Nesli tükenmiş gazeteciler !

» Köşe yazarları » Nesli tükenmiş gazeteciler !

Geçen gün bir dost sohbetinde, günümüz gazeteciliğinin, eyyamcılığa dönüştüğü, bütünüyle hezeyana dayalı, yörüngesi kaymış bir anlayışın ürünü haline geldiğini söyleyenler oldu…

Bir “marangoz hatası” sonucu, kendilerine “köşe yazarı” diyen, ekranlarda ağzı köpükler saçan kimi “ruh hastaları”nın, “yazar ya da yorumcu” olarak “ahkam kesmesi” nin yeni gazetecilik anlayışı olduğunun altı çizildi.

Ve o dostlardan biri “sizin gazetecilik devriniz sona erdi, siz nesli tükenmişlersiniz” dedi…

Bizim gazeteciliğimizi övdü mü yerdi mi pek anlayamadım ama 48 yıllık bir gazeteci olarak  “nesli tükenmişler” yakıştırması çok ağırıma gitti !

Ne demek, nesli tükenmişler?

Hem; kimin değer yargısıdır ve hangi cesaretin  ürünüdür, böylesi insafsız bir varsayım ve yargılama? Kaldı ki siz kim oluyorsunuz da hangi hak ve sıfatla kimi yargılıyorsunuz?

***

Bakın !

Bizim gazetecilik anlayışımızda, haber objektif, yorum  hürdür !

Bizim gazetecilik anlayışımızda; adam kayırma, yağcılık goygoyculuk, yoktur!

Bizim gazetecilik anlayışımızda; kimseyi haksızca töhmet altında tutmak olmaz.

Bizim gazetecilik kurallarımızda, taammüden birilerine saldırmak yazmaz.

Bizim gazetecilik anlayışımızda, kimseyi savunmasız bırakmak olmaz.

Bizim gazetecilik anlayışımızda, şu ya da bu şekilde birilerine biat edilmez.

Bizim gazetecilik anlayışımızda; Atatürk’ün “Basın hürriyetinden doğan mahsurların yegane izale vasıtası yine basın hürriyetidir”  sözü en temel ilkedir.

***

Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde sözünü ettiğim bu mesleki etik kuralların yerinde yeller esiyor. Gazete ve televizyonları ile birlikte topyekûn medya sektörünün büyük bir kesimi ya kendiliğinden teslim olmuş ya da baskıyla ülkeyi yöneten siyasi güç tarafından teslim alınmıştır.

Ancak buna rağmen Türkiye’de, etik kurallara bağlı ve ilkesel temelde mücadeleden asla vazgeçmeyecek çok önemli bir potansiyel var. Bu potansiyel; fikir ve düşünce özgürlüğünden ödün vermeksizin, basın özgürlüğünü, demokrasinin “olmazsa olmaz” ı olarak benimseyip gün geçtikçe daha da büyüyen bir “sessiz güç” tür. Ana akım medyada gözükmeseler bile emin olun “sosyal medya” da onlardan çok daha güçlü ve çok daha etkilidirler. Her ne kadar kimi tutarsızları olsa da bu tespit doğrudur.

Dolayısıyla; gerçek gazetecilik ve habercilik ilke ve değerleri yok olmaz. Bu değerlerin hepsi bir renktir. Gece ya da karalık onları yok edemez, sadece örter. Sabah güneş doğduğunda her biri yerli yerindedir. Ve güneş her sabah yeniden doğar !

Bu bakımdan ömrünü bu mesleğe vermiş birisi olarak, hiçbir zaman umudumu yitirmedim. Eninde sonunda yukarıda sözünü ettiğim mesleki etik değerler yine yerli yerine oturacak ve bugün “statüko gazetecileri” nin adı unutulup gidecek, esamesi okunmayacak.