Karabarun’da zeytin ağacı varlığı ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz yönde etkilediği gerekçesiyle yöre halkının ve çevrecilerin tepkilerine neden olan rüzgar enerjisi santrallerine karşı 17 Ocak günü eylem yapılacak. Eylemin saat 14.00’de Yayalaköy Yayla Mahallesi’nde gerçekeleştirileceği belirtildi.
2013 yılından bu yana gerçekleşen kapasite artımlarına tepki vermek üzere, düzenlenecek ÇED toplantısına karşı eylem yapmaya hazırlanan Karaburun Kent Konseyi ve çeşitli STK’lardan oluşan paydaşlardan yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Karaburun denince aklınıza ilk ne gelir diye sorulursa cevabınız; Nergis Çiçeği, Kıl Keçisi, Hurma Zeytin, Topan Kefal olurdu…
Karaburun Yarımadası’nın doğası yok oluyor, Karaburun Yarımadası’nda, 2013 Yılından başlayarak “Yenilenebilir doğal kaynaklardan faydalanarak elektrik enerjisi üretimi” denilerek kent sakinlerinin rızası dışında doğaya zarar verecek bir girişimde bulunuluyor.
Rüzgar Enerji Santralllerinin dikildiği alanlar Karaburun Yarımadasının 100 bin ölçekli çevre düzenleme planında Tarım, Orman ve Mera alanlar olarak belirlenen yerler. Karaburun Yarımadasının Yüz ölçümü 484 Kilometrekare. Bu alanın Yüzde 89’u Ruhsat verilerek Rüzgar Enerji Santrallerine ayrılmış durumda. Bu da yetmiyor RES ler ile ilgili Kapasite Arttırımı Talepleri sürüyor. Oysaki Karaburun Yarımadası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İmzası ile 2019 yılında Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş durumda.
Son olarak Kapasite Arttırımı talebinde bulunan tüzel kişilik 2013 Yılında 14 mw Gücündeki 7 Rüzgar Türbini ile işe başlamış , türbin sayısını kısa zamanda 50 ye toplam kurulu gücünü 120 mw ye çıkarmıştır. İkinci kapasite artışı talebine verilen onay ile 87 tribüne ve 268 mw güce ulaşılmıştır.
Bölge halkının açtığı davalar sonucunda Yerel Mahkeme ÇED olumlu raporunu iptal etmesine rağmen Kapasite artış talebinde bulunan tüzel kişinin başvurusu üzerine Danıştay 6 ncı Dairesi Yerel Mahkemenin kararını bozmuşsa da Bölge halkı doğaya zarar verecek sözkonusu RES projesini Anayasa Mahkemesine taşıdı, dava hala sürmektedir.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Üçüncü kez kapasite artışı talebinde bulunan tüzel kişi bu kez, tribün sayısını 87’den 128’e gücünü de 268 mw den 455,16 mw ye çıkarmak istemektedir.
Karaburun Yarımadasında RES’ler için ruhsat verilen alanların 251 kilometrekarelik kısmını işleten bahse konu tüzel kişi, bu haliyle Türkiye’nin en çok türbine sahip ikinci işletmeci olmaktadır. Ayrıca RES ruhsatı aldığı alanlarda Güneş Enerji Santralleri de kurmak istemektedir. Bu şekilde karaburun yarımadası’nda ne yazık ki giderek doğa – tarım yok oluyor;ÇED Toplantısı yapılıp, proje henüz bakanlık tarafından onaylanmamıştır.
Proje onaylandığı takdirde 15 yıllık meyve veren 30 bin zeytin ağacı yerlerinden sökülüp taşınacak. Köylünün yaşam kaynağı elinden alınmış olacak.
Karaburun Yarımadası’nda 15 endemik bitki, 4 nadir ve CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Uluslararası Sözleşme) kapsamında olan 5 bitki türü bulunuyor.
Karaburun Yarımadası florasında 76 tür tıbbi, 38 tür arıcılık, 30 tür gıda, 39 tür ticari, 34 tür peyzaj ve 19 Tür yem değerine sahip ekonomik değeri olan bitki türü yer almakta.
KARABURUN YARIMADASI’ NDA HAYVANCILIK DA YOK OLUYOR…
Karaburun un simgelerinden olan Kıl Keçisi yetiştiriciliği ve elbette hayvancılık her geçen gün yok oluyor. Üreticiler-Çobanlar meralarının Rüzgar Enerji Santralleri için verilen ruhsat sahalarının büyük bölümünde kaldığını, hayvanlarının bu bölgelere girmesinin yasaklandığını. Hayvanlarının RES’lerin yaydığı manyetik dalga ve ses kirliliğinden olumsuz etkilendiğini – süt verimlerinin de düştüğünü söyleyerek Hayvancılığın bölgede tamamen bitme durumuna geldiğine dikkati çekmektedirler.
Yetkililer geçmiş yıllarda 50 – 60.000 baş hayvana ulaşan popülasyonun 5 – 6.000 seviyelerine kadar düştüğünü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan çalışmalar ile şu an 20.000 baş hayvana ancak ulaşılabildiğini belirtiyorlar.”