Kapadokya Karızları Suyla Gelen Medeniyet

» Genel » Kapadokya Karızları Suyla Gelen Medeniyet

Dursun Özden (Belgeselci-Gezi Yazarı-Şair)

 

Gittiği coğrafyalarda merakla doğayı ve hayatı keşfetme, belgeleme, korunması ve yaşatılması için ilgilileri uyarma ve paylaşma serüvenim sürüyor… Bundan böyle bu sebil köşede; “YOLERİ” Gezgin Derviş olarak, yazmayı sürdüreceğim… Dostlukla…

Göbeklitepe Su Medeniyetinden (MÖ:10.000) sonra, Anadolu’nun en eski (M.Ö: 3000) su medeniyetlerinden biri olan ve erken Hititler döneminde yapıldığı bilinen 7 km uzunluğundaki Göre Trazları (Karızları) yeraltı su kanalları sistemi, Anadolu uygarlık harikası olarak, zengin tarihi ve kültürel mirasımızın keşfedilmesi, korunması, tanıtılması ve yaşatılmasına çekeceği belgesel film ile katkıda bulunacaktır. Gittiğim 99 ülkede ve arşınladığım tüm Anadolu coğrafyasında çektiğim “KARIZ-Su Medeniyeti” belgeselleri ile kaybolan bir medeniyetin izni sürdüm. Anadolu’nun 66 ilindeki Su Medeniyeti tarihi yapılarını belgeledim. İzmir başta olmak üzere; Kaz Dağları, Bergama, Kozak Vadisi, İzmir Basmane, Alsancak, Halkapınar, Buca, Foça, Kadifekale başta olmak üzere; Aydın, Denizli, Muğla, Antalya, Mersin, Adana gibi Ege, Akdeniz bölgesinde ve tüm Anadolu’da bulunan karız su medeniyetini belgeledim.

Anadolu Su Medeniyeti adlı; 13 bölüm (13×24’) İngilizce-Türkçe dublajlı ve alt yazılı olarak tamamlanan bu çalışmam, TRT Belgesel Kanal için yapıldı. Ama ne yazık ki, TRT arşivinde çürüyor… Neden?

Karız: Yeraltı su kanalları sisteminin adıdır. Kar izi, su yolu namındadır. Uygur bölgesinde Karız, İran’da Qanat, Arabistan’da Uyun, Umman’da Aflaj, Cezayir’de Hattarat, Azerbaycan’da Kerhiz, Anadolu’da ise: Keriz, Kehriz, Tıraz, Karız, Galeri, Tünel ve Yeraltı su kanalı olarak adlandırılıyor. İnsanoğlu binlerce yıl önce, su başını yurt tuttu. Suyun olmadığı yaşam alanlarına da çok uzaklardan, yeraltından (karız) ve yer üstünden (kemer-açık kanal-ark) sistemileriyle; su getirmiştir. Kullanım (İçme ve arınma) yanısıra; tarım, ziraat amaçlı su gereksinimini karşılamak için; Su medeniyeti ya da Suyla gelen medeniyet, toplumsal ilerlemenin en önemli gereksinimi bu yolla karşılanmıştır.

 

Nevşehir’e içme, kullanma ve tarım amaçlı su getiren Göre Karızları, daha yapıldığı dönemlerde batıda Roma, Atina, Galya ve öteki kent devletleri yokken, Anadolu’da Hititli atalarımız yerin 50 metre altında 60×150 cm genişliğinde ve 7 km uzunluğunda, %1 ile %0,06 akar kot eğim hesabı yaparak, yani suyun kendi cazibesinde akmasını sağlayarak, matematik ve mühendislik harikası yaratmışlardır. Yaşam ve tarım alanlarına temiz ve minerali zengin su getirmişlerdir. Yani ileri ziraat, yerleşik kent ve yaşanılabilir çevre kültürü oluşturmuşlardır. Anadolu’nun tam da orta yerinde, beyaz atlar diyarı Kapadokya havzasında, Anadolu’nun beline dolanarak akan Kızılırmak kıyısında, hoşgörülü dinlerin beşiği yer altı kentleri ve gizemli düşlerin büyüsü peri bacaların gölgesindeki bereketli toprakların vatanında uygarlık harikası tarihi zenginlikler ve birlikte yaşama kültürünün izlerini belgelemek yurttaşlık görevidir. Suyun izinde yürümek, su kullanım bilincini vermek, su gibi aziz olmak ve yaşam kaynağımız suyun stratejik önemini vurgulamak amacındayız. Gözlemlerimiz ve bulgularımız yanı sıra, bilim adamları ve araştırmacı uzmanların da görüş ve önerileriyle, Göre Karızlarının dünü, bugünü ve yarını hakkında çözümler üretmeyi hedeflemekteyiz. Anadolu Selçukluları döneminde de kullanılan Göre Karızları, Osmanlı döneminde özellikle Damat İbrahim Paşa tarafından onartılmış ve Nevşehir’e bu yer altı tünellerinden su getirmiştir. Cumhuriyet döneminde de, aynı kanal içinden künk sistemiyle su getirilmiştir. Göre içindeki pek çok noktada karız kanallarında hala su bulunmaktadır.

