Seçim saha çalışmalarını sürdüren Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi ve İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Rıfat Nalbantoğlu, vatandaşlarla sohbet ederek; iktidarın ekonomi politikaları ve yaşanan krizin halka yansımalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Pazar yerlerinin harman yerine döndüğünü söyleyen Nalbantoğlu, “Ekonomik kriz, halkımızın birinci gündemi. AKP iktidarının ekonomi politikaları, krize yönelik sözde tedbirleri ve yüksek enflasyon; kendileri için fiyaskoya, halk için azaba dönüştü. Dar gelirlilerin; memurun, işçinin, emeklinin alım gücü; mum gibi eridi Çocuklarımızın kumbaralarını patlattılar. Onları da bu kriz sarmalına dahil ettiler. Anılarını, umutlarını çaldılar. Durum bu kadar vahim” diye konuştu.
“ÇOCUKLARIN KUMBARALARINI PATLATTILAR”
Vatandaşların sorunlarını dinleyen CHP’li Nalbantoğlu, şu ifadeleri kullandı: “İlk altı ay için kamu çalışanları ve emeklileri için verilen %8’lik artış eriyerek; % 4.6 enflasyon alacağı oluştu. Bu oran vatandaşın karşısında çaresiz kaldığı, altında ezildiği gerçek enflasyonu yansıtmıyor. Üstelik; resmi hesaplamaların TÜİK’in verilerine göre yapılıyor olması da ayrı bir tartışma konusu. Asgari ücret 1047 lira erimiş durumda. Milletle alay eder gibiler. Gerçekle; yani, et kuyruklarıyla, pazar yerlerindeki yangınla, evlerin önünde haftalarca binilemeyen arabalarla, ödenemeyen taksitlerle, çocukların anılarından sildikleri boşalmış kumbaralarla bağdaşmayan bir tablo sunuyorlar. Bedel; emeğinden, aylığından başka sermayesi olmayan halka ödetiliyor. Çocuklarımızın üç kuruşluk harçlığını biriktirdiği kumbaraları da patlatarak veballerini büyüttüler. Kemer sıkmanın ötesine geçtiler, ümüğe çöktüler.”
VAATLERİMİZ, ‘KAĞIT ÜSTÜ’ DEĞİL
Nalbantoğlu, Millet İttifakı’nın açıkladığı mutabakat metninin ve ekonomik vaatlerin iyi irdelenmesi gerektiğini belirterek, “Cumhurbaşkanı Adayımız Kemal Kılıçdaroğlu; ekonomi vaatleriyle köklü ve kalıcı çözümler öneriyor. Bizim macera ile işimiz yok. Verdiğimiz sözler, kağıt üstünden değil; sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma vaat ediyoruz. Bize popülist diyenlerin itirafnamesini ve kopyacılığını gördük. 2021’deki yeni ekonomi modeli dedikleri yol haritasının uçuruma dayandığını gördük. Bizim önceliğimiz; israfla, yolsuzlukla mücadele ve mali disiplin. Üstüne koyarak gideceğiz. Enflasyonun altında can çekişen dar gelirli, emekliye nefes aldıracağız” diye konuştu.
SOĞAN KURUNU TAKİP EDER HALE GELDİK
“Son yıllarda, döviz değil soğan kuru takip ediyoruz” diyen Nalbantoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “2022 yılında da fiyatı en çok artan yüzde 603,3 ile kuru soğan olmuştu. Soğan fiyatlarında artış aylık olarak sürdü. Mart ayında da önceki aya göre fiyatı en çok artan ürün soğandı. Haftada bir yapılan pazar alışverişi yerini ‘Bugün, Allah ne verdiyse’ye bıraktı. Pazar arabaları rafa kalktı. Ozan Aşık Mahsuni’nin dediği gibi, bugün yiğit kuru soğana muhtaç! İnsanımız, yemeğe doğradığı soğanı alamaz hale geldiyse; ülkenin zenginleştiğini söyleyenlerin akıl, fikir ve zikirleri bu ülkeyle ilgili değil demektir.”
200 LİRA PULDAN FARKSIZ…
Türk Lirası’nın, hiç bu kadar itibarsızlaşmadığını söyleyen Nalbantoğlu, “Vatandaşın cebindeki para hızla eriyor. Bugün en büyük banknotumuz 200 Lira. Tedavüle gireli neredeyse 14 yıl oldu. İlk çıktığında, neredeyse 3 çeyrek altın alıyorduk. Bugün; 3 çeyrek altın için 5 bin 645 Lira, yani 28 adet 200 TL gerekiyor. İnsanlar; yakınlarının, sevdiklerinin düğün arifelerinde kara kara düşünür oldu. Gençler; evlenmekten, aile olmaktan korkar oldu… O gün; 200 Liraya 63 litre benzin alınıyordu. Bugün aynı benzin için Bin 380 lira gerekiyor. 200 liralık benzin alan yolda kalıyor Cumhuriyet tarihinin en büyük kabusu yaşanıyor ve bu kabus, yarattıkları kendi zenginleri dışında; her evde, her yastığa başını koyan tarafından görülüyor” diye konuştu.