Deva Partisi Doğa Hakları ve Çevre Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcıs Evrim Rizvanoğlu, İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ve beraberindeki heyet TELE1 İzmir İl Temsilciliği ve Ege Saati ofisini ziyaret etti.
Selektifiz İletişim ve Danışmanlık Ajans Başkanı ve Ege Saati Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sinan Dündar ile bir araya gelen Deva Partisi temsilcileri gündeme dair fikir alışverişinde bulundu.
“Ülkemizin en kısa zamanda bu kâbus günlerden kurtulacağını umut ediyorum”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs’ı işaret ederek erken seçim mesajını vermesini değerlendiren Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı Evrim Rizvanoğlu, “Tabii 14 Mayıs tarihi yüzde yüz resmileşmese de artık hepiniz resmi gibi bakıyoruz. Ülkemiz için hayırlı olsun. Biz Deva Partisi olarak yaklaşık 3 seneden beri seçim günü için zaten çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Seçimin yaklaşması heyecan verici, ben ülkemizin en kısa zamanda bu kâbus günlerden kurtulacağını düşünüyorum ve umut ediyorum. Bunun için de 3 senelik çalışmamız ve bundan sonraki aylardaki çalışmalarımızın daha kıymetli olacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Ali Babacan’ın Davos’ta bulunması çok kıymetli”
Genel Başkan Ali Babacan’ın Dünya Ekonomik Forumu için Davos’a davet edilmesinin partileri için çok gurur verici olduğunu söyleyen Rizvanoğlu, “Özellikle bizler için Genel Başkanımız Ali Babacan’ın Davos’ta bulunması çok kıymetli. Tabii benim konularım iklim değişikliği ve çevre olduğu için ve bu sene Davos’un konusunun da parçalanmış bir dünya konsepti olduğundan dolayı ağırlıklı olarak ekonomi ve ekonominin enerji boyutu ve iklim değişikliği boyutu çok detaylı ele alındı. Genel başkanımız da birkaç tane yerde bu konu ilgili konuşmacıydı zaten. Davos tabi çok önemli ve prestijli bir yer. Burada Türkiye’nin temsil edilmiyor olması, genel başkanımız dışında hiç kimsenin davet edilmemiş olması ya da gitmemiş olması kötü tabii ki. Ama genel başkanımızın söylediği; orada Türkiye’yi en iyi şekilde temsil ettiği ve Türkiye’den umudun kesilmemesi yönünde” dedi.
“Ülke köstebek yuvasına döndü”
AKP’nin iktidarında Türkiye’nin rant yuvasına döndüğünü ve her bölgede bir talanla karşı karşıya kalındığına vurgu yapan Rizvanoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Herkes bana diyor ki Türkiye’nin en büyük çevre sorunu sizce nedir? Hani bu kadar çevre ve iklim çalışıyorsunuz nedir Türkiye’nin en büyük sorunu? diye. Ben rant diyorum…
Türkiye’nin en büyük çevre sorunu bugün bu hükümetin rant kafası. Yani rant gözlüklerini takıyor burada mı rant var oraya gidiyor Burada mı rant var o tarafı talan ediyor. Gerçekten ülke Köstebek yuvasına döndü. Türkiye’nin gerçekten her tarafında sorun var. Bugün yüzünüzü bir çeviriyorsunuz Erzincan İliçteki sorundan başlıyorsunuz, Karadeniz’deki talan edilen yerlerden işte yanlış projelendirmelerden çıkıyorsunuz. Urfa’da çöplerin toplanamamasının halk sağlığına yarattığı çevre sorunları aynı şekilde. Aydın’daki jeotermallerin yanlış yerlere kurulması ve oradaki endemik bitkilere verdiği zararlar… İzmir’deki gerek körfezin sorunu, Paşa Limanı… Diğer tarafta Karaburun’da yanlış yere yapılmaya çalışılan RES projeleri… .”
“22 tane eylem planımız var”
Ülkenin doğru yönetilmediğini de söyleyen Evrim Rizvanoğlu, DEVA Partisi’nin ülkenin sorunlarının farkında olduğunu ifade ederek “Ülke bir rant gündeminde… Fakat en önemlisi şuan ülke yönetilemiyor, yönetmek isteyenlerin de bu konularda özellikle hassasiyetleri ve siyasi iradeleri yok. Şimdi çevre ve iklim değişikliği konusu, diğer konularda olduğu gibi ancak siyasi iradeniz olduğu sürece baş edebileceğiniz bir konu. Siyasi irade koyamazsanız bu konuda dünyanın en güzel Eylem planlarını yapın ki biz de 22 tane var 1700 sayfa. 22 tane eylem planımız var. Bunlardan bir tanesi de çevre ve iklim değişikliği 65 maddeden oluşuyor. Fakat buradaki en önemli konu, Deva Partisi’nin bu siyasi iradeyi ortaya koyabilecek olan bir parti olması. O yüzden biz çok çalışıyoruz ve dersimize de çok hazırız. Ülkenin sorunlarının da farkındayız, gittiğimiz her yerde çevre sorunlarının envanterini çıkartıyoruz. Biz bugün iktidarmışız gibi çalışıyoruz, zaten bu hükümetin değişmesi lazım ki bugün içinde bulunduğumuz çevre katliamlarına bir dur denilsin. Bizim 65 maddelik çevre ve iklim değişikliği eylem planımız; çevre mahkemelerini kurmaktan tutunda, Türkiye’deki ihracatçılar ki Avrupa ihracatımız yüzde 43 oranında. Akan yağmur suyunun doğru hasatlarla geri kullanımı, bisikletli yaşama geçişten orman yutak alanlarımızın korunmasına kadar çok kapsamlı çalışmaları içeriyor. Biz bu çalışmalarla bu pazar seçim varmış gibi çalışıyoruz. Heyecanla da 14 Mayıs’ı bekliyoruz” diyerek sözlerine son verdi.