CHP’de ne değişti?

» Köşe yazarları » CHP’de ne değişti?

Gazeteci İdris Akyüz yazdı.

Siyasette ekip çalışmasından söz edilir ama genelde gücü eline geçirenler, anında ekibi unutur ve “en büyük benim” demeye başlar… Bir süre sonra da kendi “müridlerini” seçip, kendi ekibini oluşturur ve siyaseti kendi ekseninde merkezileştirmeye çalışır.  Ve bir bakmışınız ki “kendi bile farkına varmadan” çoktan “tek seçici” ya da “tek adam” oluvermiş…

İster sağ, ister sol, ya da bir başka görüşün temsilcisi olsun, Türkiye’de işleyen sistem budur. Mevcut partilerin tarihine baktığınız zaman benim bu tespitlerimi görürsünüz Ve yıllardır böyle devam eder…

Konuyu güncellemek istiyorum…

Bakın; 2 Mayıs 2024 tarihinde, siyasetin normalleşmesi, toplumdaki “kutuplaşmanın ortadan kalkması” adına yıllardır “özlemi duyulan” bir gelişme oldu. Anamuhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı Özgür Özel, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı ziyaret etti. 1 saat 40 dakika süren görüşme sonrası yapılan açıklamalar ile siyasi havada bir yumuşama rüzgarı esti.

Evet, Özgür Özel bir ezberi bozdu… Türkiye’yi yöneten AKP Genel Başkanı ile Anamuhalefet partisi Genel Başkanı 8 yıl aradan sonra (En son CHP lideri Kılıçdaroğlu ile  AKP Genel Başkanı Binali Yıldırım 2016’da görüşmüştü) bir araya geldi.  İyi de oldu !

Ancak aynı Özgür Özel, bu görüşmenin içeriği ile ilgili “kamuoyuna yaptığı açıklamanın dışında” partisinin en üst yönetim organı CHP Parti Meclisi’ne, bugüne kadar hiçbir bilgi vermedi. Sayın Özel; PM üyelerinin konuyla ilgili ne düşündüğünü, yorum ve değerlendirmelerini merak etmedi mi acaba?

Oysa Sayın Özel, “değişim”  sloganıyla yola çıkmış ve CHP örgütü de bu nedenle Kemal Kılıçdaroğlu’na rağmen kendisini genel başkanlığa getirmişti. Bir başka ifadeyle parti örgütü “değişimi” satın almıştı. Dolayısıyla örgütün; Özgür Özel’den bu doğrultuda beklenti içerisinde olması çok doğal.  Ancak Özel, şu ana kadar bu konuda bir adım atmadı.  Ya bu görüşmeyi sıradan gördü ya da PM’yi bilgilendirmeyi önemsemedi. İkisinden biri…

Gerçi, eskiden de CHP’de Genel Başkanlar zaman zaman kimi önemli siyasi gelişmeler için adımlar atar ve bunu sadece bir iki kurmayı ile paylaşır geçer giderdi. MYK ya da PM’ye danışmak, bilgi vermek bir “yasak savma”nın ötesine geçmezdi. Bu bağlamda, CHP’deki kanıksanmış ve yerleşik lider anlayışı denilebilir.

***

Neyse…

Nihayetinde CHP Parti Meclisi Özel-Erdoğan görüşmesinden 25 gün sonra, geçen pazartesi (27 Mayıs 2024) toplantıya çağrıldı. Ancak, öğrendiğim kadar toplantı gündeminde, “genel siyasi olayları değerlendirme” maddesinden başka bir şey yoktu… Yani, Erdoğan ile yapılan görüşme ayrıntısına yer verilmemişti.

Haksızlık etmek istemem ama Sayın Özel’in yaklaşımı da ay şey değil mi? Erdoğan ile yaptığı görüşmeyi, hiç vakit kaybetmeksizin, Parti Meclisi’ne getirmesi, partinin en üst organının değerlendirmelerini alması gerekmez miydi? Hadi diyelim, Sayın Özel’in programı çok yoğunda PM’yi bilgilendirmeyi  öteledi. Peki ya PM üyeleri… Onlar neden Sayın Genel Başkan’dan böyle bir talepte bulunmadı ya da bulunamadı? Neden PM’yi olağanüstü toplantıya davet etmediler? Bu görüşmenin detaylarını merak eden 14 PM üyesi mi yoktu? Oysa parti tüzüğüne göre, 14 üyenin imzasıyla PM olağanüstü toplanıp bu konuyu pek ala görüşüp, tartışabilirdi.

Neden yapmadılar?

Bilinmiyor…  Sanırım alışkanlık… Tıpkı eski dönemlerde de olduğu gibi,,,

***

Hal böyle olunca da “CHP’de ne değişti” sorusu geliyor akıllara…

Kanımca sadece değişim sözcüğünün anlamı değişti. Yani; garp cephesinde değişen bir şey olmadı.  Sistem aynı sistem… Sadece isimler değişti.

Denilebilir ki; peki ya 31 Mart 2024 yerel seçim başarısı! CHP’nin yıllar sonra birinci parti olması…

Elbette büyük başarı… Ancak en büyük etken konjonktür… 22 yıllık AKP iktidarının yıpranmışlığı ve ekonomik kriz ile başlayan mutfaktaki yangın…  İkincisi ise CHP’deki değişime dönük “bir umut” adına halkın açtığı kredi… Mesel bundan ibarettir…

Kimse kusura bakmasın ama seçim başarısını; parti yönetiminin, yeni bir “siyaset belgesi”  olarak topluma sunduğu inandırıcı politikalar ile sağlandığını söylemek mümkün değil. Ta ki CHP’nin “toplumda talep yaratan siyaset üretmesine” kadar.