Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremin ardından Ege Bölge Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, yıkılan binalara ve depremin ardından verilen kararlara değindi.
“ACI ÇOK BÜYÜK”
TOBB olarak deprem bölgesini ziyaret ettiklerini bildiren Yorgancılar, “TOBB Başkanımızın liderliğinde Oda-Borsa başkanları olarak hemen bölgeye intikal ettik ve halkımızın eksiklerini yerinde tespit etmek istedik. Yapılması gerekenleri yerinde değerlendirdik. Acı çok büyük. Hasar tarif edilemeyecek kadar çok. İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Ticaret ve Milli Savunma Bakanlarımızla Bölgede istişarelerde bulunduk. Bölgede Oda ve Borsa binaları kısmen zarar görmekle birlikte kayıplarımız çok. Kahramanmaraş San. ve Ticaret Odası Başkanımız ve eşi, Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu üyesi Murat Çetin’in eşi ve oğlu ile çalışanlarımız ve üyelerimizden enkaz altında kalanlar olduğunu öğrendik. Acının ve kayıplarımızın büyüklüğüne rağmen, Bölgedeki dayanışma ruhu, milletimizin gönül zenginliği ise en büyük umudumuz oldu. Bütün Türkiye’nin de gördüğü gibi, sivil toplum örgütlerinin önemine, madencilerimizin ve tüm arama kurtarma ekiplerinin nakış işler gibi çalıştıklarına bizler de tanıklık ettik. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Yerli, yabancı tüm ekiplere, gönüllülere, gençlerimize, yardım eden vatandaşlarımıza şükranlarımızı iletiyorum” ifadelerini kullandı.
“SAĞLAM YERE YAPILAN BİNALAR AYAKTA”
Usulüne uygun binaların zarar görmediğine dikkat çeken Başkan Yorgancılar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Acının, öfkenin, çaresizliğin ve korkunun hakim olduğu depremde; kurtarmak, yaşatmak, onarmak ve normal hayata dönüş sürecine dikkatlerinizi çekmek isterim. Yıkılan binlerce binaya, afilli ambalajlı satılan rezidanslara rağmen, dimdik ayakta duran yapılar da vardı. Ahlak ve vicdan ile usulüne uygun yapılan binaların nasıl yıkılmadığına şahit olduk. Cam giydirmeli, şehrin ilk akıllı binası AB fonuyla AB mevzuatına göre yapılan Adıyaman’daki tek camı dahi kırılmayan kültür merkezi, TOKİ’nin zemini sağlam yerlere inşa ettiği binalar ve Maraş’ta inşaat mühendisleri Odası dimdik ayakta. Her birinde emeği olanları tebrik ediyorum. Bize lazım olan bu zihniyetteki ve ahlaktaki mühendisler ve müteahhitlerdir. Diğer yandan, üst katı göçen ve farklı illerde binaları zarar gören AFAD gibi binalar da var.”
DEPREMİN ETKİLERİNİN SEBEBİ TEK BİR HATA DEĞİL
Felakete tek bir hatanın sebep olmadığına vurgu yapan Ender Yorgancılar, “Gelelim binlerce cana kasteden hatalar zincirinde yerinde gördüklerim sonucu öne çıkanlar: Zemini görmezden gelme, Yıkılan kamu ve belediye binaları, havaalanı, karayolları vs., Projede imzası olan, çalışan herkesin sorumluluktan kaçması, İmar afları, Denetimsizlik, Koordinasyonsuzluk, İletişim sorunu, Kritik binalarda sismik izolasyon vb. Koruyucu önlemlerin olmaması, Afetlere yönelik çadır, konteyner stoksuzluğu” dedi.
“AFET BAKANLIĞINA ACİL İHTİYAÇ VAR”
Depreme bilim yoksunluğunun sebep olduğunu ifade eden Yorgancılar, “Bilim, liyakat, vicdan, ahlak, denetim eksikliği, bu depreme neden oldu. Bu açıdan Adalet Bakanlığı Deprem Suçları Bürosu çok doğru bir adımdır. Ancak, çok büyük yangın, sel felaketlerinde, depremlerde de görmekteyiz ki, ülkemizde bir Afet Bakanlığına acilen ihtiyaç vardır. Depremzedelerimizin barınma sorunu yaşadığı ve yaşayacağı en az 1-2 yıl yabancılara ev satışının yasaklanmasının da gerekliliğine inanıyorum. Ayrıca, enkaz atıklarının da, alternatif hammaddeye dönüştürülmesi yönünde toplanmasının da altını çizmek isterim” dedi.
