HDP’li Çepni: Milyonlarca insan, açlıkla, yoksullukla uğraşıyor

» Ege Gündemi » HDP’li Çepni: Milyonlarca insan, açlıkla, yoksullukla uğraşıyor

TBMM Genel Kurul’unda konuşan HDP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu Üyesi Murat Çepni, AK Parti’nin 20 yıllık ekonomi politikalarının sonucu ülkenin geldiği noktaya vurgu yaparak, “Halkın ve yoksulların bütçesi, vergileri, AKP eliyle bir avuç kan emiciye hortumlanıyor” dedi.

TBMM Genel Kurulu’nda konuşan HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, AK Parti iktidarında zenginle yoksulun arasındaki makasın iyice arttığına vurgu yaparak, “Genel Kurul ve değerli halkımız, her şey kitabına uygun yaşanıyor. İnsanlık tarihi sınıf mücadeleleri tarihi. Zenginliğin kaynağı da çok çalışmak değil; yoksulun ödenmeyen emeğidir, yoksulun el konulan emeğidir zenginliğin kaynağı. Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz ekonomik kırımın sebeplerini, sonuçlarını tartışırken de meseleye hangi kesimlerden, hangi sınıflardan yana baktığımızla ilgili bir durumdur. Bakın, en yüksek gelire sahip yüzde 10’luk kesim, düşük gelire sahip yüzde 50’lik kesimden 23 kat fazla kazanıyor. Şimdi, bu durumu iktidara sorarsanız, sermayeye sorarsanız şöyle cevap verecekler: “Bunda hiçbir sorun yok. Yapılması gereken sadece, çok kazananın biraz daha fazla zekât vermesidir.” Yani yoksula biraz daha, ölmeyecek kadar para verilmesini savunurlar. Dolayısıyla, buradaki mutlak eşitsizliğe özel bir itirazları yoktur. İşte, AKP de bir şirketler koalisyonu olarak ve “Ülkeyi bir şirket olarak yöneteceğim.” diyen bir parti olarak bugün sermaye çıkarlarını savunma düzenlemeleri getirmekle yükümlüdür” dedi.

“BU ZENGİNLİĞİN KAYNAĞI HIRSIZLIĞIN TA KENDİSİDİR”

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati’nin 13 Aralık 2022’de söylediği sözlere dikkat çeken Çepni, “Bakan Nebati “2022 en kötü yıl olarak tarihe geçti. 100 milyar dolar dış ticaret açığı, 50 milyar dolar cari açık söz konusu ama çok şükür, bu zor dönemi geride bırakıyoruz” ifadelerini kullannmıştı.  Evet, tam da bir AKP Maliye Bakanı. Şimdi, geride bırakıyoruz da nasıl bırakıyoruz? Şöyle bırakıyoruz: Milyonlarca insan, açlıkla uğraşıyor, yoksullukla uğraşıyor, tümüyle bir geleceksizliğe mahkûm edilmiş durumda. Bakın, bu süreçte 2 tane Türkiye var; bir tanesi, yüzde 300-500 kâr yapan şirketler ve bankalar ve AKP etrafında kümelenmiş şirketler, rant grupları, saadet zinciri üyeleri; bir tarafta da milyonlarca aç, yoksul insan, emekçi. Evet, bu tabloda, bu 2 Türkiye’nin içerisinde biz şunu savunuyoruz, diyoruz ki: Bu zenginliğin kaynağı hırsızlığın ta kendisidir, yoksullardan çalınandır, yo”ksulların ödenmeyen emeğidir, doğa katliamıdır. Evet, bunun karşısında ancak ve ancak emeği çalınanların yan yana gelmesiyle durabiliriz” dedi.

“HALKIN ENFLASYONU YÜZDE 200-250 CİVARINDA”

Çepni’nin açıklamlarından öne çıkanlar şu şekilde;

“İktidar demişti ki: “Faiz sebep, enflasyon sonuç.” E, ne oldu? Faiz 9’a düşürüldü; enflasyon resmî rakamlara göre yüzde 64 küsur, resmî olmayan, gerçek rakamlara göre, sokağın, halkın enflasyonu ise yüzde 200-250 civarında. Peki, eğer faiz düştüyse bu bankalar ucuza aldıkları, bedavaya aldıkları parayı niye halka ortalama yüzde 40’la satıyorlar? Şimdi, faiz karşıtı AKP burada hangi tutarlılığı ortaya koyuyor; başından sonuna tutarsızlık. Burada mesele şu: Bir servet transferi gerçekleşiyor, halkın, yoksulların bütçesi, vergileri AKP eliyle bir avuç kan emiciye hortumlanıyor. İşte, bu teorinin Türkçesi tam olarak budur. Şimdi, sözüm ona enflasyonu düşürüyorlar. Oysa, bakın, sadece FAO’ya göre 2022’de küresel gıda fiyatları yüzde 1 düşüyor ama aynı rakamlarla Türkiye’de gıda enflasyonu yüzde 77 artıyor. Bu koşullarda, bakın açlık sınırı 8.500 TL, yoksulluk sınırı 26.500 TL ama emekliye verilen maaş en düşük -sözüm ona- 5.500 TL ve bunu da bir lütuf olarak veriyor AKP.

“EYT MİLYONLARCA İNSANIN GASPEDİLMİŞ HAKKIDIR”

EYT meselesine geldiğimizde de aynı şeyle karşı karşıyayız. Şimdi, EYT niye çıkmıyor, niye gelmiyor? Çünkü henüz daha seçim açısından rantabl olmuş değil, onun hazırlıklarını yapmaya çalışıyor AKP. Şimdi, bakın, burada da bunu bir lütuf olarak sunuyor. Oysa, EYT milyonlarca insanın gasbedilmiş hakkıdır. Şimdi bu gasbedilmiş haklar geri alınmaya çalışılıyor fakat bu yapılırken de yarım yamalak yapılıyor. Bakın, stajyerler sigortalı sayılmıyor, sömürülüyor. Stajyerlerin bu hakkı verilmelidir. Aynı zamanda, SSK ve BAĞ-KUR birleştirilmesine rağmen BAĞ-KUR’lular bu süreçten faydalanamıyor, bu hak gasbediliyor, bu hak tanınmalıdır. Aynı zamanda Emekli Sandığı için de aynı şey geçerli, Emekli Sandığı emeklileri de bu haktan faydalanamıyor. Yine, pandemi sürecinde kısa çalışma ödeneği gerekçesiyle işçilerin sigorta girişi yapılmadı ve dolayısıyla bugün bu haktan da, EYT’den de bu işçiler o dönem açısından faydalanamıyorlar. Yine, 1999 depremi süreci açısından da aynı şey geçerli, orada da bu insanlar, 1999 depremi mağdurları faydalanamıyorlar. Bütün bunlar yerine getirilmelidir ve hakları verilmelidir.   ”