ÖVDER’den ÇEDES Projesi’nin iptali için imza kampanyası

» Büyük Manşet » ÖVDER’den ÇEDES Projesi’nin iptali için imza kampanyası

Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği, okullara din adamı atanmasın yolunu açan ÇEDES Projesi’nin iptali için imza kampayansı başlattı.

Milli Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz aylarda başlattığı “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesiyle okullara imam ve vaiz atamaları yapmış, birçok ilde pilot uygulamalara başlamıştı.

Halkın tepkisine rağmen geri adım atmayan bakanlığa bir tepki de Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği’nden (ÖVDER) geldi. Konak Metro İstasyonu karşısında imza kampanyası başlatan ÖVDER, yaptığı basın açıklamasıyla projenin anayasaya aykırı olduğunun altını çizdi.

Dernek adına açıklamayı yapan ÖVDER İzmir Şubesi Başkanı Behram Kaya açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“ANAYASAL SUÇ İŞLENİYOR”

“Ülkelerin en önemli hizmet alanlarından biri olan eğitim sistemi iktidarların hep hedefinde olmuştur. AKP hükümetleri içinde bu böyle oldu. Her bakanlık bir uygulama getirdi. Eğitimi kendi düşüncesine göre düzenlemeye yöneldi.

2012’de 4+4+4 ile parçalanan eğitimde çocukların büyük bir bölümü ya okulu terk etti ya da açık öğretime kaydı. Arkasından getirilen seçmeli dersler zorunlu hale getirildi. Adım adım eğitim laik anlayıştan uzaklaştırıldı. Okullar, dinci ve tacizci tarikat ve cemaatlerin at koşturduğu yerler haline geldi.

Şimdi de Milli Eğitim Bakanlığı, ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) adında bir proje başlattı. Bu projeyi Diyanet İşleri Başkanlığı ile Gençlik ve Spor Bakanlığı ile birlikte yürütecek. Çocuklarımızın manevi ve ahlaki değerlerini yükseltmek için okullara imam, müezzin, kuran kursu hocaları görevlendirildi.

Okulun ve öğretmenlerin asil görevi ; değerlerine, ülkesine ve çevresine duyarlı, kişilikli insan yetiştirmektir. Çocukların yaşadığı sorunların çözümü için rehber öğretmenler görevlidir. Ama bakanlığın amacı başka, hükümetin ve bakanlığın amacı, laik eğitimdir. Dinci değerlerin çoğaltılması, bilimsel ve yaşamsal bilgilerin azaltılmasıdır.

Gerek bakanlık, gerekse hükümet anayasal suç işlemektedir. Okullarda öğretmenlerden başka kimse çocuklara ders veremez. Laik ülkede ve eğitimde imamın görevi camide, öğretmenin görevi ise okuldadır. Şimdiye kadar imamlar, hocalar hangi değerlere sahip çıkmış, çevre kirliliğine, doğa katliamlarına, orman yangınlarına, insani değerlere ne zaman sahip çıkmış da öğrencilerimize neyi verecek?”

“DEVLET ELİYLE DİNCİ EĞİTİM VERİLEMEZ”

“Laik eğitim bu ülkenin önemli bir değeridir. İnsanların inanç ve değerlerini istediği gibi yaşamalarının güvencesidir. Bakanlık ve hükümet bu güvenceyi kaldırıp, okullara cemaat ve tarikatların girmesini sağlıyor.

Eğitimde, barınma, beslenme, ulaşım ve okul malzemeleri bu kadar pahalı ve veliler binbir dert içinde iken, bakanlığın böyle çağ dışı projeleri gündeme getirmesi, çocuklarımızın birer kobay haline getirilmesinin göstergesidir. İnanç herkesin kendine ait bir değeridir. Din bir eğitim konusu olamaz, Hele laik bir ülkede, devlet eliyle dinci eğitim verilemez.

Çevrelerine ve değerlerine sahip çıkacak bir nesil, bilimle yetişmiş bir nesildir. Bu nesli de yetiştirecek olan eğitim psikolojisi, sosyolojisi okumuş, öğretmenlerdir.

Çevrelerine ve değerlerine sahip çıkmak için öncelikle doğayı ve insani değerleri bilmek gerekiyor”

“OKULLARA DİNİN KARANLIĞI DEĞİL BİLİMİN AYDINLIĞI GİRSİN”

“Depremi “kader planı” olarak gören ve “Kadın erkek eşit olamaz” diyen bir zihniyet çocuklarımızı çağdaş geleceğe hazırlayamaz.

Biz öğrenci velileri, dinin karanlığına karşı, bilimin aydınlığının okullara girmesini istiyoruz. Okullarda imam değil, öğretmen istiyoruz.

Bu projeden ve bilimsel olmayan uygulamalardan derhal vazgeçilmeli. Parasız, bilimsel- laik ve demokratik eğitim uygulamaya konmalıdır”