Bu dünya yalnız bize ait olmadığı bilinci içinde yaşamaya çalışmak çevremize her zaman duyarlı olmak her canlının sevmeyi sevilmeye muhtaç olduğunu bilmek gerekmektedir.
Hayvan haklarını savunmanın bir çocuğun engellinin kadının yani toplumdaki zayıf halkaların haklarını savunmaktan hiçbir farkı yoktur.
Bildiğiniz gibi beş sene sonra İzmir’de üç belediye hariç diğer belediyelerin başkanları değişti.
Biz federasyon temsilcileri olarak birkaç ilçe belediyesi dışında diğer belediyelerle hayvan hakları ve sorunlar hakkında işbirliği ile can dostların refahı için çalışmıştık.
Yeni başkanlarla daha iyi çalışmak için ziyaretlere başladık.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, can dostlarla başka illere göre göre çok daha iyi hizmet vermiş aynı çalışmayı daha önce söz aldığım Cemil Tugay ile de devam edeceğimiz inancını taşıyoruz.
Geçen senelerde Cumhurbaşkanının söylemi sonrasında sosyal medyada bilhassa köpekler hedef olarak gösterilmekte olup top atılmak istenmektedir.
Ama nereye?
Ülkemizde 1300 belediyenin 200 civarında bakımevi varken, çoğu da ölüm kampı gibi olduğu bilinirken bu mümkün olabilir mi?
Onlar sokak hayvanları sorunu var derken,
Bizler, sokak hayvanlarının sorunu var diyoruz.
Sokak hayvanları kısırlaştırılıyor.
Üretim durdurulamıyorsa
Pet shoplardan alınan ve kısa süre sonra canlar için yaptırım olmuyorsa
Bu suç sokak hayvanlarına atılıp toplama yapılamaz.
Önce vananın kapatılması barınak ve sokaklardaki canların sahiplendirmek özendirme ve çalışması yapılması gerekmektedir.
İzmir’de 25 binden fazla kısırlaştırma yaparken Ankara Büyükşehir 7000 kısırlaştırma yaparsa bu sorun çözülemez.
Bazı kişiler yurtdışında hiç sokak hayvanı yok derken, onlar seneler önce ısrarlı düzenlemeler sert caydırıcı cezalarla sorunu çözmüşler.
2004 yılında çıkan 5199 sayılı kanunla belediyelere aynı çöp toplamak gibi kısırlaştırma görevi verildiği halde aradan geçen 20 senede bunu yapan çok az belediyeler olduğu görülmektedir.
Hiçbir hayvanın veya hayvan ırkının insana karşı doğuştan gelen bir nefreti ya da saldırganlığı yoktur.
Çevresinden gelen tepkilere göre karşılık verir.
Örneğin daha önce insanlar tarafından şiddet görmüş veya korkutulmuş bir köpeğin insanlara tepki göstermesi olağandır.
Bir köpeği yaklaşmadan önce kendini koklatarak tanımasına izin vermek, yemek yediği esnada tedirgin olabileceği hareketler yapmamak gibi temel öğretiler detaylandırılarak çocuklara ve yetişkinlere hayvanlara nasıl yaklaşılacağı ile ilgili eğitimler verilmelidir.
Bu dünya insanlar olduğu kadar diğer bütün canlıların yaşam alanıdır.
Uzmanların önerdiği gerçekten etkili olacak bu çözümleri uygulayarak hayvanlar ile sokaklarda barış içinde yaşamamız mümkün.
Tabii onları da aç ve susuz bırakmamak için,
Belediyelere yardım edip kapılarımıza bir kap mama ve su koymalıyız.
Biz dili olmayan bu canların sesi olup çalışmalarımıza devam etmekteyiz.