Gazeteci ve yazar Uğur Mumcu, ölümünün 32’nci yılında çok sevdiği Ayvalık’taki evinin önünde karanfillerle anıldı.
24 Ocak 1993 tarihinde Ankara'da evinin önünde otomobiline yerleştirilen bombanın patlatılması sonucu yaşamını yitiren gazeteci ve yazar Uğur Mumcu için ölümünün 32’nci yıl dönümünde Ayvalık'ta anma töreni düzenlendi. Çok sayıda Ayvalıklı, Mumcu'nun evinin bulunduğu Armutçuk son durak mevkisi, Tapu Kadastro Evleri’nin bahçesinde bir araya geldi. Balıkesir CHP İl Başkanı Erden Köybaşı, ilçe Başkanı Hüseyin Şalmanlı, Kent Konseyi Başkanı Halil Coşkun, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ve belediye meclis üyelerinin yanı sıra anma törenine siyasi parti temsilcileri, STK’lar ve çok sayıda vatandaş katıldı. Tören, Başkan Mesut Ergin’in konuşmasının ardından vatandaşların, Uğur Mumcu’nun evinin bahçesine karanfil bırakılmasıyla sona erdi.Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin yaptığı konuşmada, Uğur Mumcu'nun katledilişinin üzerinden 32 yıl geçtiğini hatırlatarak şöyle devam etti:
“Bundan tam 32 yıl önce, bir pazar sabahı, Türkiye bir bombayla sarsıldı. Ankara’da Karlı Sokak’ta hain bir tuzak ile kurulan ve patlayan bomba, tüm ülkeyi ayağa kaldırdı. Cumhuriyet gazetesinde yıllarca Gözlem adlı köşesindeki yazılarıyla hiç kimsenin yazmaya cesaret edemediği konuları ele alan, kimsenin aklına bile gelmeyen konulara değinen, bugün gündeme gelen ve sıkça tartışılan konuları o yıllarda gündeme taşıyan gazeteci yazar Uğur Mumcu, o puslu, isli ve soğuk bir Ankara sabahında otomobiline konulan düzenekli bombayla yaşamdan koparıldı. Geride iki evlat ve gözü yaşlı bir eş bırakmanın yanı sıra ülkenin kaderini de etkileyen ve bugün bile halen konuşulan bir hadisenin kahramanı oldu Uğur Mumcu. Ardından o kadar çok şey yazıldı ve o kadar çok şey konuşuldu ki, bir çözüme ulaşmak mümkün olmadı; karanlıkta kalan cinayetlere bir yenisi daha eklenmiş oldu. Bugün artık gazetecileri öldürmüyorlar ama susturuyorlar. Uğur Mumcu’nun 32 yıl önce kaleme aldığı yazıları bugün kaleme almak artık büyük cesaret istiyor; çünkü Silivri yolu görünüyor; kimler gelip geçmedi ki Silivri Cezaevi’nden. Adı, Marmara Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü olarak değişse de, bir döneme damga vuran tutuklanmaların yaşandığı yer Silivri Cezaevi. Çünkü; Türkiye'nin son 10 yılına damga vuran Silivri Cezaevi, dünyada en fazla gazetecinin çile çektiği ve bulunduğu cezaevi olarak biliniyor. Uğur Mumcu, Türk basınının en cesur kalemlerindendi. Yayımladığı araştırma dosyaları, köşe yazıları ve kitaplarıyla, gerçekleri bize aktardı. Cumhuriyet ve aydınlanma karşıtı tüm odakların üzerine korkmadan gitti. Yolsuzlukların, haksızlıkların ortaya çıkarılması için Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yılmadan, korkmadan yazmaya devam etti. Onu, sağcısı da solcusu da her gün dikkatle okur, öngörülerini titizlikle takip ederdi. Çünkü yazdıkları bir gün mutlaka çıkardı.