Ege Saati – Onur Ulutaş
2017 yılında Erkan Baş liderliğinde yeniden kurulan ve 3.döneminde meclisteki 4 sandalye sayısına rağmen ezber bozan muhalefet anlayışı sergileyen Türkiye İşçi Partisi (TİP), ilçe örgütlerinde sürdürdüğü seçim hazırlıklarıyla da dikkat çekiyor. 1965 yılında Deniz Gezmiş’in de üye olduğu, aynı yıl Behice Boran, Çetin Altan, Mehmet Ali Aybar’ın da aralarında bulunduğu 15 ismi meclise göndermeyi başaran, 1946 sonrası çok partili dönemde TBMM’ye milletvekili gönderebilen ilk sosyalist parti olan TİP, Türkiye’de yeniden geniş kitlelere hitap ediyor.
Türk siyasi tarihinde sosyalist hareketin öncülerinden olan TİP’in yeniden kurulduğu 2017 yılından bu yana partisinin İzmir il başkanlığı görevini yürüten Kenan Yılmaz, Ege Saati’ne özel açıklamalarda bulundu.
“SEÇMEN YURTTAŞLIK KAVRAMINI YENİDEN SORGULAMALI”
3.Döneminde TİP’in Türkiye siyasetindeki iddiası ve yerel yönetimlere bakışını paylaşan Yılmaz, Türkiye’de ekonomik krizden her zaman olduğu gibi çalışan, emekçi kesimin etkilendiğini söyledi. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin geçtiğimiz günlerde “Bu ülkede hiç ama hiç kimse ‘Beni enflasyonun altında ezdirdiler’ diyemez” şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Yılmaz, “Doğru söylemedikleri bir şey var. Üretici fiyat endeksi ile tüketici fiyat endeksi arasında bir fark var. TÜİK tüketici fiyat endeksini yüzde 80’ler civarında açıkladı. Bu oran ile üretici fiyat endeksi arasında yüzde 30’luk bir fark var. Üretimin bu kadar pahalı ve düşük olduğu bir yerde tüketiciler yüksek fiyatlar altında eziliyor” dedi.
Özellikle enflasyonist bir ekonomik ortamda, çalışan maaşlarının yetersiz olduğunu ve emekçilerin işten çıkarılma tehdidiyle, düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakıldığını vurgulayan Kenan Yılmaz “Bu ülkede çalışanların yüzde 60-65’i askeri ücretli. Almanya’da bu oran yüzde 2. Çalışan maaşları en azından TÜRK-İŞ’ in açıkladığı yoksulluk sınırları rakamına göre düzenlenmeli. Sendikasızlaşmanın önünü tıkamak için işverenler ellerinden geleni yapıyor. İşçi sınıfının, işten çıkarılma ve güvencesiz çalışmalarla ilgili sıkıntıları var. İşverenler işten çıkarmayı tehdit olarak kullanılıyor” diye konuştu.
Yılmaz, yaklaşan genel seçimler öncesi Türkiye’de hakim olan genel siyasi atmosfere ilişkin ise şunları kaydetti:
“Ülkemizde maalesef siyaseten 4-5 yılda bir oy atmaktan bir işlevi olmayan bir yurttaş kavramı var. Seçmen yurttaşlık kavramını yeniden sorgulamalı. Siyasetin dışına itilmiş insanlar, gençler; sömürü, tacizle karşı karşıya. Haber alma özgürlüklerinin engellendiği, kadın cinayetlerinin normalleştirildiği bir ülke görünümdeyiz.”
TİP SEÇİM KOMİTELERİ, 100 BİN TİP GÖNÜLLÜSÜYLE ÇALIŞACAK
Türkiye İşçi Partisi’nin yurt geneli ve İzmir yerelinde sürdürdüğü seçim çalışmaları hakkında da bilgi veren TİP İl başkanı Kenan Yılmaz, “Mahalle sorumluları ve gönüllü arkadaşlarımızla birlikte seçim çalışmalarını başlattık. Türkiye genelinde seçim komitelerimize bağlı 100 bin TİP gönüllümüz olacak. Bu arkadaşlarımız hem seçim çalışmalarında görev alacak hem de sandık güvenliğini sağlamak üzere sandıkların başında olacak. İzmir’de de mahalle temsilcisi arkadaşlarımız bu gönüllü organizasyonumuzun sağlanması için çalışıyor. Her geçen gün Türkiye İşçi Partisi gönüllüsü arkadaşlarımızın sayısı artıyor” dedi.
