Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mahir Polat, 1 Mart 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik değişikliğinin iptali için dava açtı.
Danıştay, zeytinliklerin talanına izin veren değişiklik için yürütmeyi durdurma kararı verdi. Polat, “Zeytinlik alanlarında madencilik faaliyetlerine Bakanlık tarafından izin verilebileceği düzenlenen yönetmelikle zeytinlik alanlar maden faaliyetlerine açık hale getirilmişti. Danıştay, zeytin talanına dur dedi. Hukuk devleti ilkesine, anayasaya ve kanuna aykırı düzenlenmeler içeren yönetmeliğin iptal edilmesi, zeytinliklerin yaşaması anlamına geliyor. Mahkemenin yürütmeyi durdurma kararından sonra yönetmelik için iptal kararı vermesini ve zeytinlikleri koruma altına almasını bekliyorum” dedi.
DÜNYA ÜZERİNDE AĞACINI İKTİDARDAN KORUMAYA ÇALIŞAN TEK MİLLETİZ
İktidarın çevre konusunda vicdansız olduğunu vurgulayan Polat, “Doğal yapısı gereği ölümsüz bir bitki olarak kabul edilen zeytin, efsanelere konu olmuş, barışın ve canlılığın simgesi kadim bir ağaçtır. İklimde yaşanan ani değişimler, doğal olarak ülkemizdeki zeytin yetiştiriciliğini de etkiliyor. Zeytin kurak koşullara dayanıklı bir tür olmasına karşın küresel iklim değişimi sürecinde iklimde yaşanan dalgalanmaların etkisiyle yağış ve sıcaklık miktarındaki değişkenlikten en fazla etkilenen tarım ürünleri arasında yer alıyor. Türkiye ağaç başına verimlilikte rakip üretici ülkelerin gerisinde kalıyor. Bununla ilgili önlem almak, zeytinliklerimizi artırmak gerekirken AKP iktidarı zeytin talanını teşvik etmeye çalışıyor. Herhalde dünya üzerinde ağacını iktidardan korumaya çalışan tek milletiz” değerlendirmesini yaptı.
DANIŞTAY’DAN EMSAL KARAR
Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Mahir Polat, maden yönetmeliğinde yapılan değişiklikle ilgili dava açtığında mahkeme, Mahir Polat’ın zeytincilik faaliyeti yürütmediği gerekçesiyle davayı husumet yönünden reddetti.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yaptığı temyiz incelemesi ile Mahir Polat’ın sübjektif ehliyetinin bulunduğuna hükmetti.
Danıştay Dava İdareleri Kurulu’nun kararı emsal niteliği taşıdığı gibi bu kararın ardından milletvekillerinin seçim bölgelerini ilgilendiren yasal düzenlemelerle ilgili dava açmalarının önü açılmış oldu.
