İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin işaret dili çevirmenleri Özlem Özer ve Melek Uslular, sağır bireyler ile duyanlar arasında köprü kurarak iletişimde engelleri kaldırıyor.
Sağır toplumun sesi olmaktan gururlular
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde görev yapan Özlem Özer ve Melek Uslular, işaret dili çevirmenliğiyle sağır ve işitme engelli bireylerin sesi oluyor. Meclis toplantılarından etkinliklere, kurslardan istihdam projelerine kadar geniş bir alanda çalışan bu iki isim, işaret dili sayesinde iletişimde sınırları ortadan kaldırıyor.

İlk dilleri işaret dili olan Özer ve Uslular, bu yetkinliklerini profesyonel kariyere dönüştürerek, sağır bireylerin hayatına dokunmaktan gurur duyduklarını belirtiyor. "Bizler, sadece kelimeleri çevirmiyoruz, aynı zamanda bir kültürü ve yaşam biçimini aktarıyoruz" diyen çevirmenler, jestler, mimikler ve beden dilinin işaret dilindeki önemine vurgu yapıyor.
“Dili bilmek yetmez, çevirmenlik ayrı bir beceridir”
Özlem Özer, sağır bir ailede büyüdüğü için işaret dilini ana dili olarak öğrenmiş. Ancak çevirmenlik yapmanın, dili bilmekten çok daha büyük bir sorumluluk gerektirdiğini vurguluyor:
"Bir kişinin söylediklerini başka birine aktarmak, kelimelerin ötesinde bir anlam taşır. İşaret dili sadece el hareketlerinden ibaret değil; mimikler, jestler ve hatta nefesin bile doğru kullanılması gerekiyor."

Benzer bir hikâyeye sahip olan Melek Uslular ise mesleğine 8 yaşında başladığını söylüyor. Sağır anne ve babasının çevirmeni olarak büyüyen Uslular, mesleğinde 18. yılını geride bırakırken, “Sağır bireyler için erişilebilir bir dünya yaratmak bizim için bir sorumluluk” diyerek işlerine duydukları bağlılığı dile getiriyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çeşitli projelerinde aktif rol alan Özer ve Uslular, belediye başkanı Cemil Tugay’ın katıldığı etkinliklerde ve belediye meclis toplantılarında işaret dili çevirmenliği yapıyor. Bunun yanı sıra istihdam ofisleri, adalet, sağlık ve eğitim gibi alanlarda da sağır bireylere destek sağlıyorlar.
CODA: İki kültür arasında köprü olanlar
İşitme engelli ebeveynlerin işiten çocukları olarak büyüyen bireylere dünyada CODA (Children of Deaf Adults) deniyor. CODA’lar, işaret dilini yalnızca bir iletişim aracı olarak değil, aynı zamanda bir kültürün temsili olarak görüyor. Sağır bireylerin, işaret dilini anadili gibi bilen CODA'larla iletişim kurmayı tercih etmelerinin en büyük nedeni de bu doğal akıcılık.
