CHP lideri ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun iptal edilen HDP Eş Genel Başkanlarını ziyareti bugün saat 12.00’de TBMM’de gerçekleşti. Toplantının ardından Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Kayyım uygulamasının doğru olmadığını ilettik. Siyaset, bir kavga alanı olmamalı. Bugün belli TV kanallarında bir sürü şey yazılıp çizilecek. Kucaklaşmak, uygar insanlar gibi tartışmak varken hangi gerekçeyle kavga ediyoruz? Biz birlikten, beraberlikten yanayız. Var olan bütün sorunların çözümü için ortak hareket etmekten yanayız. 21. yüzyıldayız, parti kapatmak doğru değildir. Kapatılan partilerin tekrar siyaset sahnesinde yer aldığını, halkın destek verdiğini görüyoruz”
“Kadına şiddetin son bulması lazım. Siz kadına şiddeti teşvik ederseniz, sessiz kalırsanız doğru değildir. Bu konuda çok net siyaset kurumunun tavır alması lazım. Bu tavır aldığında kadınlar özgürce siyaset de yapacak çalışmalarına devam da edecek. Dezavantajlı gruplarla ilgili de siyaset kurumunun üstüne düşeni yapması lazım. Onların haklarının elinden alınması, görmezden gelinmesi siyaset kurumuna yakışmaz. Yargının sopa olarak kullanılmasını kabul etmiyoruz. İktidarın baskılarına direnmesini bekliyoruz yargıçlardan. Bu olduğu takdirde gerçek bir demokrasiyi inşa edebiliriz”
Kürt sorunu dahil bütün sorunların çözüm adresi TBMM’dir. TBMM’nin varlığı, sorunları çözen bir meclis olmasından kaynaklıdır. Kuruluşundan bu yana sorunlar orada çözülmüştür. 13. cumhurbaşkanı adayı olarak bu ülkede kavgayı bitereceğim. Kimliği, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun insan insandır, başımız üstünde yeri vardır.
Gelinir, TBMM’de kürsüde konuşulur. İngilizce ise Fransızca ise parantez içinde yazılır. Konuşma metninin içinde Kürtçe geçtiğinde ‘bilinmeyen dil’ deniliyor. Allah aşkına bu ülkenin insanların vicdanına sesleniyorum; TRT Kürdi diye bir kanal var. Yayın yapıyor bu. Nasıl olur da bilinmeyen dil yazıyorsunuz? Binlerce yıldır konuşulan dile niye bilinmeyen bir dil yazıyorsunuz? Devlete çifte standart yakışmaz arkadaşlar! Doğru değildir! Herkesin diline saygı göstereceksiniz. Evet resmi dilimiz Türkçe, ama siz devlet olarak çifte standart kuramazsınız. Vatandaşlarınızı ayırıyorsunuz demektir. Bir grup insanı bir grup insana düşman ediyorsunuz demektir”