“HASAR MALİYETİ YAKLAŞIK 25 MİLYAR DOLAR”
AİKB’nin Türkiye’nin 2023’e yönelik büyüme tahmini yüzdesini yüzde 3’e düşürdüğünü ifade eden Yorgancılar, “Henüz acılar çok taze. Ancak, izlenecek yol ve atılacak adımlar açısından ekonomik büyüklüğün de ortaya konması gerekmektedir. Tablo, çok basit olarak 10 ilimizin ülke ekonomisinde ortalama yüzde 10’luk bir paya sahip olduğunu göstermektedir. Sonradan Elazığ da eklenmiş olsa da, oranları çok etkilemiyor. Bölgenin Türkiye içindeki payına baktığımızda; Nüfusun yüzde 15,7’si, GSYH’nın yüzde 9,3’ü, faal OSB’nin yüzde 13,2’si, ihracatın yüzde 8,9’u, vergi gelirlerinin yüzde 5’i, kullandırılan kredilerin yüzde 9’u, tarımın yüzde 14,5’i, kara taşıtlarının yüzde 12’si, çalışan sayısının yüzde 11 bölgedendir.Bu tablo doğrultusunda hazırlanan ön raporlarda da; ekonomik kaybın 80-90 milyar dolar olacağına ilişkin tahminler yer almaktadır. JP Morgan deprem özel raporunda ise depremin fiziki yapılara doğrudan hasar maliyetinin yaklaşık 25 milyar dolar olacağına ve 19999 depremindeki ekonomik zarardan daha az bir ekonomik kayba dikkat çekiyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası(AİKB) ise Türkiye’nin 2023’e yönelik büyüme tahminini yüzde 3,5’den yüzde 3’e düşürdü.Tekstil ve metal sektörlerinin öne çıktığı bölgede bu kapsamda; üretimin, tedarik zincirinin ve işgücünün aksamaması adına, OSBÜK tarafından OSB’lerin eşleşmesini çok doğru buluyorum. Hatay’daki OSB’ler, İzmir Atatürk OSB, Kemalpaşa ve Pancar OSB ile Malatya İTOB ile eşleşmiştir. Bir OSB’nin farklı illerden birkaç OSB ile eşleştiğini de hatırlatalım. İşgücü desteğinden, temel konularda ve üretime kadar ihtiyaç duyulan alanlarda her türlü destekler sağlanacak. OSBÜK yönetim kurulu üyesi, Salih ESEN Başkanımız da Hatay’dan sorumlu üyeler arasında” ifadelerini kullandı.
“JAPONYA TSUNAMİDE BİLE EĞİTİME DEVAM ETTİ”
Eğitimin her koşulda devam etmesi gerektiğini söyleyen Yorgancılar, “İnsan canı ve ekonomik kaybın dışında önemli bir husus daha var. Bu kürsülerden eğitimin önemini her boyutuyla kaç kez konuştuk. Ve şimdi deprem oluyor ve ülke genelinde yurtlar kullanılacağı gerekçesiyle üniversiteler online sisteme geçiyor. Arkadaşlar, bakın atom bombasından ve Tsunamiden sonra bile Japonya eğitime kesintisiz devam etti. İkinci dünya savaşında dahi ülkeler eğitimi kesintisiz sürdürme gayretini gösterdi. Evet depremzedelerimizin barınma ihtiyacı var. Ancak, gençlerimizi ikinci plana atarak yurtların kapanmasını doğru bulmuyoruz. Belediyelerimizin, kamunun, sendikaların konuk evleri, kamp alanları, oteller bu açığı kapayacak kapasitededir. Pandemi döneminde de ülkemiz, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında okulların en fazla kapalı kaldığı ülkeler arasında olmuştur. Türkiye pandemi döneminde 196 gün okullarını kapatırken, Pandemiden en çok etkilenen ülkelerden İtalya 93 gün kapatmıştır. O nedenle, eğitim her şartta devam etmelidir. Bu yanlıştan dönülmelidir” dedi.
“HATAY, SAVAŞ ALANI”
Hatay’ın konumunun güvenlik için de önemli olduğuna vurgu yapan Yorgancılar, “Medeniyetlerin beşiği, Atamızın mirası, sınır şehrimiz Hatay, depremden en büyük zararı gören şehirdir. Şehrin tamamı neredeyse savaş alanı. Kültürel zenginlikler, yerle bir. Altını çizmek istediğim husus, şehrin öneminden dolayı, demografik yapının da bozulmaması adına talebimiz, öncelikli olarak en hızlı şekilde doğru zemin etütleri ve yapılarla Hatay’ın yeniden kurulmasıdır. Bunu Atamıza ve enkaz altında kalan canlara borçluyuz. Akıllı şehir anlayışı ile bunu yapacak teknik kapasiteye de fazlasıyla sahibiz. Unutmayalım, Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik şirketi listesinde 2020 yılında 40 Türk firması vardır. Türkiye, bu bakımdan Çin ve ABD’den sonra 3. sırada yer almaktadır. Ayrıca, Belçika Başbakanı’nın; “Suriye’deki depremde 5.5 milyon insan evsiz kaldı. Yeni göç dalgası başlayacak. AB aşırı kalabalık. Türkiye ile iyi anlaşmalar yapıp mültecileri orada tutalım” sözünü dikkatlerinize sunuyorum” ifadelerini kullandı.