İzmir’de Emek ve Demokrasi Güçleri, ikinci tura kalan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, sandık seferberliğine çağrı yapmak için Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi. “Sandığa git, geleceğine sahip çık” pankartı ve “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarının atıldığı basın açıklamasına Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu üyelerinin yanı sıra parti üyeleri de katıldı. Emek ve Demokrasi Güçleri adına KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Necip Vardal’ın yaptığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Ülkemizin geleceği açısından cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birini geride bıraktık. Basın ve sosyal medyada seçimde yapılan usulsüzlüklerle birlikte, yılgın ifadelerle de karşılaşıyoruz. Seçimin bizler açısından kazanılamamış olması bir gerçeği gölgeliyor: her tür eşitsiz duruma, devletin tüm imkanlarının seferber edilmesine, usulsüzlüğe, hırsızlığa, hile ve baskıya karşın bu kez atı alıp Üsküdar’ı geçemediler. Evet, sonucu bu ülkenin emekçilerinin, gençlerin, kadınların, halkların başka bir hayat için verdiği mücadele lehine tescil ettirememiş olabilir muhalefet; fakat unutulmaması gereken asıl nokta, AKP’li cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilme yeterliliğine ulaşamamış olması, ilk turu kaybetmiş olmasıdır. Bizler ise henüz kaybetmedik. Önümüzde kazanılacak bir ikinci tur var!”
“MÜCADELE HATTINA İHTİYAÇ VAR”
“21 yıllık iktidarında AKP’nin ülkeyi sürüklediği uçurum, geçim derdi, şiddet, sömürü ve deprem felaketi bu zihniyetle ve rejimle devam edilemeyeceğini ortaya koymuştur. Seçim sonuçları halkın çoğunluğunun AKP’nin yarattığı bu yağma, talan, sömürü ve felaket rejimini değiştirme iradesi gösterdiğini ortaya koymuştur. Seçim sürecinde seçim ve sandık güvenliğinin her aşamada ne kadar önemli olduğu, buna uygun bir örgütlenmenin geliştirilmesinin hayati derecede önem taşıdığı da bir kez daha görülmüştür. Yapılan hatalardan ders çıkarmanın, 28 Mayıs’a kadar olan süreçte örgütlülüğü güçlendirerek halkın taleplerini dillendirip bu değişim iradesini nihayete ulaştırmanın esas alındığı bir mücadele hattına ihtiyaç vardır.
28 Mayıs gününe kadar hepimize çok görev düşüyor. Şimdi umudumuzu yitirmeden, AKP rejimini değiştirme iradesi gösteren tüm kesimlere bu umudu yeniden aşılayarak, yapılacaklara odaklanma ve geniş toplumsal kesimlerin birlikteliğini harekete geçirme zamanıdır”
“DEPREM BÖLGESİNDEKİ İNSANLARIN ELEŞTİRLMESİNİ DOĞRU BULMUYORUZ”
“Üzerinde durulması gereken bir diğer konu da deprem bölgesine yönelik kullanılan ayrıştırıcı bir dilin ortaya çıkmasıdır. Bu dili gerçekten doğru bulmuyor ve reddediyoruz. Böyle bir mağduriyeti yaşayan ve çok büyük bir özveriyle deprem bölgesine gidip oylarını kullanmaya çalışan insanların yaşadığı travma ve pratik değerlendirildiğinde, deprem bölgesindeki insanların eleştirilmesini doğru bulmuyoruz. Tek adam rejiminin devamı, daha çok baskı, sömürü, iş cinayetleri, yoksulluk, şiddet, savaş, gericilik, yağma ve talan demektir. İşte 28 Mayıs’ta bu rejime karşı eşit ve özgür bir yaşamın filizlenmesi arasındadır asıl seçim.
Biliyoruz ki bu zamana kadar kaybettiğimiz haklarımız, güvencesizlik, yoksulluk, sömürü , inşa edilen antidemokratik hayattan bağımsız değil. Emekçiler, ezilenler, kadınlar , gençler bu gidişatı tersine çevirebilecek, halka umut olabilecek mücadele birikimine sahiptir”
SEÇİM VE SANDIK GÜVENLİĞİYLE İLGİLİ HER DAYANIŞMA SORUMLULUĞUMUZDUR”
“Geleceğimizi yaşanabilir kılacak, gençlerimizi yaşatacak bir memleket hedefiyle, kalan zamanda yapılacaklara odaklanmak her birimizin görevidir. Umudu kırılanları tekrar oy kullanmaya ikna etmek, depremden etkilenen ve sadece oy kullanmak üzere bölgeye giden insanlarımızın yeniden oy kullanmak üzere bölgeye gidişlerine destek olmak, bir kez daha oyların türlü hilelerle çalınmasına izin vermemek için seçim ve sandık güvenliği ile ilgili her dayanışmayı göstermek sorumluluğumuzdur.
Bilinmelidir ki çürümüş faşizmin devlet olanakları, baskı, şiddet ve sandık hileleriyle bir süre daha ayakta kalması halklarımıza yeni acılar yaşatacaktır. Buna izin vermemek ellerimizdedir. Bunun için hala tamamlanmamış seçim süreci büyük bir fırsattır. Karamsarlığa ve umutsuzluğa kapılmadan önümüzdeki on gün içinde bu karabasana son verebilir ve kötülüğü sonlandırabiliriz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunu muhteşem bir son ve yeni bir başlangıç yapma fırsatı elimizdedir”
“İRADEMİZ, KİMSENİN İPOTEĞİNDE DEĞİL”
“Biz bu seçimi kaybetmedik! Ancak kazanma irademizi gasp ettiklerinde gerçekten kaybetmiş oluruz. İrademiz kimsenin ipoteğinde değil. Şimdi geleceğimizi ve gençleri kazanma zamanıdır. Emekçiler, ezilenler, kadınlar, gençler, halklar bu kalan sürede bir seferberlikle bu umudu büyütmek, emekçilerin ve halkın taleplerini dillendirmek ve değiştirebileceğimizi göstermekle yükümlüdür.
Sandığa, hayatına, geleceğine sahip çık”