Siyasi partilerin milletvekili aday listelerini YSK’ya teslim etmelerinin ardından aday tanıtım törenleri hız kesmeden devam ediyor.

İzmir’de sırasıyla Memleket Partisi, AK Parti, İYİ Parti ve CHP il başkanlıklarının düzenlediği aday tanıtım toplantılarını yerinde takip etmiş biri olarak, bu başlığı gönül rahatlığıyla atabileceğimi düşünüyorum

Bildiğiniz üzere siyaset azı çok gösterme sanatıdır.

Bizler, ülkemizin bu güzide siyasetinde(!) bir işin yapılma kararının alınmasını bile başkalarının yaptığı bin işten daha şaşalı gösterilmesi fazlasıyla alıştık.

Ancak İYİ Parti İzmir İl Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Milletvekili Aday Toplantısı’, alışılmışın ve özellikle beklenenin çok uzağında o kadar sönük geçti ki şaşırmamak mümkün değil.

Adı üstünde aday tanıtım toplantısı, ancak ben İYİ Parti İzmir İl teşkilatının adayları kime tanıttığını halen anlayamadım.

Mesai saatleri içerisinde, kapalı alanda sadece parti sempatizanlarının olduğu bir toplantıda “İzmir’in anahtarını teslim alacağız” nutukları atmak ne kadar ikna edici?

Bunun yorumunu kamuoyuna bırakıyorum.

Özellikle Sayın Müsavat Dervişoğlu’nun “Her şeyini milletine borçlu sevgili İYİ’ler ailesinin bu seçimde İzmir’den yüksek bir başarı ile çıkmak gibi bir mecburiyeti vardır. Çünkü bize İzmir Türk demokrasisinin kalbidir. İzmir gençlerin umut güneşidir”

Sayın Ümit Özlale’nin, “Hep İzmirli olmaktan dolayı çok gurur duydum. Sonra İzmir’den koptum. Hep içimde İzmir vardı. İzmir’den gidebilirsiniz ama İzmir içinizden gitmez sizin. İzmir’e vefa borcum vardı. Bana sorduklarında tek burayı istedim. Doğduğum büyüdüğüm yeri Gazi Meclisimizde temsil etmek istedim. İzmir için de çözümlerimiz hazır” açıklamalarını duyunca genel merkezin İzmir’de ciddi bir beklenti içerisinde olduğu da gayet net anlaşılıyor.

Bu açıklamalar doğrultusunda, hafta içi mesai saatleri içerisinde bu tanıtım lansmanını organize eden il başkanlığının tam olarak neyi amaçladığını gerçekten merak ediyorum. Çünkü bırakın vatandaşları, partililerin bile ilgi göstermediği toplantıda, koltuklar boş kaldı. Salonun önünde sloganlar atılmadı, marşlar söylenmedi, meşaleler yakılmadı.

İlk kez böyle bir siyasi parti organizasyonunda salonun boş kaldığını gördüm.

Bu eleştiriyi gayet yapıcı bir dille yapmaya gayret etmeme rağmen şunun şurasında seçimlere 25 gün kalmışken halktan bu kadar uzak bu toplantıya akıl sır erdiremedim. Sadece katılımın az olması pek de sorun edilecek bir şey değil diyebilirsiniz hak veririm çünkü ne azınlıkların ne coşkulu kutlamalar yaptığını daha önce defalarca gördük.

Ancak İYİ Parti’de coşku da eksikti.

Vatandaşların katılımını sağlayamayan il teşkilatının, parti üyelerini de örgütleme anlamında sınıfta kaldığı bir programdı aslında…

Eski İl başkanı Hüsmen Kırkpınar’ın konuşması sırasında atılan sloganlar dışında bir sevgi seline yada gürültülü bir ana da şahit olmadık.

Burada Hüsmen Başkanın hakkını teslim etmek lazım 1. sıradan neden yazıldığını ispatlarcasına iyi bir konuşma ve sahne performansıyla yıldızıydı.

Nitekim alkışların yanı sıra, adına tezahüratlar yapılan tek aday da kendisi oldu.

Bu program İYİ Parti İzmir’in mileltvekili aday tanıtım toplantısı değil de TBMM Grup Başkanvekili ve 27 Dönem İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu’nun partisi hakkında ileri sürülen iddialara yönelik basın toplantısı olsaydı baştan sonra çok başarılı sayılabilirdi aslında…

Uzun lafın kısası “İzmirlinin tanımadığı adayları, İzmir’e tanıtmadan İzmir’i almaya çalışmak” mantıklı bir kumar olmasa gerek.

Tarihin en kritik seçimine şunun şurasında 25 gün kalmışken kent meydanında giydirilmiş arabalar dolaştırarak, bilbordlar ve afişler asarak İzmir’i alma yarışında sizlere başarılar diliyorum.

Sonuç olarak bir gazeteci ve genç bir seçmen olarak tavsiyemi dikkate almak isterseniz çok daha iyi bir kampanya aklına ve İzmirliyle iç içe olmaya ihtiyacınız olduğunu düşünüyorum.

Kalan süreçte başarılar diliyorum.