Kızılay eski başkanından çadır satılmasına sert tepki

» Gündem » Kızılay eski başkanından çadır satılmasına sert tepki

2011-2016 arasında Kızılay Genel Başkanlığı yapan Ahmet Lütfi Akar, Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Kızılay’ın AHBAP’a depremzedeler için çadır satmasına tepki gösterdi.

6 Şubat depremlerinin ardından Kızılay’ın AHBAP derneğine çadır satmasının ortaya çıkmasına bir tepki de Kızılay eski başkanı Ahmet Lütfi Akar’dan geldi. 2011 Van depreminde malzeme tedariği sorunu yaşanmadığını ifade eden eski Kızılay Başkanı Akar, “Kızılay’ın, Türkiye’nin 21 yerine dağılmış afet depoları ve lojistik merkezleri vardı. Yedi ayrı yerde de bölgesel depolar, büyük depolar vardı. Onlarla bunlara müdahaleyi gerçekleştirdik. Daha sonra bu sistemi yok ettiler. Türkiye Afet Müdahale Planı’nda AFAD’ı yetkilendirmek suretiyle yeni yerler, yeni lojistik merkezler arayışına girdiler. Bu da netice itibarıyla yanlış sonuçlandı. Van depreminin olduğu gün, bizim Van’ın hemen yanında, biraz yakınında Muş Hasköy’de depomuz, lojistik merkezimiz, görevlilerimiz vardı. Hemen oraya talimat verdik. Depremin olmasından birkaç saat sonra oraya bizim ekibimiz ilk müdahaleyi yaptı, çadırlarını, battaniyelerini götürdü. Orada da soğuk günler vardı o günlerde. Kızılay’ın halka hizmet için hazırlamış olduğu şeylerdi ve ilk müdahaleyi oradan yaptık. Daha sonra uzaklıklarına göre Elazığ deposundan, Erzurum deposundan, Erzincan deposundan nakliyeler yapıldı oraya ve insanlarımızı çadırsız, battaniyesiz ve korunaksız bırakmadık” dedi. 

KIZILAY ARTIK 12 ŞİRKETLİ BİR HOLDİNG 

Kızılay’ın şirket haline geldiğini belirten Akar, “Tabii ben 6 yıldır Kızılay’da ayrıyım ve çok detaylı olarak bilgim yok ama basından, oradaki arkadaşlarımızdan edindiğim bilgiye göre, Kızılay 12 şirketli bir holding hâline getirilmiş. Bu son derece yanlıştır” dedi. 

Afet sürecinde halkın seferber olduğunu da söyleyen Akar, “Hâlen yağmaya devam ediyor. Bizim halkımız yardımı sever ve iyilikperverdir ama Kızılay, çok garip bir şekilde elindeki 2 bin 20 çadırı götürüp kurmamış. Ondan sonra bir başka derneğe satmış. Bu bence çok büyük bir ihanettir, yani çok büyük bir yanlıştır. Diyelim ki bir an kabul edelim, ticarileştiniz, eyvallah, tamam filan ama böyle bunu bekletmek, bunu bir başkasına satmak, bunun için soğukta titreyen yavruların ölmesine, yaralanmasına, hastalanmasına sebebiyet vermek, insanların her bakımdan sarsıntı geçirmelerine sebep olmak son derece yanlıştır. Bunun kabul edilir tarafı yoktur.Bir afete hizmet ediyor çünkü oradaki afetzede, enkazın altında daha çıkmamış, bağırtıları geliyor. Sen neyi satıyorsun? Neyiyle uğraşıyorsun? Düğme baştan yanlış iliklenmiş” diye konuştu. 

“KIZILAY’DAKİ İNSANLAR VASIZSIZ İNSANLAR” 

Kızılay’daki liyakatsizliğin amatörlüğe sebep olduğunun altını çizen,  “Çok yüksek ücretlerle getirildi, takip ediyoruz onu. Yani bugün Türkiye’de bir valinin aldığı maaşın iki katını, daha fazlasını alan bürokratlar var Kızılay’da. Bu son derece yanlış. Yani belki biraz hoş karşılayabiliriz ama bu insanlar çok güzel işler yapsa, çok güzel işleri bilse, Kızılaycılığı, gönüllülüğü, afeti bilen insanlar olsa hiçbir şekilde itirazımız olmayabilir ama şunu söyleyeyim ki, bu insanlar da vasıfsız insanlar ki Kızılay böyle yanlış işler yapıyor” ifadesini kullandı.