Seçim öncesi belediye gelirlerine bir darbe daha

» Manşet 4 » Seçim öncesi belediye gelirlerine bir darbe daha

2019 yerel seçimlerde büyükşehir yönetimlerinin birçoğunu CHP’li adaylar karşısında kaybeden AK Parti yönetiminden belediye gelirlerini düşürecek bir darbe daha geldi. Son dönemde İller Bankası’nın destek kredilerini almakta zorlanan, ayrıca İller Bankası ödemlerinde kesintileri artırılan belediyeler, bundan böyle eğlence gelirlerini de kalıcı olarak alamayacak. Bu gelişme motorlu taşıtlar vergisine gelen yüzde 61.5 oranındaki zammı belirleyen kararname […]

2019 yerel seçimlerde büyükşehir yönetimlerinin birçoğunu CHP’li adaylar karşısında kaybeden AK Parti yönetiminden belediye gelirlerini düşürecek bir darbe daha geldi. Son dönemde İller Bankası’nın destek kredilerini almakta zorlanan, ayrıca İller Bankası ödemlerinde kesintileri artırılan belediyeler, bundan böyle eğlence gelirlerini de kalıcı olarak alamayacak.

Bu gelişme motorlu taşıtlar vergisine gelen yüzde 61.5 oranındaki zammı belirleyen kararname ile birlikte gerçekleşti. MTV zammı Cumhurbaşkanının jesti olarak, hatta yandaş medyanın zam değil de “MTV’ye indirim” haberleri ile duyuruldu.

Ancak aynı kararnamede nüfusun çoğunluğuna yerelde, ilk elden hizmet veren belediyeleri yakından ilgilendiren bir madde daha vardı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile yerel yönetimlerin en önemli gelir kalemlerinden biri olan, sinema salonlarındaki film gösterimleri ile at yarışı ve konserlerden aldığı eğlence vergisi oranları da sıfırlandı.

Peki bu karar ne anlama geliyor? Aslında bu karar son yerel seçimlerde başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, çok sayıda önemli belediye yönetimini kaybeden AK Parti iktidarının özellikle 2019’dan bu yana uyguladığı belediye gelirlerine yönelik gerçekleştirdiği operasyonlara bir yenisinin daha eklenmesi gibi görünüyor.

İlk olarak 2020 yılında pandeminin etkisi ile eğlence sektöründe büyük kayıplar yaşanınca, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile geçici bir madde olarak eğlence vergisi oranları 31 Mayıs 2021 tarihine kadar uygulanmak üzere yüzde 0 olarak tespit edilmişti. Ardından düzenlemenin süresi 2022 yılı sonuna kadar uzatıldı. Ve dün yayımlanan kararname ile bu vergi kalıcı olarak, tamamen kaldırdı. Yayımlanan kararla belediyelerin önemli gelir kalemlerinden olan yerli ve yabancı film gösterimleri, konserler, spor müsabakaları ve at yarışlarından alınan vergiler kalıcı olarak kaldırıldı.

Bu karardan CHP’li belediyeler daha çok etkileyecek. Çünkü eğlence sektörünün, kültür sanat faaliyetlerinin yoğun olduğu büyükşehirler ve ilçelerde CHP’li belediye yönetimleri çoğunlukta. Dahası 2019 sonrası başta İstanbul, Ankara, İzmir olmak üzere birçok büyükşehir belediyesini kazanan CHP, yerelde Türkiye nüfusunun yüzde 48,4’üne hizmet ediyor.

LİSTE UZAYIP GİDİYOR…

İktidarın CHP’li yönetimleri vatandaş karşısında zor duruma düşürme girişimleri bunlarla da sınırlı değil. İl ve ilçe belediye meclis toplantılarında tartışmalar arasında gündeme gelen bu girişimlerden bazıları şöyle:

Özellikle 2019’dan bu yana yerel yönetim gelirlerine yönelik operasyonların merkezindeki maddelerden biri büyükşehir belediyelerinin önemli gelir kalemleri arasında olan otopark gelirleri ile ilgiliydi. AK Parti, ilçelerdeki otopark gelirlerinin büyükşehir yönetimlerine devrine engel oldu.

Daha sonra belediye kesintilerine yönelik bir karar alan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerel yönetimlerin borç yapılandırma ve kamuya olan diğer borçları için genel bütçe gelirlerinden aldıkları paylardan yapılacak kesinti oranları artırdı. Bu kapsamda, vergi gelirlerinde yüzde 40 kesinti yapılan belediyeler için ilave yüzde 10 kesinti, yüzde 25 kesinti yapılan belediyeler için ise ilave yüzde 25 kesinti uygulaması başladı.

Belediye başkanlarının şirketlere atama yapmasına bile bir dönem engel olan iktidar partisi, yine şüphesiz kıyı belediyelerinde hakimiyeti elinde bulunduran CHP’li belediyelerin gelirlerini etkileyecek bir uygulama daha başlattı. Kıyı işletmeleri ve arazileriyle ilgili birçok yetkiyi de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği bakanlığı ile organik bağı bulunan MUÇEV ve Çevre Ajansı gibi oluşumlara vererek belediyelerin gelir kalemlerini azalttı.

Öte yandan Bursa ve Balıkesir gibi Ak Partili başkanların yönetimde olduğu büyükşehirlerde, büyükşehir belediyelerinin kestiği su faturaları üzerinden ilçe belediyelerine aktarılması gereken katı atık bedelleri CHP’li ilçe belediyelerine aktarılmadı. Örneğin AK Partili Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden BASKİ’nin, topladığı çevre temizlik ve katı atık bedellerini CHP’li belediyelere vermediği ortaya çıktı.

