Geçtiğimiz günlerde yaşanan acı bir olay olan Bolu Kartalkaya’daki otel yangını ve 78 insanımızın hayatını kaybetmesi, ülkemizi derinden sarsmıştı. Bu büyük felaketin ardından muhalefet partileri CHP ve İYİ partilerinin meclise sunacağını düşündüğüm araştırma önergelerinin iktidar tarafından reddedilirse, kamuoyunda ciddi endişelere yol açar.
Peki, iktidar partisi neden bu tür önergeleri ısrarla reddediyor? Bu sorunun yanıtı, aslında ülkemizin siyasi yapısı ve geçmiş deneyimlerimizde gizli. Muhalefetin ortaya attığı her soru, AKP iktidarının yönetim anlayışı ve karar alma süreçleri hakkında önemli ipuçları sunuyor.
Geçmişte yaşanan, Soma faciası, 17/25 Aralık süreci, Çorlu Tren kazası, Man adası, FETÖ’nin siyasi ayağı araştırılsın, Binali Yıldırım’ın oğullarının adının geçtiği OFF-SHORE red, İŞİD terör örgütü Türkiye faaliyetleri araştırılması önergesi ret, Man adası araştırılması önergesi red, Çanakkale Atikhisar da orman katliamı araştırılması önergesi red, 50 bin futbol sahası büyüklüğünde orman alanı kül oldu araştırılsın önergesi red, AKP’li Serik Belediyesi’nde ki 500 bin liralık rüşvet araştırılsın önergesi red, Devlet – Mafya – Siyaset araştırılsın önergesi red, Kara paraya yönelik araştırma önergesi red, vs. gibi önemli olaylarda da benzer bir durumla karşılaştık.
İktidar, bu olayların şeffaf bir şekilde araştırılmasını ve sorumluların ortaya çıkarılmasını istemek yerine, soruşturmalarını istemedi. Bu durum, kamuoyunda “saklanacak bir şeyler mi var?” sorusunu akıllara getirdi. Umarım AKP ve küçük ortağı MHP otel yangını ile ilgili soru önergesini bu sefer reddetmezler ve asıl suçluların ceza almasına yardımcı olurlar.
Demokrasinin temel taşlarından biri, şeffaflık ve hesap verebilirliktir. Ancak ülkemizde, özellikle de son yıllarda, bu ilkelere aykırı uygulamalarla sıkça karşılaşıyoruz. Muhalefetin sorularına verilen yanıtlar yerine reddedilmesi, demokratik bir sistemde olması gereken tartışma kültürünün yerini, otoriter bir yönetim anlayışının aldığını gösteriyor.
Bolu Kartalkaya’daki otel yangınının sorumlusunu bulmak için yapılması gereken en önemli şey, TBMM’de bir araştırma komisyonu kurulmasıdır. Ancak iktidarın bu konudaki direnci, sorumluların korunmaya çalışıldığı şeklinde yorumlanıyor. Eğer iktidar gerçekten masumsa, neden bir araştırmadan korkuyor?
Bu olayda, sadece otel yönetimi değil, aynı zamanda denetim görevini üstlenen kamu kurumları da sorumlu tutulmalıdır. Yangın önlemlerinin yetersizliği, kaçış yollarının tıkanması gibi ihmallerin soruşturulması ve sorumluların cezalandırılması gerekiyor.
Bolu Kartalkaya faciası, ülkemizin sistematik sorunlarının bir kez daha ortaya çıktığı acı bir örnek. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, şeffaflık, hesap verebilirlik ve adalet ilkelerine bağlı kalınması gerekiyor. Muhalefetin sorularına verilen cevaplar yerine reddedilmesi, demokrasinin gölgede kaldığını gösteriyor. Umarız ki bir gün, ülkemizde de tüm vatandaşların eşit olduğu, adaletin yerini bulduğu bir gelecek inşa edilir.
Demokrasinin tam anlamıyla işlediği ülkelerde iktidar partileri, muhalefetin soru önergelerini genellikle kabul eder. Ancak ülkemiz gibi gelişmekte! olan ülkelerde maalesef bu durum tam tersi şekilde yaşanabiliyor.
Sözcü gazetesinde usta kalem Necati Doğru bu konuyu o kadar güzel kaleme almış ki zır cahil birisi bile okusa yazının ne kadar doğru olduğunu anlayacak diye düşünüyorum.