İZMİR’DEKİ YEREL YÖNETİMLER NE KADAR BAŞARILI?
Her geçen gün Türkiye siyasetinde daha etkin olduklarını ve seçim süreci ile birlikte daha geniş kitlelere ulaşmak üzere çalıştıklarını kaydeden Yılmaz, İzmir’de hakim olan belediyecilik anlayışı ve yerel yönetim faaliyetlerine ilişkin şunları söyledi:
“HALKLA BİRLİKTE ÜRETİM YAPAN, KATILIMCI BELEDİYECİLİĞİ HEDEFLİYORUZ”
“Yerel yönetimlerde katılımcılık ve şeffaflığın olmadığı hiçbir belediye anlayışını kabul etmiyoruz. Yurttaş inisiyatifinin olmadığı bir yerde halka verilen sözlerin tutulmadığı bir anlayıştan uzak duruyoruz. İzmir’in ulaşım, trafik altyapı sorunları var. Ancak bunlar, merkezi ve düzgün bir planlamayla, uygun projelerle çözülür. Bizler Türkiye’de solun tarihinde var olan, Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’nun da yapmaya çalıştığı gibi halkçı, hakla birlikte üretim yapan belediyeciliği hedefliyoruz. Bu noktada İzmir’de de olumlu çalışmalar yapılıyor. Büyükşehir belediyesinin, İzmir’de geçmiş yıllarda ‘KÖY-KOOP’larda gördüğümüz üretim anlayışını canlanması bizleri mutlu ediyor. İlkokul çağındaki çocuklara ücretsiz süt dağıtımı projesi ile İzmir kent yoksulluk ağı, semtlerde açılan bürolar, yurttaşların sağlıklı beslenmesi adına gerçekleştirilen gıda ve sosyal yardımlar ağı memnuniyet verici. Diğer yandan Konak Belediyesi’nin Gültepe Mahallesi’nde yaptığı altyapı çalışmaları ve kanalizasyon sistemi de faydalı bir çalışma oldu. Gecekondulardan başlayan bu altyapı sorunlarına, henüz yeterli olmasa da, çözüm üretilme gayreti sevindirici. Ancak tüm bunları yaygınlaştırmak ve aslında soruna temel ve kalıcı çözümler üretmek önemli. Biz yoksulluğu ortadan kaldırmak zorundayız. Sosyal yardımlara muhtaç olan bir toplumun dönüşümü ancak yoksulluğun ortadan kaldırılmasıyla mümkün olabilir.”
“GÜNEŞİ GÖRMEK İÇİN KARANLIĞI KAZIYORUZ”
Genel, gündelik siyasetin yanı sıra parti olarak önceliklerinin işçi örgütlenmesi, sendikal kazanımların artırılması ve işçi mücadelelerine destek vermek olduğunu hatırlatan Yılmaz, “İşçi sendikalarıyla ilgili çok ciddi çalışmalarımız var. Özellikle güvencesiz ve güvenliksiz çalışma ve işçi ölümleri olan bir yerde sendikal hareketin çok daha yüksek oranda örgütlenmesi gerekiyor. Aliağa’da gemi söküm işçileri ne yazık ki ağır şartlarda ve düşük ücretlerle çalışmak zorunda bırakılıyor. Dağın başında yapılan şehir hastanesinde çalışan işçi arkadaşlarımız da haklarını almakta zorlanıyor. Kemalpaşa’da lezzita fabrikasında, Philip Morris (Marlboro) Marlboro çalışanı arkadaşlarımızın hak mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz. Bartın’daki maden faciasından kurtulan bir arkadaşımızın söylediği gibi bizler ‘Güneşi görmek için karanlığı kazıyoruz’, hak ve emek mücadelesi için de karanlığı kazmaya da devam edeceğiz” diye konuştu.