6 Ekim günü onaylanan Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Yönetmeliğindeki değişiklikle, muayenehanesi olan hekimlerle üniversitede çalışan akademisyenlerin özel hastanede çalışmalarıyla ilgili yeni yaptırımlar geldi. Buna göre, muayenehanesi olan hekimlerle, akademisyenlerin özel hastane ile yapacağı çalışma düzenine kısıtlama getirilmiş oldu.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan ve yönetmeliğin muayenehanesi olan hekimleri zora sokacak, mesleki faaliyetleri büyük ölçüde kısıtlayacak nitelikte olduğunu ifade eden İzmir Tabip Odası, düzenlemeye tepki gösterdi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Serbest Hekimlik Mesleği uygulama hakkını ortadan kaldıran düzenlemeler kabul edilemez” dedi. Kaynak’ın, İzmir Tabip Odası konferans salonunda okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“Yeni düzenleme ile, muayenehane hekimlerinin muayenesine başvuran hastaların teşhis ve tedavisini özel hastane ve tıp merkezinde yapabilmesi, özel hastane veya tıp merkezi ile yıllık sözleşme yapması ve ilgili branşta boş uzman hekim kadrosu olması koşuluna bağlanmıştır.
Özel hastane veya tıp merkezinin boş uzman hekim kadrosu olmaması halinde, ruhsatında ve/veya faaliyet izin belgesinde kayıtlı uzman hekim branşlarındaki toplam kadro sayısının %15’ine kadar uzman hekimle sözleşme imzalayabileceği, aynı branşta birden fazla hekimle sözleşme imzalanmak istenmesi durumunda ilgili branşın toplam kadro sayısının üçte birinden fazla uzman hekim ile sözleşme imzalanamayacağı kuralı getirilmiştir.
Bu kurala aykırı hareket eden muayenehane hekimlerine, özel hastane ve tıp merkezlerine para cezası ve faaliyet durdurma yaptırımları getirilmiştir.
Bu düzenlemelerin iyi niyet ürünü olmadığını, Sağlık Bakanlığı’nın muayenehaneleri yeni hedef olarak belirlediğini değerlendiriyoruz. Hekimlerin kendi birikimleri ve emekleri ile ayakta tuttukları muayenehaneler, hekimlerin kendi emeğini değerlendirdiği sağlık kuruluşlarıdır.
Muayenehane hekimlerinin hastalarının teşhis ve tedavi hizmetlerini tıp merkezlerinde ve özel hastanelerde yapmalarının engellenmesi, özellikle cerrahi branştaki hekimlerin muayenehanelerini kapatması demektir.
Sağlık Bakanlığı’nın bu düzenlemesi, sağlık sisteminin içinde bulunduğu başka bir açmazı göstermektedir. Sağlık Bakanlığı, uyguladığı politikalarla hekimlerin kamu kurumlarından ayrılmasına neden olmuştur. Özel sağlık kuruluşlarındaki çalışma koşulları, hekimlerin ağır koşullarda çalışmaya zorlamaktadır. Her ortamda zor durumda bırakılan hekimler için muayenehaneler tek çalışma seçeneği olarak yer almaktadır.
Muayenehanelerin işlevsiz bırakılmaya çalışılmasının arkasındaki tek amaç, hekimleri kamuda ve özelde, yöneticilerin inisiyatifinde, istenilen koşullarda çalışmaya zorlamaktır. Bu düzenlemelerin başka bir amacı yoktur.
Hukuk kuralları, bir ihtiyacı karşılamak için düzenlenir. Hiçbir akıl süzgecinden geçirilmeden yayınlanan ve bilimsel temellere oturmayan bu düzenlemenin hekimlerin serbest meslek hakkını ortadan kaldırmak amacıyla yapıldığı açıktır.
Bir taraftan muayenehanede yapılabilecek işlemleri liste ile sınırlamaya çalışan Bakanlık, bir taraftan da muayenehane hekimlerinin özel hastane ve tıp merkezlerinin olanaklarından yararlanmasını engellemektedir. Muayenehane hekiminin, özel hastanenin boş kadrosu olması halinde yıllık sözleşme yaparak özel hastanenin olanaklarından yararlandırılmasının uygulamada karşılığı yoktur. İzmir’de, boş kadrosu olan özel hastane neredeyse yoktur. Boş kadrosu olmayan hastanelerin kadro sayısının %15 oranındaki hekim ile sözleşme yapması halinde, sözleşme yapılacak muayenehane hekimi sayısı, bir elin parmağını geçemeyecektir.
Bu düzenlemeler, birçok yönüyle hukuka aykırılıklar taşımaktadır. Düzenleme, hekimlerin çalışma ve mesleğini serbest icra etme hakkını; hastaların hekim seçme hakkını, hastaların sağlık hizmetine erişim hakkını, hastaların mahremiyet hakkını zedelemekte, kısıtlamalar getirmekte, bu hakların kullanımını zorlaştırarak veya engelleyerek hakkın özüne zarar vermektedir.
Hukuka aykırı bu düzenlemelere karşı, meslek örgütü olarak her türlü mücadeleyi yürütmeye kararlıyız. Bu konuda TTB olarak hukuki mücadeleyi başlatıyoruz ve her aşamada sürecin takipçisi olacağız.”