Kutlamalar kapsamında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ilk olarak Vasıf Çınar Meydanı’nda kurulan “100. yılında Lozan ve Tarihi Süreçteki Yeri” sergisini ziyaret etti. Sergide, 30 Ağustos 1922’de zaferin kazanılmasından 9 Eylül’de İzmir’in kurtuluşuna, barış antlaşması için Lozan’a giden delegelerin yola çıkışından Lozan müzakerelerine kadar dönemin gazete baskıları, karikatürler ve fotoğraflar yer alıyor. Sergi 30 Ağustos’a kadar açık olacak.
ATATÜRK VE İNÖNÜ’NÜN HEYKELİNE ÇELENK
Sergi turunun ardından Başkan Soyer, Kültürpark’a geldi. Başkan Soyer, Lozan Antlaşması’nın kahramanları Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’nün heykeline çelenk bıraktı. Çelenk töreninin ardından Başkan Soyer, “Lozan Antlaşması Yeni Yüzyılına Girerken” başlıklı panel için İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları İsmet İnönü Sahnesi’ne geçti.
TUNÇ SOYER: LOZAN, BU MİLLETİN TAPUSUDUR
Çelenk bırakma töreninin ardından Ege Saati ve TELE1 mikrofonlarına özel değerlendirmelerde bulunan Başkan Tunç Soyer, “Lozan, hem bağımsızlığımızın hem sınırlarımızın ilelebet güvence altına alındığı aslında bu milletin tapusudur. Dolayısıyla imzalandıktan sonra uzun yıllar boyunca bayram olarak kutlanmıştır. Lozan bayramı denmiş ve o günün gazetelerine baktığımız zaman hep 8 sütun manşet 24 temmuzlarda ve büyük coşkuyla kutlanmış çünkü gerçekten sadece bizler için değil tüm mazlum dünya için ilham olmuş ve umut olmuş bir barış antlaşması o nedenle çok kıymetli. Yani bugün eğer varsa topraklarda yaşıyorsak ona borçluyuz. Lozan’a borçluyuz ve tabi ki Lozan’ın kahraman mimarları; Mustafa Kemal Atatürk’e, İsmet İnönü’ye borçluyuz. İyi ki onlar böyle muazzam bir atılımı gerçekleştirmişler ve bize armağan etmişler 100. Senedir yurtta sulh cihanda sulh diyerek bu coğrafyada kaynayan kazan orta doğuda bağımsız bir millet olarak varlığımızı sürdürüyoruz” dedi.
HALİL ARDA: BİZİM İÇİN ÇOK KIYMETLİ
Gaziemier Belediye Başkanı Halil Arda ise şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Lozan’ın 100. Yılı. Herkesin de söylediği gibi aslında Türkiye’nin tapusunun verildiği Türkiye’nin sınırlarının olduğu büyük savaştan sonra Türkiye’nin tescilinin yapıldığı bir belge. Çok zorlu savaş koşullarından sonra rahmetli İsmet İnönü’nün müthiş bir diplomatik çalışmasıyla birlikte Avrupalı devletlerle imzalamış olduğu bir sözleşme ki bizim için çok kıymetli. Lozan Antlaşması’nın benim için bir anlamı var çünkü ben Lozan mübadeleli bir ailenin torunuyum. Dedem ve babam Kavala doğumludur. Lozan Antlaşması sonrasında karşılıklı mübadele ile Kavala’dan İzmir’e yerleştirilmiş bir aile dolayısıyla kendi içerisinde acılar barındıran ama bizim açımızdan Anadolu’ya yerleşmemizi sağlayan bir antlaşma ki ailem ve benim için de çok kıymetli bir antlaşmadır.”
İLHAN AKALTUN: ATATÜRK’ÜN BİZE MİRAS BIRAKTIĞI TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAK
CHP İzmir Başkan Yardımcısı ve İl Eğitim Sekreteri İlhan Akaltun ise Lozan’ın Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının teminatı olduğuna dikkat çekerek, “Bugün Lozan Barış Antlaşmasının 100. Yılını kutluyoruz. Bu bizim için büyük bir gurur bu bizim bağımsızlığımızın teminatı olan çok önemli bir antlaşma uzun ve çetin geçen görüşmelerden sonra büyük kazanımlar elde ettik. Bu kazanımların sonucunda Lyod George İngiliz temsilcisinin şöyle bir lafı vardı; “Şimdi bu antlaşma metni ile isteklerinizi veriyorum ama daha sonra bunları birer birer geri alacağım” demiştir. Günümüzde de bütün emperyaller ülkemiz üzerinde bu oyunları oynamaktadır. Mevcut iktidar da bugüne kadar 100. Yılda barış antlaşmasının son bulacağı yönünde kamuoyunu yanıltıcı haberler yaptı. Bu konu sosyal medya ve diğer mecralarda çok yer aldı. Halbuki böyle bir şey olmadığını gördük bağımsızlığın teminatı bir yüz yıl bir iki veya üç yüz yıl bile devam edecek. Mustafa Kemal Atatürk’ün bize miras bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak” ifadelerini kullandı.
PELİN BATU: TARİH TAKIM TUTMAK DEĞİLDİR
Son olarak konuşan ünlü tarihçi ve şair Pelin Batu ise Lozan’ın gizli anlaşmaları olmadığına dikkat çekerek, ”Maalesef bizim ülkemizde tarihi mevzular futbol maçı gibi algılanıyor. Hep böyle Lozanı çok sevenler bunun bir kazanım olduğu yönünde ve aslında cumhuriyetin temellerinin orda atıldığına dair yazan tarihçiler var. Öteki tarafta da büyük bir hezimet olduğunu ve İsmet Paşa’yı eleştirmek için bir vesile olarak kullananlar var. Ama malum tarih böyle bir şey değildir. Tarih takım tutmak da değildir. Tarih belgelere dayanan olanlar olumsuzlar hepsinin bir masaya yatırılıp da okunması demektir. Bu sene Lozan’dan geçerken tren istasyonunun fotoğrafını çektim ve “gizli maddeleri aramaya geldim” diye yazdım. Bu takdir edersiniz ki bir espri ve kimsenin ciddiye almayacağını düşündüm. Bu bile ciddiye alındı. “Ne gibi gizli maddeler?” gibi geri dönüşler aldım. Bana çok tuhaf geliyor çünkü her şey çok yüzeysel bakılıyor. Post truth çağında gerçek ötesi, neyin gerçek neyin gerçek olmadığı karışmış durumda. Gizli maddelerin olmadığı aşikar insanlar zahmet edip açıp metni okuyabilir. Ama işte bu noktada komplo teorisi kısmı belli ki daha eğlenceli geliyor insanlara. O yüzden de safsatalar saçmalıklar olacaktır. Dünyanın her yerinde oluyor bunlar fakat bizde normalde tarihçiler dünyada popstar gibi değildir değil mi? Ama bizde tarihte çok popüler bir şey oldu bunun iyi yönleri var ama kötü yönleri de işte bu tür komplo teorilerinin tarihe karıştırılması oluyor” dedi.