Eğitim-İş İzmir Yüksek Öğretim Şube Başkanı Haluk Dağdevir, yanlış ekonomi politikaları sonucu artan kiraların öğrencilere etkisini değerlendirdi. Artan kiraların ve ihtiyaçları karşılamayan yurt sayısının ciddi sorunlar yarattığına dikkat çeken Dağdevir, çözüm arayışındaki öğrencilerin cemaat yurtlarına yöneldiğini belirtti.
Dağdevir, şunları söyledi:
“KYK YURTLARI İZMİR’DE YETERSİZ”
“YKS sonuçlarından sonra İzmir’de yaşanan barınma sorunu iyice ortaya çıkmaya başladı. Ailelerin İzmir’i seçerken yurt sorununu ön plana çıkarak seçmeye başladıkları bizim gözlemlerimiz arasında. Özel vasat bir yurdun bir kişilik odalarının 90 bin, iyi yurdun 130 bin lira olduğu bir dönemde aileler devlet yurtlarına gitmeye çalışıyor ama KYK’nın oluşturduğu yurtlar işte varyantta olan bir yurt şu anda kapalı. Aile ne yapıyor bu durumda? Kendine uygun bir yer bulabileceği yerler aramaya başlıyor. Ev fiyatları ekonominin getirdiği günümüzde şartlar çok yüksek işte şu anda iyi bir ev 14-16 bin lira, 3-4 öğrencinin bir araya gelmesi lazım. Ama ilk etapta herkes birinci sınıf okuduğu için kimse onu tercih etmiyor. Genelde devletin yurtlarının olacağı yerleri seçmeye çalışıyor. KYK yurtları İzmir’de yetersiz. Yaklaşık 160 bin kişi barınmaya çalışıyor ama bu çok net değil. Dolaysıyla öğrencilerin tek gittiği yer cemaat yurtları. Yani merdiven altı olarak yapılmış, vergisini ödeyemeyen veya vergisini ödeyip de çocuklara farklı noktalar çekmeye çalışan birçok yurt var. Bu da cemaatlerin en çok istediği bir durum. Ekonominin bu gidişi tabii ki aileleri etkilediği kadar benimde çocuğum üniversitede okuyor. Ben de o zorluğu yaşıyorum. Bunu bütün arkadaşlarımız yaşamaya başlayınca İzmir çekilmez bir hal almaya başladı. İzmir’de 1 1 rezidanslar çıkmaya başladı, bu da sıkıntılı bir durum. İzmir’de yaşanacak alan ve ortak alan kalmayınca insanlar şehir dışına çıkmak zorunda kalıyor. Bu da ulaşımı zorlaştırıyor.”
“ÖĞRENCİLERİMİZ ŞU ANDA EV BULMAKTA ZORLANIYORLAR”
Kentte yaşanan ev sorununu değerlendiren İzmir Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Mesut Güleroğlu ise “90’lı yıllarda öğrenciler İzmir’e geldiğinde 3 1 ev tutardı. Üç dört öğrenci aynı evde kalırlardı. 1 1 evler çıkınca piyasadaki bütün her şey değişmeye başladı. Hal böyle olunca da barınma ihtiyacı fazlalaştı. Neden fazlalaştı? Üniversiteler fazlalaştı, öğrenci sayısı artmaya başladı. Yeni imar alanları açılsa da bu da yeterli kalmadı. Özellikle Buca bölgesinde ve diğer ilçelerde Çiğli’de yeni üniversiteler açıldı. Buna göre de gelen öğrenci sayısından ziyade ailelerde biraz daha böyle bölünmeye başladı. Daha önce anne baba çocuklar aynı binada yaşarken artık çocuklar da ayrı bir eve geçmeye başladılar. Aileler biraz küçülmeye başladı. Boşanan aileler 1 1 evlere geçmeye başlayınca otomatikman karşılayacak ev sayısı azaldı. Hal böyle olunca da kiralık evlerin fiyatlarına yansıdı. Aşırı derecede yüksek yüksek, sıkıntı yaşanan bazı pozisyonlar var. Öğrencilerimiz şu anda ev bulmakta çok zorlanıyorlar. Biz zaten çok zorlanıyoruz. Onlara ev bulmak adına çok zorlanıyoruz. Elimizden geldiğince yeni konutların üretilmesi için yeni çalışmalar veya yüksek kat pozisyonda daha farklı boyutlarla açılırsa bunun önü açılır. Ancak şöyle bir durum var. Öğrenci buraya gelirken yaşam alanlarını ve kalitesini ona göre hazırlamaya çalışıyor yaşadığıyla alakalı. Biraz onlarda da uyumsuzluk var. Böyle olunca da bizim konut açığımız piyasalara çok ciddi yansımaya başladı” diye konuştu.
