Bu bir giriş yazısı olsun. Hanımcılıktan ve erkeklerin kadınlardan neden korktuğundan başka bir yazıda ayrıntılı söz edeyim diyorum ve sizi düşüncelerle, soru işaretleriyle baş başa bırakmış olmayı umuyorum.