 

Öte tandan, Göre Karızlarına benzer ve yaklaşık aynı dönemlerde yapıldığı tahmin edilen 4 ayrı yerde (Kapadokya Bölgesinde) tarihi yeraltı su yapıları bulunmaktadır. Belgeselin çekim alanı kapsamında bu dokularda yer alacaktır.

Bölgenin folklorik zenginliğinin özgün tınısı olan yerel müzikler yanı sıra, belgesel için farklı müzik yapılacaktır.

Belgesel çalışmaları içinde canlandırmalar, animasyon destekli vurgular, röportajlar, folklorik dramalar, kültür ve sanatsal dokulara da yer verilecektir. Yeraltı ve yer üstünde, turistik, tarım, yaşam ve hasat alanlarında da renkli ve profesyonel çekimler yapılacaktır. Deneyimli uzman ekibimiz ve gelişmiş teknolojik ekipmanımızla yapacağımız çalışmalar, montaj ve stüdyo desteğiyle zenginleşecektir.

 

Güzel atlar ülkesi: KAPADOKYA

Dört mevsim alternatif turizm cenneti Kapadokya’dayız. Gizemli Peri Bacası kovuklarını yurt tutmuş gül ibikli güvercinlerle; güler yüzlü değerli dostum Cevat Turan ve Ozan’la birlikte, MİS gibi yaşama dokunmaktayız yeniden. Kızılırmak ve Peri Bacalarının sırdaşı Osman Yüksel’in Avanos’taki, seyirlik bağ evinde sabah kahvaltısında; hormonsuz ve organik-yerli “ŞİİR” vardı. Avanos’un şahdamarı Kızılırmak, on binlerce yıldır Anadolu’nun beline dolana dolana, yana yana ve zikir eder gibi döne döne akan ve aksakal bilge dervişlerin külahı olan dumansız bacaları yurt tutmuş meleklerle-perilerle dans eden sevdalıların-yiğitlerin-ozanların esin kaynağı olmuş. Her zerresinde gizemli sevdalar yaşayan büyülü akarsuyun çamuru bile bereketli… Efsaneye göre, antik tarihin bir devrinde Konya Ovası bir iç denizdi. Kızılırmak bu denize dökülürdü. Avanos bir liman kentiydi. Nuh’un Gemisi bu limana yanaştığı rivayet edilir. Buranın o koşullarda, gemi yapımı ve deniz endüstrisinde de ileri olduğu söylenir. Daha sonraki yıllarda ise, İran’dan gelen Pers süvarilerin Kapadokya’da atlarına şarap içirdikleri bilinmektedir. Bu nedenle bölgeye, “Sarhoş Güzel Atlar Ülkesi” denilmektedir. Ateşli al atların, beyaz bulutlar gibi uçarak yol almaları; 10 milyon yıl önce, sönmüş bir yanardağ olan Erciyes, Hasan Dağı ve Melendiz Dağı’ndan fışkıran lavların tüflerinden oluşan peri bacalarının gizemli büyüsünün, imgeli hayaletlerinde, birer sevda şarkısı olarak yankılanır… Peri Bacalarının bu sırdaş oyunu, ışık ve gölgenin dansı olarak konuklarına eşlik eder. Kapadokya’da yemek, konaklama ve eğlencede çok değişik alternatifler bulunmaktadır. Unutamayacağınız güvenli, temiz, doğal ve dost bir ortam sizi bekliyor.

