Sosyal Medyanın Kibirle İmtihanı

» Köşe yazarları » Sosyal Medyanın Kibirle İmtihanı

Iraz Şensöz yazdı.

Sosyal medya ile aram iyi değil. Kimin iyi ki?

Polimer kil ile takı yapıyorum ve bir yıldır kayda değer bir takipçiye ulaşamadım. Satış da pek yok. Ben de polimer kille ilgili hesapların takipçilerini takip edersem belki takipçi sayımı yükseltebilirim diye düşündüm. Yüksek takipçili bir hesabın takipçilerini takip ettim. Derken bu hesap bunu fark etmiş ve bana mesaj attı. Aile üyelerine kadar, takipçilerini takip etmişim, bunu nasıl yaparmışım, benden bunu beklemezmiş. Ben de kötü bir niyetim olmadığını, sadece takipçilerinin bir kısmını takip ettiğimi söyledim ve takipten çıkarım hemen dedim. Çıktım da. Şaşırdım ama. Sonra kendimi bu yüksek takipçili hesabın yerine koydum. Benim on binlerce takipçim olsa ve bir hesap beni takip edenleri takip etse –belli ki bunu aynı ilgi alanındaki takipçileri kazanmak için yapıyordur- kesinlikle rahatsız olmam. Hem beni takip eden beğendiyse, isterse onu da takip etsin. Kimin umurunda? Bu arada yaptığım şeyde ne kötülük var, neden böyle bir tepki aldım? Gerçekten anlamıyorum.

Dedim ya, sosyal medya ile aram iyi değil. Dinamiklerini anlamıyorum ama sanırım anlamaya başladığım bir şey var; kibir.

Milyonlarca takipçin varsa bu kibir artıyor mu? Hayır. Kişi zaten kibirliyse böyle davranıyor. Sosyal medya sadece varolanı yansıtıyor. Belki kibirli insanları daha kibirli yaptığı söylenebilir çünkü düşünün; milyonlarca takipçiniz var. Vay be! Bahsettiğim mesele küçük bir iş/uğraş alanıyla ilgiliydi. Oysa bu kibir kişisel hesapları olan insanlarda daha da artıyor. Beğenilmek, kişinin kendini dev aynasında görmesini kolaylaştırıyor. Psikologlar bunu daha iyi açıklayacaktır.

Eşim özellikle iş alanlarında Türkiye’de insanların daha yırtıcı ve rekabetçi olduğunu oysa yurt dışında sektörlerin dayanışma içinde olduğunu söyledi. Sanırım haklı. Biz birçok alanda birbirimizin ayağını kaydırmaya çalışıyoruz. Tek, tekel olmak istiyoruz. Dayanışma orada dursun. Takipçilerimizi bile paylaşmak istemiyoruz.

Sosyal medya tuhaf bir yer ancak hayattan çok farklı, sanal bir yer değil bu açıdan. Hayatın izdüşümü belki. Nasıl bakarsanız… Takipçi sayısı arttıkça neler oluyor onu bir düşünelim.

  • Sorumluluğunuz artar, belki daha düşünerek paylaşım yapmaya başlarsınız.
  • Takipçilerin beklenti içinde olacağını düşünüp daha sık paylaşım yapma ihtiyacı duyabilirsiniz. Aslında bu da sizi sosyal medyaya bağımlı yapabilir.
  • Kendinizi takipçilerinize daha çok göstermek isteyebilirsiniz. Hayatınızı daha çok paylaşabilirsiniz.
  • Dengeniz bozulabilir. Ne paylaşacağınızı şaşırabilir, saçmalayabilirsiniz.
  • Psikolojiniz bozulabilir. Mükemmel görünmek için güzelleştiren filtreler kullanmaya başlayabilirsiniz.

Bunlar olan şeyler. Mesele amacınızın ne olduğu? Benim amacım takipçiyi artırıp yaptığım polimer kil takıları satabilmek için potansiyel müşterilere ulaşmaktı. Kişisel hesabım için böyle bir kaygım yok. Sosyal medya pazarlama iş alanları için olmazsa olmaz. Üstelik sadece iş alanları için değil, artık takipçi sayınız fazlaysa siz bir reklam mecrası sayılıyorsunuz ve “işbirliği” denilen anlaşmayla ürün tanıtabiliyorsunuz. Hayatını böyle kazananlar ve daha neler var ama bunları başka bir yazıya bırakalım. Bu arada beni uyaran o hesap beni blokladı. Şaşırdık mı? Hayır.