Davutoğlu, Beşer Esad ile ne konuştu?

» Köşe yazarları » Davutoğlu, Beşer Esad ile ne konuştu?

İdris Akyüz yazdı…

Bugünkü yazıyı bütünüyle ünlü edebiyatçı Rıfat Ilgaz’a ayıracaktım ama iç ve dış politikadaki gelişmeler buna engel oldu…

İç politikada; 9’uncu yargı paketinden tutun da yeni “matematik derslerini seçmeli hale getiren “ eğitim sistemine, enflasyondan tutun da TBMM’deki vergi düzenlemelerine… Dış politikada ise Suriye ilişkilerinde gelinen nokta… 22 yıldır ülkeyi yöneten AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gel-gitlerinde” ki zik zaklar ve değişkenliklere kadar onlarca konu…

Ve nihayet dış politikada, ABD eski başkanı Donalt Trump’ın “bir garip” suikast girişimi ile karşı karşıya kalması… Hepsi başlı başına derinlemesine işlenmesi gereken konular…

***

Tam bunlardan birini ele alacaktım ki; “AKP türevi” Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamaları düştü önüme…

Davutoğlu, bazen saç-baş yoldurur insana…

2011 Haziranı… Sanki kendisinin “Amerika’dan gelen bir gece yarısı telefonuyla” baştan aşağıya değişen Suriye politikasında hiçbir dahli yok.

Ben “Şam’da Emevi Camisinde Cuma namazı kılma” sözünü kimin ettiği ile ilgili değilim. İster kendisi söylemiş olsun; ister “bugün iddia ettiği gibi” Erdoğan söylemiş olsun… Davutoğlu esas; 9 Ağustos 2011’de Şam’da Suriye Devlet Başkanı Beşer Esad ile Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı olarak yaptığı 6 saatlik görüşmenin içeriğini açıklasın. O görüşmede ne konuşuldu?

Siz ne söylediniz, Esad ne söyledi?

Bunların hepsi devlet sırrı olmasa gerek ki o günlerde İngiliz The Guardian gazetesi, Davutoğlu’nun Birleşik Krallığın mesajını Suriye Devlet Başkanı Esad’a ilettiğini iddia etmişti. Davutoğlu da görüşmede sadece Türkiye’nin görüşlerini ve endişelerini dile getirdiğini söylemekle yetinmiş, Esad’ın da, muhaliflere karşı mücadeleden vazgeçmeyeceği yanıtını aldığını açıklamıştı.

Belki Sayın Davutoğlu o günlerde daha başka açıklamalar da yapmış olabilir. Ancak bugün, o görüşmenin içeriğinin çok daha anlamlı ve önemli olduğu kanısındayım.

Davutoğlu; bugünlerde kendini sütten çıkmış ak kaşık gibi gösterip, bütün vebalin zamanın başbakanı Tayyip Erdoğan’da olduğunu söylemeye getiriyor. Kendisinin önerilerinin ve görüşlerinin dikkate alınmadığından söz ediyor.

Ne yazık ki bu açıklamaların hiç biri ikna edici ve inandırıcı gelmiyor…

Bir başka ayrıntı…

Bugün esip gürleyen Davutoğlu’na sormak isterim; mayıs 2016’da neden kuzu kuzu AKP Genel Başkanlığı’ndan ve Başbakanlıktan vazgeçtiniz? 2015 Kasım seçimlerinde yüzde 49 oy alan AKP’nin lideri siz değil miydiniz? O günlerde gördüğünüz eksiklikleri, hataları ve yanlışları neden tek tek kamuoyuna açıklamadınız. Korktunuz mu? Elinizle genel başkanlığı ve başbakanlığı Binali Yıldırım’a nasıl sundunuz?

13 Eylül 2019’a kadar neden beklediniz AKP’den istifa etmek için?

Ve daha onlarca soru…

***

Davutoğlu, diyebilir ki; “Bu sorulara müteaddit defalar yanıt verdim” dolayısıyla bir kez daha kendimi yormak istemiyorum…

Ama bu bir gerçeği değiştirmez… Bugün yaşananların sorumlularından biri de sizsiniz Sayın Davutoğlu. Siz de aynı  maklubeye kaşık çalanlardan birisiniz.

Bu nedenledir ki; CHP’nin organize ettiği “6’li masa”nın en zayıf halkası sizdiniz. Şimdi çıkıp ahkam kesmeyin lütfen, kendi hakkını ve hukukunu koruyamayan birisi, ülkenin bekası adına laf edemez, etmemelidir.