 

 

Kapadoya Karızları Suyla Gelen Medeniyet

Dümensiz ve rotasız, özgürlüğün ve farkın farkına vararak, kendinize zaman ayırın… Sonsuz ve zamansız geçmişe el sallayan, gizemli Peri Bacaları arasından dolana dolana akan Kızılırmak, binlerce yıldır bereketli topraklara can ve ilham veriyor. Nice sevdalılara ve şairlere esin kaynağı olmaktadır bu dağlar, ırmaklar, yeraltı şehirleri, periler ve sarhoş-güzel al atlar; nice efsanelere ve türkülere konu olmuştur. Göreme’de gördüğüm, semada semah dönen kuş ve düş evi Peri Bacaları, dört mevsim gezginleri konuk ediyor. İçinden su akan kent Avanos’u, eski ve yeni Avanos diye ikiye ayıran Kızılırmak üzerindeki asma köprü; kına gecesinde gelin ile damadın karşılıklı koşarak kucaklaştıkları mutlu anlarına tanıklık ediyor.

 

“Ömrü billah mektep yüzü görmedi / Bu kadar nakışı nerden belledi / Kirtim kirt, kirtim de kirt” dizelerinde yaşayan şair Enver Gökçe ve halı dokuyan güzellerin dilinden düşmeyen Aşık Seyrani’nin şu dizeleri anlamlıdır: “Kör de bilir Avanos’un yolunu / Testi bardak kırığından bellidir…”  Ruhi Su ustanın Kızılırmak gibi çağlayan gür sesiyle dillendirdiği “Hasan Dağı Bozlağı” ve seke seke oynanarak söylenen “Avanos Karşılaması”nı, gün batımında Paşabağı Peri bacaları kuş evinde, yıllanmış Kapadokya Şarabı içerek dinlemenin tam zamanı: “Hay, hay, hayyy! / hana vardım bakmaya / hana kilit takmaya / hay, hay allılar / yeşilliler, morlular / hay, hay, hayyy!” 

 

Kapadokya bölgesine gelen yerli ve yabancı turistlerin en çok ilgisini çeken iki aktiviteyi denemenizi öneririm. Kızılırmak kıyısında ve Peri Bacaları arasında gece konaklamalı atlı turlarla yapılan uzun geziler, Sivas’tan başlıyor ve Kızılırmak kıyısını takip ederek Avanos’ta noktalanıyor. Mutlaka deneyin. Serüven dolu bu yolculukta, içinizdeki keşfetme duygusunu özgürce yaşatın… Konuşan ve anlatan fotoğraf çekmenin ayrıcalığını yaşayın. Ulusal Havacılık belgeli işletmelerin balonları, her sabah saat altıda, bir saatlik panoramik uçuşlar yapıyor. Gün doğumunda Peri Bacaları ve Kızılırmak üzerinde uçarken; sevgilinin dudak izinde, ışık ve gölgenin gizemli oyununa ve özgürlüğün dansına sizde katılır ve uçuş bitiminde, bu anı şampanya ile kutlamanın dayanılmaz hafifliğini, size takdim edilen “Uçuş Sertifikası” ile belgelersiniz.

 

 

Yaşlı Anadolu’nun genç-ince beline dolanarak akan ve sevdalılara esin kaynağı olan Kızılırmak kıyısında ve efsaneleri ile ünlü peri bacalarının büyülü gölgesinde; beyaz atlar yelesinde tan çiçeği açarken; “Ben özgürüm!” diye çığlık atarak taçlaşan, uçan balon sepetindeki Kapadokya gezimiz şimdilik bitti. Bağ bozumu ve koç katımı sonrası, güz yapraklarının ve taçlaşan peri bacalarının üzerine beyaz kelebekler gibi uçuşan kar taneleri ve bahar çiçekleri düşerken; ırmağın kıyısında ve perilerin arasında, sevdiğinizin dudak izinde yaşama dokunan, bir başka serüven yüklü gezide buluşmak dileğiyle… Günümüzde, Su Savaşlarının konuşulduğu, Su kültürü ve su kullanım bilincinin gereksinim olduğu zamanımızda, Anadolu Su Medeniyeti-Tarihi Karız Su Sistemi başta olmak üzere; her yanı birer alternatif turizm cenneti olan Anadolu coğrafyasının kıymetini bilelim. Su kaynaklarımız kuruyor. Suyla Gelen Medeniyeti yaşatmak için yollardayız, yeniden… Su gibi aziz olmanın tam zamanı… Başka Türkiye yok!…

 

Bir sonraki yazımın konusu: 100. Yılında bilinmeyen yönleriyle İzmir İktisat Kongresi.