CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında siyasi yasak ve hapis cezası verilmesini “milli iradeye darbe” olarak değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, “Bu davanın bu şekilde sonuçlanacağını tahmin etmiyorduk. Niçin? Yargıcın tutanaklara geçen ifadesi var. Bu ifade Soylu’ya söylenmiştir diye bir ifadesi var. Bunu söyleyen ve duruşma tutanaklarına geçen bu ifade üzerine ne beklersiniz? Beraat beklersiniz. Ertelense de ben beraat çıkacağını düşünüyordum” şeklinde konuştu.
CHP lideri “İnadına, inadına demokrasinin bütün kurallarını bu ülkeye getirmek için mücadele edeceğiz. Bu ülkenin halkı demokrasi, yargı bağımsızlığı istiyor” dedi.
CHP lideri Kılılçdaroğlu, Halk TV’de canlı yayında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar ise şöyle:
“Olay bir kişi olayı değil bir demokrasi, bir insan hakları, milli iradeye darbe vurup vurmama olayıdır. Öteden beri bir süreç var zaten. Bu süreç ne yapmak istiyor? Kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım Türkiye yanabilir., çocuklar yatağa aç girebilir. Aramızda dağlar kadar fark var.
“ÜLKEDE ADALETİN ZERRECİĞİ KALMIŞSA BUNUN İSTİNAFTAN DÖNMESİ LAZIM!”
“Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların güçlerini arkalarına alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Biz de halkın gücünü halkın iradesini kazanmak istiyoruz. Eğer bu ülkede adalet varsa istinaftan bir şekliyle dönecekti. Gerçekten ülkede adaletin zerreciği kalmışsa bunun istinaftan dönmesi lazım. Aşağıdaki yargıç bu kararı verdi. Bunun aşamaları var. Elini vicdanına koyan bir yargıç 16 milyonun seçtiği bir belediye başkanının bir ifadesi dolayısıyla, siz alıyorsunuz bunu hem mahkûmiyet hem de siyasi yasaklı hale getiriyorsunuz. Bunun kabul edilebilir tarafı var mı? Yok tabii. Vicdan sahibi olan herkes karşı çıkar. Bu işin sağı solu yok. Bu iş bir hukuk, insan haklar, demokrasi olayıdır. Siz yargı ya demokrasiye sahip çıkacak ya da yok derse o zaman yargıyı da kaldırmamız lazım. Bir kişi karar veriyor ona göre işlem yapılıyor anlamına geliyor. Bütün bunlara rağmen mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu mücadele aynı zamanda bir demokrasi ve insan hakları mücadelesidir. Türkiye’de bir değişim yaşanıyor, Türkiye hukuka doğru akan bir nehir gibi gidiyor. Göreceksiniz demokrasinin, insan haklarının, güzelliklerin nasıl olduğunu herkes görecek.
KARAR İSTİNAFTA ONANIRSA CHP NE YAPACAK?
“(Karar istinafta onanırsa ve İmamoğlu’nun yerine AKP’li bir isim gelirse ne yapacaksınız?) ben kararın onanacağına dair bir düşünceye sahip değilim. Bu ülkenin namuslu hakimleri var. Bu adaletsizliğe dur diyeceklerdir. Adaletsizliğe dur demek Mevlana’nın deyişiyle dikene su vermek demektir. Eğer bir parça zerre kadar adalet, ahlak, fazilet duygusu kalmışsa buna hayır bu kadar olmaz deyip bunu reddetmeleri gerekiyor. Bunu bekliyoruz.
“BU DAVANIN BU ŞEKİLDE SONUÇLANACAĞINI TAHMİN ETMİYORDUK”
“HSK’nun da bağımsız iradesi yok. Oraya da kendi istedikleri yargıçları atadılar bugün Erdoğan ne dese altına koşulsuz imza atarlar. Bütün bunlara rağmen kilit noktalarda bunlar var ama onların altında erdem sahibi bir adalet ordusu da var. Biz onları da gayet iyi biliyoruz. Bu kararlardan acaba sadece ve sadece bir iki kişi mi üzüntü duyuyor? Hayır efendim adalet camiası bundan üzüntü duyuyor. Milli iradeye darbe. 16 milyon İstanbullunun oyunu yok sayıyorsunuz. Bu davanın bu şekilde sonuçlanacağını tahmin etmiyorduk. Niçin? Yargıcın tutanaklara geçen ifadesi var. Bu ifade Soylu’ya söylenmiştir diye bir ifadesi var. Bunu söyleyen ve duruşma tutanaklarına geçen bu ifade üzerine ne beklersiniz? Beraat beklersiniz. Ertelense de ben beraat çıkacağını düşünüyordum.
“Biz buraya gitmek zorundaydık artı gerçekten de Türkiye’nin temiz paraya ihtiyacı var. Biz bu kısır tartışmalardan bağımsız olarak tümüyle enerjimizi nasıl güzel bir Türkiye’yi inşa edebiliriz için bu programları yaptık ve oraya da gittim. Normalde davaya bakıldığında beraat edilmesi gereken, olaya tanık olan gazeteciler var, daha önceki duruşmada tutanağa geçen ifadeler var. Normalde beraat bekliyorduk. Şimdi arkadan beklemediğimiz bir olay üzülerek ifade edeyim yaptığım görüşmeleri kesmek zorunda kaldım. Hemen bir özel uçak ayarlamaya çalıştık ve arkadaşlarımla beraber Türkiye’ye döndüm. Havaalanında buluştuk sonra gittik.
KILIÇDAROĞLU’NDAN “AKŞENER SİZİ ARADI MI?” SORUSUNA YANIT
“Sayın Davutoğlu aradı büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Ben de oraya gidip Ekrem Beye üzüntülerimi aktarmak istiyorum diye. Tabii dedim çok mutlu olurum sonuçta olay bir kişi olayı değil milli iradeye yapılan bir davet. Hukukun şahsileştirilirse hangi sonuçları verebileceğini gösteren ilginç bir olay. Bunu ifade ettim. Ekrem beye de biz yarın bir miting yapalım diye. Onun üzerine anladığım kadarıyla diğer liderler de bir duyarlılık gösterdiler. (Akşener aradı mı sizi?) Yo hayır aramadı.
Ayrıntılar geliyor…