Bir Fincan Kahve

» Köşe yazarları » Bir Fincan Kahve

Iraz Şensöz yazdı

Biyolojik veya sosyolojik bakalım; mikro makronun her zaman yansıması oluyor. Birinin gündelik hayatına, evindeki, kıyafetlerindeki ayrıntılara, zevklerine, seçimlerine bakarak nasıl bir hayat sürdüğünü anlayabiliriz.

Memlekette yaşanan hayatlar birbirinden uçuk derecede farklı. Bazı evlere ekmek, peynir, yumurta dışında pek bir şey girmezken, bazı evlere kilolarca et, suşi filan girebiliyor. Demek istediğim belli; büyük bir adaletsizlikten bahsediyorum. Uçurum var.

Oysa gündelik hayattaki küçük şeyler hayatı güzelleştirir, yaşama zevki verir. Kusura bakmayın, fakirlik romantizmi yapmayacağım. Fakirliğin estetiği yoktur. Fakirlik berbattır. Memlekette eli yüzü düzgün bir kafeteryada bir fincan kahve içmek bile acayip yüksek fiyatlara geldi. Eve kahve almak bile. Hatta eskiden eve arada çiçek alırdık. Sehpanın üzerindeki vazodan bize bakan patlar günümüzü güzelleştirirdi. Şimdi nerdeee? Çiçek orada dursun, halk en basit gıdaları alamıyor. Bir fincan kahve, bir bardak çay, ekmek arası bir sandviç… Bunlar belki de bir yere kadar sınıfsal sınırları belirsizleştiren şeylerdi. Herkesin ulaşabildiği, herkesin keyif aldığı şeyler. Oysa şimdi “küçük şeylere” sadece “çok” parası olanlar ulaşabiliyor.

Küçük şeyler hayatımızdaki sınıfsız yerini çoktan yitirdi. Geleceğe dair umutları kenara koyalım, birçok insan kendisine yaşama sevinci veren gündelik şeyleri kaybetti. İzmir’de veya yaşadığınız yerde metroya bindiniz mi? Konak Meydanı’nda yürüdünüz mü? İnsanlar asık suratlı, mutsuz, tatsız. Sürekli üç kuruşun hesabı yapılan bir hayat nasıl keyifli olabilir? Biz bunu hak etmiyoruz. Memleket bunu hak etmiyor.

Sesini çıkar(a)mayan kalabalıklar, “Onlar da tepki versin” diyen bir azınlık, hayattan umudunu kesmiş gençler, artan şiddet olayları… Ülkenin özeti bu.

Fiyatına bakmadan ihtiyaçlarımızı satın alabilmek, hesap yapmadan yaşamak, keyifli yaşamak, geleceğe umutla bakmak istiyoruz.

Bu şekilde yaşama tutunamıyoruz. Başlarken küçük şeyler, büyük şeylerin yansıması demiştik. Adalet bazen kendini bir fincan kahvede gösteriyor.

Hesapsız, keyfimize göre, istediğimiz yerde bir fincan kahve içmek istiyoruz.

Siz en son ne zaman kahve içmeden önce fiyatına baktınız? Yoksa dün mü?