DİSK Büyük İşçi Yürüyüşü / canlı yayın

» Ege Gündemi » DİSK Büyük İşçi Yürüyüşü / canlı yayın

DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve bağlı sendikalar, 15-16 Haziran 1970’te yaşanan işçi direnişinin yıl dönümünde Konak’tan ses yükseltti. Eski SGK binası önünde toplanan üyeler “Karanlığa teslim olmayacağız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, sloganlarıyla iktidarı protesto etti. Anma törenine; DİSK’ e bağlı Genel- İş Birleşik Metal-İş, Lastik-İş, Güvenlik-Sen, Emekli-Sen, Gıda-İş, Dev Turizm-İş, […]

DİSK Ege Bölge Temsilciliği ve bağlı sendikalar, 15-16 Haziran 1970’te yaşanan işçi direnişinin yıl dönümünde Konak’tan ses yükseltti. Eski SGK binası önünde toplanan üyeler “Karanlığa teslim olmayacağız”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, sloganlarıyla iktidarı protesto etti. Anma törenine; DİSK’ e bağlı Genel- İş Birleşik Metal-İş, Lastik-İş, Güvenlik-Sen, Emekli-Sen, Gıda-İş, Dev Turizm-İş, Dev Maden-Sen temsilcileri ile Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekilleri Burcugül Çubuk, HDP İzmir İl eş Başkanları Çınar Altın ve Berna Çelik, TİP İzmir İl Başkanı Kenan Yılmaz yer aldı. 

Sendikalar adına basın açıklamasını okuyan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, 15-16 Haziran 1970’te yaşananları hatırlatarak başladığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: 

“Bundan 53 yıl önce, 15-16 Haziran 1970’de sınıf ve kitle sendikacılığını bastırmak isteyen dönemin hükümeti, sermayenin isteği doğrultusunda DİSK’i fiilen ortadan kaldırmaya dönük bir girişimde bulundu. Yapılan değişiklik, işçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlamakta, sendika değiştirmeyi güçleştirmekteydi. ‘Sendika bolluğunu ortadan kaldırmak’ gibi öngörüsüz, akıl dışı, ilkel bir düşüncenin ürünü olan bu kanunun iptali için bütün iletişim kanallarını kullanan, diyalog ve müzakereyle yapılan yanlıştan dönülmesi doğrultusunda çaba sarf eden DİSK’li sendikacıların sonuç alamaması üzerine 15-16 Haziran 1970’de, Türkiye’deki geniş çaplı ilk büyük işçi sınıfı eylemi gerçekleşti. İki gün süren eylemlerin sonucunda beş kişi hayatını kaybetti, 200 kişi yaralandı ve yüzlerce kişi gözaltına alındı. 16 Haziran akşamı sıkıyönetimin ilan edilmesini takiben, başta DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler olmak üzere, DİSK ve üye sendikaların yöneticileri ve eylemlere öncülük yaptığı düşünülen işçiler gözaltına alınıp tutuklandı. 17 Haziran günü pek çok işyerinde direnişler, üretim yapmadan makinelerin başında oturma ya da üretimi düşürme ve yavaşlatma biçiminde devam etti. Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, 274 sayılı Yasa’nın 1317 sayılı Yasa ile değiştirilen 9’uncu maddesinin 2 sayılı bendini ve a, b, c fıkralarını Anayasa’ya aykırı buldu ve iptal etti” 

“İKTİDAR, İŞÇİ SINIFINA SALDIRMAYI MARİFET SAYIYOR” 

İşçi sınıfına yönelik baskıların geçmişte olduğu günümüzde de devam ettiğini vurgulayan Sarı, emekçilerin iktidar tarafından çeşitli zorluklarla baş başa bırakıldığının altını çizdi.  

Sarı, “15-16 Haziran; DİSK’i yok etmeye çalışanların, sendikal hak ve özgürlükleri hiçe sayanların, toplu sözleşme hakkını çiğnemek isteyenlerin hevesini kursağında bırakan büyük bir direnişti. Emeğin haklarını hiçe sayan, siyasi iktidar ve sermaye karşısında; umudun, dayanışmanın, işçilerin birliğinin ve işçi sınıfı bilincinin gücünü ve muazzam etkisini gösteren bir eylemlilikti. Bugün de iktidar ve sermaye eline geçirdiği her fırsatta işçi sınıfının temel haklarına saldırmayı kendisine marifet sayıyor. İşçi sınıfını baskılamaya, sendikal hak ve özgürlükleri engellemeye, toplu sözleşme hakkını gasp etmeye, yandaş sendikaları palazlandırmaya devam ediyor. İşçi sınıfının geleceğini yüksek enflasyon, zamlar ve adaletsiz vergiler altında karartmaya, ucuz işgücü yaratmak için asgari ücreti ortalama ücret haline getirmeye ve bir geçim ücreti olmaktan çıkarmaya, sendikasız ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırarak işçi sınıfını pasifize etmeye devam ediyor” dedi. 

“KURTULUŞ ELİMİZDEDİR” 

Mücadelenin büyüyerek devam edeceğini vurgulayan Sarı, sözlerini şöyle tamamladı: 

“53 yıl önce sendikal hakları için ayağa kalkan işçi sınıfı, bugün de haklarına sahip çıkmak için birleşmek ve mücadele ederek kazanmak zorundadır. 15-16 Haziran 1970’de büyük bir direnişle haklarına, geleceklerine ve demokratik talep ve tercihlerine ipotek konmak istenen işçilerin mücadelesi, o onurlu geçmişle bugün de sürüyor, bundan sonra da sürecektir. Dünden bugüne ısrarlı ve kararlı bir şekilde emeğin hakları, eşitlik, adalet ve demokrasi için mücadele eden Sendikalarımız, işçi sınıfının birlik ve dayanışmasını büyütmeye devam edecektir. 53 yıl sonra da kurtuluş birliğimizdedir, kurtuluş ortak mücadelemizdedir, kurtuluş ellerimizdedir”