Haber: Arif Enes Durak
İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve Türk Mühendis ve Mimarlar Odası Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, 2 yıl önce bugün 30 Ekim 2020 İzmir Depremi’nde hayatını kaybeden vatandaşları unutmadı.
“‘HER YERDE POLİS VAR AMA HİÇBİR YERDE ADALET YOK’”
Depremde hayatını kaybeden vatandaşlar için düzenlenen anma töreninde konuşan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, depremin meydana gelmesinde ihmali ve sorumluluğu bulunan kamu personellerinin yargılanmadığına dikkat çekerek, “30 Ekim depreminin üzerinden 2 yıl geçti, 99 depreminin üzerinden 23 yıl geçti. 2 yıl önce bugün saat üçe beş kala yaşadığımız deprem felaketinde bizler hem meslektaşlarımızı hem ailelerini ve yurttaşlarımızı kaybettik. Bu kayıplar bir şekilde telefi edilmeye çalışsa da gelinen süreçte ne yazık ki halen adalet önüne çıkarılmayan kamu görevlileri var. Bugün itibariyle bildiğimiz kadarıyla 2 kamu görevlisi sadece yargı önen çıkartıldı. Diğer kamu görevlileriyle ilgili hiçbir işlem yapılmaksızın devam ediliyor. Soruşturmalar sekteye uğratılıyor. Açılan davalara sunulan bilir kişi raporları karar vermek için ne yazık ki yetersiz. Avukat arkadaşlarımız bunlara itiraz ediyorlar ancak gelinen süreç o kadar olumsuz ve yanlış ki ne 1999 depreminden ne öncesinden ne de sonrasından bir ders çıkarmamış siyasal iktidardan bahsediyoruz. Bizler belki 30 kişiyiz ama etrafımızda 50’ye yakın polis var. Victor Hugo’nun ‘Her yerde polis var ama hiçbir yerde adalet yok’ şeklinde bir sözü var. Yüz yıl önce söylenen bu söz ne yazık ki bugün Türkiye’nin gerçeği. O yüzden yaşanan hukuksuzluklar, adaletsizlikler bundan sonra devam etmesin düşüncesiyle bizler İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası ve TMMOB olarak mücadelemizi birlikte devam ettireceğiz” dedi.
“MAALESEF BU ACILAR HALEN DEVAM EDİYOR”
Anma töreninde yer alan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak ise depremin yaralarının halen sarılamadığına dikkat çekerek, “Bundan tam 2 yıl önce bu saatlerde İzmir çok ağır bir deprem yaşadı. Çok sayıda vatandaşımızı, arkadaşımızı bu felaket sırasında kaybettik. 2 yıl önce yaşadığımız depremin yaraları hala sarılmış değil. Maalesef bu acılar halen devam ediyor. Yakın zamanda bir maden felaketi geçirdik ama bunların sorumluları ortaya konmuş değil. Biz topluma, bu toplumun hukukuna, sağlığına sahip çıkmaktan kendimizi sorumlu hissediyoruz ve bu mücadeleye sonuna kadar devam edeceğiz. 2 yıl önce bu saatlerde hayatını kaybetmiş olan tüm vatandaşlarımıza, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Umuyorum ki bu sorunlar çok hızlı şekilde çözümlenir ve önümüzdeki dönem bu ülke için daha aydınlık günler gelmiş olur” ifadelerini kullandı.
“CAN ACITICI VE UTANÇ VERİCİ”
İnşaat Mühendisleri Odası Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayata ise depremle mücadele kapsamında gerekli tedbirlerin alınmadığı söyledi.
Ayata açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
“Bundan iki yıl önce 117 insanımızı kaybettik. Yitirdiğimiz yaşamlar aynı zamanda hayallerdi, umutlardı. 21. yüzyılda hala bu kayıpları yaşamak, bizim için çok can acıtıcı ve utanç verici. Her deprem sonrası soruyoruz ‘yeterince ders aldık mı?’ diye. Ders alıyoruz evet ama maalesef yapılması gerekenler tüm gerçeklerin bilinmesine rağmen yeterli önlemler alınmıyor. Bu bir irade, istek gerektiriyor. İnsan hayatına verilen değerin ne kadar az olduğunu gözler önüne seren olaylar yaşıyoruz. Bugünkü duruma baktığımızda özellikle yapı stoklarını incelediğimizde maalesef yaşadığımız bu olayların son olmayacağını görüyoruz. Hemen hemen her kesim ne yapılması gerektiğini biliyor. Deprem sonrası oluşturulan Araştırma Komisyonu’ nun birçok kesimi dinlediği ve sonuçlarını aktardığı raporu var. İlgili kurum ve kuruşları TMMOB’u, Türkiye Müteahhitler Birliği Yapı Denetim Birlikleri’ni dinlemiş ve hepsinin ortaklaştığı, eksik olan konuları ifade ettiği tutanaklar şu an meclisin arşivinde bulanmakta. Uzun vadede yapılması gereken işler var. Elbette bir anda değiştirmek mümkün değil. Yerleşik bir yapılaşma var ancak hızlıca alabileceğimiz önlemler de var. İktidar sahiplerine gerekli önlemleri almasını yeniden buradan duyuralım ve muhalefete de bu söylemlere sahip çıkması için çalışmasını belirtelim”