Nilüfer Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından yürütülen “2022 Yılı Hava ve Su Kirliliği İzleme Çalışmaları”na ilişkin rapor, Nilüfer Barış Meclisi’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.
Toplantıda analiz sonuçlarını açıklayan Prof. Dr. Kayıhan Pala, dış ortam ve iç ortam hava kirliliğinin, çeşitli hastalıklara ve ölümlere yol açtığına vurgu yaparak; “Temel olarak endüstri ve kötü kentleşmeden kaynaklanan dış ortam hava kirliliği, kanser ölümlerinin önde gelen çevresel nedenidir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan araştırmada, Türkiye’de 2018 yılında 72 ilde 44.617 kişinin Partiküller madde 2,5 (PM2.5) kirliliği nedeniyle erken öldüğü tahmin edilmiştir. Aynı araştırmanın bulgularına göre Bursa’da 2 bin 822 kişi uzun süreli PM2.5 kirliliğine bağlı olarak 2018 yılında hayatını erken kaybetmiştir. Bursa havası en kirli illerden biri” dedi. Türkiye’deki sınır değerlerin Dünya Sağlık Örgütü değerlerinin çok üstünde olduğunun altını çizen Pala, “En önemli sağlık sorunlarına yol açan hava kirleticilerinden biri olmasına karşın, ülkemizde halen PM2.5 için belirlenmiş herhangi bir ulusal sınır değer yoktur. Partikül maddelerden yalnızca PM10 için ulusal sınır değer belirlenmiştir” dedi.
“DOĞUSUNDAN BATISINA CİDDİ HAVA KİRLİLİĞİ VAR”
Nilüfer’in hava kalitesini de değerlendiren Pala, “12 ay boyunca PM10 derişimleri hem Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin hem de ulusal sınır değerin üzerindedir. PM2.5 derişimleri ise Dünya Sağlık Örgütü rehber değerlerinin üzerindedir. SO2 derişimleri ise ulusal sınır değerin ve Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin altındadır. NO2 derişimleri 9 ay boyunca ulusal sınır değerin, 12 ay boyunca da Dünya Sağlık Örgütü rehber değerlerinin üzerindedir, 12 ay boyunca O3 derişimleri ulusal sınır değerin ve Dünya Sağlık Örgütü rehber değerinin altındadır. Bulgular, Nilüfer’deki partikül maddelerden ve azot oksitlerinden kaynaklanan hava kirliliğini açık olarak göstermektedir Bursa’da ise doğusundan batısına partikül maddelerden ve azot oksitlerinden kaynaklanan çok ciddi hava kirliliği var. Ancak ciddi bir adım atılmış değil. Hava kirliliğine yol açan kirlilik kaynakları bilimsel yöntemlerle ortaya konulmalı ve kirliliği kaynakta yok etmek üzere bilimsel eylem planları hazırlanmalı, uygulamaya konulmalı, izlenmeli ve denetlenmelidir” şeklinde konuştu.
“BURSA SU YOKSULU BİR KENT”
Nilüfer Belediyesi’nin 2002 yılından bu yana su analizleri yaptığını belirten Pala, Nilüfer Belediyesi sınırları içerisinde belirlenen noktalardan kentsel alandaki 42 mahalleden ayda bir ve kırsal alandaki 22 mahalleden iki ayda bir olmak üzere periyodik olarak su örneği alındığını ve suda klor düzeyine bakıldığını belirtti. Pala, “Bursa su yoksulu bir kent. Su kaynaklarını nasıl kullanacağımıza çok dikkat etmemiz gerekir. Nilüfer’de kentsel alanda alınan su örneklerinin tamamı bakteriyolojik açıdan temiz bulunmuştur. Kentsel alanda şebeke suyunda klor düzeyi düşük bulunan su örneği oranı yüzde 2’dir. Bursa’da arıtma tesisinden çıkan su yüzde 100 güvenli. Yıllardır hiçbir problem yok. Ama o su, Görükle’nin en uç sokağındaki bir eve gelene kadar bu süreçte hangi depodan geçiyor, hangi dağıtım ağı bunu sağlıyor, bütün bunların açıklıkla izlenebileceği bir mekanizmanın kurulmasına ihtiyaç var. Burada Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ve yerel yönetimlere önemli bir işlev düşüyor” dedi. Kırsal mahallelerde bulunan hayrat çeşmelerinden alınan su numunelerinin ise yüzde 84,9’unun bakteriyolojik açıdan kirli bulunduğunu belirten Pala, suyun mutlaka takip edilmesi gereken bir durum olduğunu söyledi.