DERİNLEŞEN KRİZ İLE BİRLİKTE HİZMET BEDELLERİ 4-5 KAT ARTTI

Krizin derinleştiği 2022 yılında yüksek enflasyon ve artan nüfus karşısında temel belediye hizmetlerinin maliyetlerinde 4-5 kat artış yaşanırken belediye gelirleri aynı kaldı ve hatta kesintilere uğradı.

Meclis’te çoğunluğun Cumhur İttifakı’nda olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi belediyelerde ise  3.5 yıl daha da zorlu geçti. Örneğin İstanbul’da meclisin AK Partili çoğunluk üyeleri, İBB; İETT, İSKİ ve iştiraklerin kaynak taleplerine tırpan vurdu. 4.6 milyar liralık borçlanma yetkisi 648 milyon liraya düşürüldü.

Finansman konusunda sorun yaşayan illerden biri de İzmir oldu. Ve Başkan Tunç Soyer, sonunda adeta isyan ederek “’Göreve geldiğimden beri Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yazılan dış finansman izin yazılarımıza ortalama 1-2 ayda cevap alabiliyorduk fakat şu anda yaklaşık 7 aydır bakanlıktan beklenen uygun görüş yazıları henüz gelmedi” dedi. Geçtiğimiz ay düzenlenen meclis toplantısında bütçe görüşmeleri sırasında da “Hizmetin nasıl olup da siyasete bu kadar alet edilebildiği bir noktaya geldik, bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Vatandaşın aleyhine siyaset yapamazsınız. İzmir düşman toprağı değildir. İzmirliye bunlar reva görülemez” şeklindeki çıkışıyla gündeme geldi.

KARŞIYAKA BELEDİYESİ’NİN BANKA HESAPLARINA EL KONULDU

Yine Cumhuriyet Halk Partisi yönetimindeki Karşıyaka Belediyesi’nin, vergi ve SGK borçları gerekçe gösterilerek banka hesaplarına ipotek konuldu. İller Bankası’ndan gelen payı düşürüldü ve böylece belediyenin çalışanlarına maaş dahi ödeyemez hale gelmesi istendi.

YARDIMLARIN TAMAMI CUMHUR İTTİFAKINA

İller bankasından belediyelere yapılan ödemeler konusundaki çifte standardı, İzmirlilerin karşı karşıya bırakıldığı durumu en sade dille paylaşan isim ise İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Murat Aydın oldu. Geçtiğimiz ay düzenlenen meclis toplantısında 2023 yılı bütçesi hakkında söz alan Aydın “Bunun adı partizanlıktır” dedi. İller Bankası’nın belediye ödemelerini araştıran Aydın, araştırmasının sonuçlarını meclis üyeleri ile paylaştı. Buna göre 2021 yılında İller Bankası, belediyelerin bin 156 projesine kredi destek kararı verdi. Bu belediyelerin yüzde 94.2’si Cumhur İttifakı belediyelerine, sadece yüzde 4.3’ü ise CHP’li belediyelerdi. “Oysa CHP’li belediyeler Türkiye nüfusunun yüzde 52’sini yönetiyor” diyen Aydın, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yapılan 432 milyon liralık nakdi yardımın tamamının Cumhur İttifakı üyesi belediyelere yapıldığını açıkladı.

NİLÜFER’DE YILLIK 50 MİLYON TL’LİK KAYIP

Ayrıca son dönemde, sanayi bölgelerine tanınan vergi muafiyeti gibi uygulamalar, her yıl nüfusu ortalama 20-25 bin civarında artan CHP’li Bursa Nilüfer Belediyesi’nde yılda yaklaşık 50 milyon liralık emlak vergisi gelir kaybı ve bedelsiz yürütülen katı atık hizmeti bedeline yol açtı.

DEMOKRASİ KURALLARI İHLAL EDİLMEZSE…

İktidarın, birçoğu Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile olmak üzere tüm belediyelere yönelikmiş gibi yürürlüğe koyduğu ancak özellikle CHP’li belediyeleri hedef alan söz konusu uygulamaların listesi uzayıp giderken CHP’li belediyelere açılan soruşturmalar, kovuşturmalar, personel ve idarecilerin gözaltına alınması işlemleri bitmek bilmiyor. Seçim yaklaşırken iktidar elindeki son kozları da oynuyor. “Bunlar belediyecilikten anlamaz”, “Ülkeyi nasıl yönetecekler”, “Hatırlayın çöp dağlarını” söylemlerinin altı zorlama çabalarla doldurulmak isteniyor.

Ancak sosyal belediyecilikten, insanların yaşamına tarımla, üretimle, sosyal desteklerle, gelir artırıcı akılcı projelerle dokunmaktan vazgeçmeyen yerel yönetimler her geçen gün duruşunu daha da sağlamlaştırıp saldırılara karşı bağışıklık kazanıyor. Bu direncin seçimlere kadar sürüp sürmeyeceğini, bu başarının unutulmaması gereken bir parçası olan “Altılı Masa”nın ayakları üzerinde durup duramayacağını ise hayat olağan akışında devam eder ve demokrasinin kuralları seçimin yapılmasına bile etki edecek kadar zorlanmazsa yaşayıp hep birlikte göreceğiz.